1/2

The Tomorrow Children

Hürcan Köse 12.09.2016 - 12:32
Yeniden inşa etmemiz gereken monoton bir dünya
Platformlar PlayStation 4
The Tomorrow Children
  • Çoklu Oyuncu: Yok
  • Oyun Türü: Aile oyunu,Role Playing Game,Simülasyon
Merlin Puanı 65
Artılar Farklı ve yenilikçi bir oyun fikri. Birlik ve beraberlik hissi
Eksiler Bir yerden sonra çok tekrara bağlıyor. Oyun içi mikro ödemeler. Yeterince dolu bir dünyaya sahip değil. Karakter geliştirme seçenekleri daha çeşitli olabilirdi
Günümüzde oyunlar öyle bir hal aldı ki, bazı türleri oynamayı ya çok sevip başka bir şey oynamıyor, ya da nefret edip hiç dokunmuyoruz bile. Günümüzün hayatta kal/yarat/inşa et oyunları da bu türün içine giriyor. Ya Minecraft'tan başka bir şey oynamaz, ya da Minecraft'a dokunmazsınız bile. Neden böyledir peki? Çünkü bu tür oyunlarda gerçekten elle tutulur bir şeyleri başarabilmek için tüm zamanınızı ayırmanız gerekir. Günde en az yarım saat, en fazla da üç saat ayırarak bu tür oyunlarda hedeflenen başarıyı yakalayamazsınız. O yüzden de ya sadece bu oyuna zaman vereceksiniz, ya da hiç oynamayacaksınız. Elbette istisnalar vardır, hep olur.

The Tomorrow Children
İşte The Tomorrow Children da bir önceki paragrafta bahsettiğim oyunlardan birisi. Ya çok seversiniz, ya da hiç sevmeyip bir daha dokunmazsınız. Ancak bahsettiğim türün oyunları genellikle birbirini tekrar eden ve birbirinin sunduğundan daha fazlasını sunamayan oyunlar olmaktadır. Minecraft, Rust, DayZ, H1Z1, Subnautica ve daha fazlası. Bu oyunlarda hep bir şeyler inşa eder, bir şeyler bulur, bir şeyler yapar ve hayatta kalmaya çalışırız. Herhangi bir hikaye ya da nihai amaç yoktur. The Tomorrow Children da işler biraz daha değişiyor. Bu kez 'boş beleş farming'ten daha çok kavramsal bir bütün karşımıza çıkıyor. The Tomorrow Children'ın gerçek bir emeli ve kavram kaygısı var.

Böyle kavram kaygısı, kavramsal bir bütün gibi kelimeler kurduğuma bakmayın. Öyle müthiş, farklı ve daha önce eşi benzeri görülmemiş bir fikre de sahip değil bu oyun. Basitçe yaptığımız şeyi şöyle anlatabilirim. Ne idüğü belirsiz bir deney sonucu tüm insanlık çok büyük bir tehlike ile karşılaşır ve dünya neredeyse yok olur. Tüm binalar ve doğal yaşam alanları dünyanın içine doğru göçüp kum fırtınaları içinde kaybolur. Yıllar sonra gruplaşan insanlar tekrar bir medeniyet kurmaya çalışır ancak "Izverg" adlı mekanik canavarlar insanlara saldırıp işleri zorlaştırır. Bu topluluklardaki mühendisler daha sonra birbirinin klonu olan işçileri yaratır. Bizim de bu işçilerden olduğumuz oyunda amacımız giriştiğimiz bölümdeki şehrin kurulmasına yardımcı olmak ve bu sırada karakterimizin de sınıfını yükseltmek. Bunların hepsi sıfırdan başlatılan, komünizm temalı  bir dünyada gerçekleşiyor.

The Tomorrow Children
Oyuna ilk başladığınızda önce ne olduğunu pek anlayamıyorsunuz. Oyun size sürekli bir şeyler veriyor, bir şeyler yaptırıyor ve bunları yapabildiğinizi kavradığı anda sizi birden oyunun içine bırakıyor. İşte o noktadan sonra yalnız ve oyundaki diğer kullanıcılar gibisiniz. Elinizden kimse tutmuyor. Elbette çeşitli monitörler sayesinde ne yapmanız gerektiğini öğreniyorsunuz ancak bahsedilen şeyi tam olarak nerede yapacağınızı bulmanız biraz zaman alabiliyor. Kendimden örnek verecek olursam; oyunda belli işleri gerçekleştirdikçe işçi puanı kazanıyor ve bu puanları Çalışma Bakanlığı'nda kullanarak maaş alıyorsunuz. Oyun bana bunu söylediğinde, Çalışma Bakanlığı'nı bulmam biraz zaman almıştı. Çünkü şansıma, ilk doğduğum şehirde Çalışma Bakanlığı binası bazı diğer binaların arkasında kalmıştı ve işaret gösteren yazılar da havada veya yanda değil de, yerde olduğu için bahsedilen binayı bulmakta zorluk çekmiştim. Aynı şekilde ilk bir saat nereye nasıl gideceğimi, neyi nasıl yapacağımı ve bu büyük alanı binalarla nasıl dolduracağımı akıl etmeye çalışmak ile geçti.

The Tomorrow Children ilk bakıldığında aslında tek-oyunculu bir oyun gibi gözükse de, hiç öyle değil. Girdiğiniz 'bölüm'de sizinle birlikte aynı sınıfta olan ve aynı görevleri yapması gereken başka yoldaşlarınız bulunuyor. Oyunun sosyal yönü de burada ortaya çıkıyor. Önceki paragraflarda oyunun komünizm yapısı üzerine kurulu olduğundan bahsetmiştim. Oyun yapısı bunu gerçekten iyi yansıtıyor. Diğer oyuncuların sahip olamadığı ancak sizin özel olarak sahip olabileceğiniz herhangi bir şey bulunmuyor. Örneğin bir taşıt yaptığınızda 'bu artık benim, başka kimse ellemesin' gibi bencilce bir düşünceye kapılamıyorsunuz. O taşıtı yaptınız ve sizin gibi başkaları da o taşıttan yararlanabilecek. Kendinize ait ancak giysilere ve iş aletlerine sahip olabilirsiniz ki onlar da diğer oyuncuların sahip oldukları ile aynı nitelikte.