Son 2 yıldır en takdir ettiğim firmaların başında Ubisoft geliyor. En
beğendiğimiz ve kaliteli oyunlara mutlaka imzasını atıyor ve devamını getirmek
için çalışıyorlar. Kimilerini kendi bünyelerinde geliştiriyorlar kimilerinin ise
dağıtımını üstlenip, gelişimine destek veriyorlar. Bunlar arasında neler yok
ki... Prince of Persia’dan Splinter Cell’e, King Kong’dan Rayman’a varıncaya
kadar birçok oyun var. Rainbow Six serisi oyunlarını da Ubisoft dağıtıyor.
Serinin en yenisi Lockdown sonunda geldi. Geçtiğimiz günlerde oynadığımız demosu
ağzımızda güzel bir tat bırakmıştı ve heyecan ile tam sürümünü beklemeye
başlamıştık. Ne de olsa önceki versiyonlarından hiçbirisi bizi hayal kırıklığına
uğratmamıştı. Tam gaz, toplamda 6 Gb’a yakın yer kaplayan oyunu kurduktan sonra,
hemen içine dalıyoruz ve bizi neler bekliyormuş görüyoruz...
Enemy Spotted
Kısa bir öğrenme ve alışma süresinin ardından çok rahat hakim olmaya
başlıyorsunuz. Hemen belirteyim ki Lockdown’ı oynamak için öncekileri bilmenize
gerek yok. Diğerlerinde olduğu gibi, Rainbow adında bir takımınız var ve bu
takımla birçok teröristin üstesinden gelmeye çalışıyorsunuz. Toplam 16 görev
var. Bunlar konsol versiyonu ile nerede ise aynı. Ama kimi zaman bazı
değişimlere ve görev birleşimine uğramış. Oynadığım görevlerin tamamı büyük
başarı ile tasarlanmış. Zira öyle elde makinalı koştura koştura gidip sadece
aldığınız emri uygulamanız mümkün değil. Önce gerekli noktalara ulaşıp, yolunuzu
açmanız gerekiyor. Görevlerin başında bulunan brifingler sayesinde yapmam
gereken işi rahatça öğrenip uygulayabildim. Kimi zaman kapalı bir mekan ya da
sokaklarda terörist avlayıp rehineleri kurtardım. Kimi zaman ise bomba imha
ekibine eskortluk ederek onların görevini yapmasını sağladım.