Thrones of Britannia aslında tam da ihtiyacım olan bir dönemde karşıma çıktı. Büyük bir keyifle oynadığım ve Nors mitolojisini içerisinde barındıran God of War'ın gazıyla geçtiğimiz günlerde Vikings dizisine başlamıştım. Büyük bir keyifle Ragnar Lothbrok'un hikayesine tanıklık ettiğim şu günlerde elime geçen Total War Saga: Thrones of Britannia'yı doğal olarak daha bir keyifle oynamaya başladım diyebilirim. Tabi bu keyif daha sonra artarak mı yoksa azalarak mı devam etti, bunu Total War Saga: Thrones of Britannia'yı ele aldığım bu yazının içerisinde zaman zaman belirteceğim.
Total War Saga: Thrones of Britannia İnceleme
Strateji konusunda oldukça deneyimli olan ve Total War serisi ile anmaya başladığımız Creative Assembly, tarihe damga vuran bazı imparatorluklar ve isimlerden sonra bu sefer de Britanya'nın hikayesi ile karşımıza çıktı. Alışılmış Total War çizgisinden biraz çıkan firma, bu yeni oyunda hem tarihi olaylara tanıklık etmemize hem de onları dilediğimiz şekilde değiştirmemize olanak sağlıyor.
Başta da dediğim gibi oyun Ragnar Lothbrok'un ölümünden sonra, 878 yılında açılışını yapıyor. Zaten oyunun daha açılış sinematiğinde Ragnar'ın cansız bedeninin yavaş yavaş süzüldüğüne şahit oluyoruz. Ragnar'ın ölümü doğal olarak dengeleri değiştirerek farklı ulusları da bu büyük bölgeye topluyor ve biz de buradaki dengeleri gözetip daha fazla toprağı hakimiyetimiz altına almaya çalışıyoruz. Yani oyunun haritası genel itibari ile akın eden,zaten bu topraklarda olan ya da yerleşmeye çalışan onlarca ulusu barındırıyor. Tabi hepsinin ortak amacı, tüm Britanya'yı tek bir çatı altında toplamak ve bu hükmün keyfini sürebilmek.
Thrones of Britannia, adından da anlaşılabildiği gibi Britanya haritasını içerisinde barındırıyor. Harita içerisinde İngiltere, İskoçya, Kuzey İrlanda ve Galler'i kapsayan ve günümüzde Birleşik Krallık olarak da adlandırdığımız kısımlar dışında İrlanda'da bulunuyor. Oyunun genel özelliklerine geçmeden önce oldukça büyük olan bu haritadan kısaca bahsetmek istiyorum, çünkü harita yapısı oyunun da en önemli özelliklerinin başında geliyor. Zaten oyunu açtığınız anda haritanın büyüklüğü dikkatinizi çeken ilk unsur oluyor. Seride her ne kadar büyük haritalara yer verilse de bu durum Britanya'da bir adım daha ileri götürülmüş. Bütün Britanya tabir-i caiz ise ayaklarınızın altına serilmiş ve oyunun haritası Total War Atilla'dan çok daha büyük.
Oyundaki fraksiyonlar ise genel olarak 5 krallık ve bunların altında bulunan 2 ulustan oluşmakta. İngiliz Krallıkları altında Batı Seaxe ve Mercia, Galli Krallıkları altında Gwined ve Strat Clud, Gal Krallıkları altında Circenn ve Mide, Büyük Viking Ordusu altında Doğu Engle ve Northymbre, Viking Deniz Kralları altında ise Dyflin ve Sudreyar bulunuyor. tabi her krallığın doğal olarak fraksiyonun kendine has özellikleri ve yerleşim bölgeleri bulunuyor. Bu özellikler hem savaş sonrası bonuslara, hem de sahip olunan askerler ve birliklere yansıtılmış. Tabi doğal olarak seçtiğiniz fraksiyona göre haritanın farklı bir noktasında göreve başlıyor ve o kısımdan başlayarak egemenliğinizi genişletmeye çalışıyorsunuz. Bu bağlamda karşılaştığınız görevler ve baskın yapmanız gereken noktalar da bulunduğunuz konuma göre değişiklik göstermiş. Fraksiyonlardaki bu özellikler dışında sizin seçiminize göre ilerleyen bir özelliğin de oyuna aktarıldığını belirtmem gerekiyor. Diplomasi yolunda ilerlemenize ya da Vikingler gibi sağı solu yıkıp, milleti kılıçtan (ya da baltadan mı demeliydim) geçirmenize göre değişen bu özellikleriniz yine her krallıkta farklılık gösteriyor.