Nerede ise son 10-15 yıldır FIFA, Efootball, PES vs kavgası devam ediyor. Yapımcı firmalar bir adım öne geçebilmek için sürekli olarak yenilikler ekliyor, ligleri oyunlarına dahil ediyor, oyuncuların en ince ayrıntılarına kadar yapıma yansıtmaya çalışıyor. Ama ne kadar gelişirse biz oyuncular için hem oynaması zorlaşıyor hem de sistemimiz daha çok zorlanıyor. Tiny Football tüm bunlardan arınmış bir şekilde karşımıza çıkıyor.
Microprose çok eskilerden gelen bir firma. 1988 yılında çıkardığı Microprose Soccer Commodore 64'de en beğendiğim oyunlardan biri idi. Sonrasında firma kaybolsa da geçtiğimiz yıl yeniden çalışmalarına başladı. Bu sefer yayıncı olarak bağımsız yapımcıların oyunlarını dağıtma işi üstleniyor. Nitekim bugün konumuz olan Tiny Football da Martyn Bissett tarafından hazırlanmış.
Futbol oyunlarını severim. Ancak son dönemde çıkan oyunlar benim gibi hızlıca girip 1-2 maç atıp sonra işine devam etmek isteyenler için pek de uygun değil. Derdim ne grafik oldu ne de bir takım ile oynamak. Ne futbolcuyu geliştirmek istedim ne de stadyuma yeni koltuklar eklemeyi. Antrenörüm bile olsun istemiyorum. Sadece bana sunulan takımlardan istediğimi seçeyim, karşıma çıkan takımı döve döve yeneyim gibi bir derdim var. Üstelik 3-5 dakika içinde maçımı yapıp bitirmiş olayım. Unutmadan bin tane farklı kombinasyon öğrenmek zorunda kalmak da istemiyorum.
Tüm bu düşünceler ile yıllardır futbol oyunlarına istediğim kadar ilgi gösterememiştim. Ya da "yeni nesil futbol oyunları ilgimi çekemedi" desem yalan olmayacaktır. Ta ki MicroProse'dan Tiny Football ile ilgili bir bülten gelene kadar. Bülteni incelediğimde aradığımın olabileceğini fark ettim ve deneme sürümüne erişim istedim. Oyun elime ulaştıktan sonra da istediğimin bu olduğunu anladım. Gelin hep birlikte deneyimlerime göz atalım.
Tiny Football, 90'ların retro tarzında, yukarıdan aşağı (ya da tam tersi) doğru ilerleyen bir yapım. Pas verme, şut çekme, müdahaleler, ortalar, top atma, serbest vuruşlar hepsi oyunda var. Dostluk maçı, turvuna ya da sezon modları bulunuyor. Bunlardan istediğinizi seçip hızlı bir şekilde maça geçebiliyorsunuz. Yaklaşık 100 mb'lık bir yüklemeye sahip olduğu için de menüler arasında geçişler ya da ligin yüklenmesi vs için bekleme yapmıyorsunuz. Dedim ya, her şey oldukça basit tutulmuş.
İster tek başınıza isterseniz de arkadaşlarınızla maç yapabiliyorsunuz. Klavye ve gamepad üzerinden oynanan Tiny Football ayrıca Steam'deki diğer arkadaşlarınız ile oynamayı da destekliyor.
Takımların ya da oyuncuların lisanslaması olmadığı için yönetmeyi seçtiğiniz takımın renk ya da forma gibi özellikleri ile oyuncu isimleri de sizin hayal gücünüze kalmış. Gördüğüm kadarı ile bunlarda değişiklik yapabilme şansımız bulunmuyor. Kodların içine girdiğimde takım isimlerinin de statik olarak yerleştirildiğini gördüm. Keşke bunlar farklı bir dosyada olsaydı, biz de takım ve oyuncu isimlerini istediğimiz gibi özelleştirebilseydik diyorum.
Oyun çok basit tutulmuş desem de bir futbol karşılaşmasından bekleyeceğimiz nerede ise her şey oyunda var. Atlanan bir kural ya da özellik yok. Penaltısından, gol sonrtası sevincine kadar düşünülmüş. Hatta gol atan bir oyuncunun tshirt'ünü çıkartması hakem tarafından sarı kart ile cezalandırılıyor. Ayrıca maç içinde oyuncunuz sakatlanabiliyor ya da atılabilyor. Onun yerine yeni bir oyuncu atamanız da gerekmesi Tiny Football'a ufak da olsa yönetimsel bir hava katıyor.
Birkaç farklı saha zemini ve farklı hava koşulları da oyuna dahil edilmiş. Bunlar rastgele olarak karşınıza çıkıyor ancak görsellik dışında oyuna pek de bir etkisini göremedim. Yağmurlu havada top kontrolü zorlaşmıyor. Zorlaşmasını da istemezdim zaten.
Unutmadan, oyuncular beğenmediğiniz bir hareket karşısında protesto da edebiliyor. Mesela verilmeyen bir faul ya da penaltı gibi. Bunu seyircilerin tezahuratları ile de destekleniyor.
Oyunu çok övdüm belki ama uzunca süredir beklediğim tarzda bir yapım olduğu için çok keyif aldım. Benim ihtiyaçlarıma karşılık veren bir yapım oldu. Yarın Steam üzerinden erken erişime açılacak olan Tiny Football'un fiyat olarak da uygun olacağını düşünüyorum. Vakit geçirmek, hızlıca stres atmak için göz atabileceğiniz yapımlar arasında olacaktır.