PlatformlarPC, PlayStation 3, XBox 360, PlayStation 4
Yapımcı - YayıncıEidos Montreal - Square Enix
Çoklu Oyuncu: Yok
Oyun Türü: Aksiyon
Merlin Puanı75
3 Kişi Oyladı
Okur Ortalaması%78
ArtılarHem kendine has hem de özünü koruyan bir oyun olmuş, oynanış sağlam, Garrett'ın oyuncakları hala işlevsel, esnek zorluk seviyesi herkesi tatmin ediyor
EksilerPS3 ve Xbox 360 versiyonları resmen kasıyor, çok fazla bug var, şehrin parça parça olması bütünlüğü bozmuş, Challenge bölümleri o kadar da çekici değil, yeni Garrett eskisi kadar karizmatik değil sanki...
Thief: Deadly Shadows'tan sonra yeni Thief oyunu çıkacak diye bekleye bekleye 10 sene geçirmişiz resmen yahu! Bende en özel yeri olan serilerden biridir Thief. Oyun sektörünün en muhteşem yıllarından biri olduğunu düşündüğüm 1998 yılında çıktığında daha "gizlenme" üzerine yapılmış başka bir türdeşi bile yoktu piyasada. Şimdilerde türün önde gelen isimleri olan Splinter Cell, Hitman ve Dishonored gibi oyunlar daha portakaldaki vitamin bile değildi yani. Baştan söylüyorum ki, sonra gelip "Oha, aynı Dishonored yapmışlar!" demeyin yeni Thief oyununu görünce. Cahil olanı İlber Ortaylı da sevmez hem...
BENİ BAŞTAN YARAT! Square Enix ve Eidos Montreal'in el ele yarattığı yeni Thief, serinin reset tuşuna basarak eski seriyi yeni nesilde baştan yorumluyor. Oyun çıkmadan önce sıkça tartıştığımız "Ama seri sıfırlandıysa Garrett'ın gözü niye öyle?", "Focus diye bir nane eklenmiş, yine basitleştirmişler oyunu!" gibi konuların cevabınıysa artık almış bulunuyoruz. Bakalım aradan geçen 10 yıl Usta Hırsız Garrett'a yaramış mı?
Thief yine klasik Steampunk ve Victorian dönemi evliliğinden doğan o tanıdık karanlık fantezi kimliğiyle karşımıza çıkıyor. Öyle kompleks ve havalı isimlerle uğraşmadan gayet basit ve yalın adıyla soyulmayı bekleyen "The City" yani Türkçesiyle tam olarak "Şehir" yeni Thief'teki oyun alanımız. Garrett şehrin göbeğindeki saat kulesini kendine mesken tutmuş ve şehrin zengin kesiminin cebindekileri aşırdıkça birikmeye başlayan yığınını buraya istifliyor.
Usta bir hırsız olsa da Garrett'ın çeşitli prensipleri var tabii yine. Genç ve yetim bir çocuk olarak hayatta kalmak için sokaklardaki hayatı öğrenen ve hırsızlık yapmak zorunda kalan Garrett, başkalarına güvenme konusunda genelde isteksiz bir kişiliğe sahip. Bu nedenle çoğunlukla yalnız çalışan Usta Hırsız için bunun tek istisnası eski çırağı Erin. Ancak o da ustasıyla tam zıt kişiliği ve öldürmeye olan hevesi yüzünden Garrett'la yollarını ayırmak durumunda kalmış. Garrett'ın kadim dostu Basso'nun hatrına kabul ettiği bir görev sırasında bu ikilinin yolları kesişince, oyunun hikâyesinin ana hatları da belirginleşmeye başlıyor. Bir tarafta kendi ideallari ve prensipleri olan usta bir hırsız; diğer tarafta da sabırsız, asi ve genç bir çırak olunca işlerin ters gitmesi uzun sürmüyor tabii. Görevlerini nasıl tamamlayacaklarına dair tartışırlarken Northcrest Manor'daki camdan kubbenin çökmesiyle korkunç bir ayinin ortasına düşmeleri de bir oluyor. Garrett Erin'i kurtarmaya uğraşıyor ancak nafile...Kendisi bile paçayı zor yırtıyor. Ya da acaba yırtıyor mu? Zira orası da apayrı bir muamma! Garret gözlerini açtığında nasıl kurtulduğuna dair en ufak bir fikri bile yok ve üstelik bir de sağ gözü normalden farklı şeyleri görebilmeye başlıyor! Ha, tabii bir de Basso'nun söylediğine göre Northcrest Manor'daki olayın üzerinden tam 1 yıl süre geçmiş durumda.