Kocaman bir dünyada özgürsünüz
Ek paketler ile birlikte geliyor
Yan görevler şahane
Spellcraft sistemi
Müzikler
Hala buglar var
Dövüş sistemi biraz eski kalıyor
Zahmetli envanter sistemi
Yüksek dosya boyutu
Bethesda 19 yıl sonra The Elder Scrolls IV: Oblivion Remastered ile aniden karşımıza çıktı ve oyun dünyasında çok önemli yeri olan bir klasiği daha iyi grafikler ile üzerimize attı. Sızıntılar ile biraz sürprizi kaçmıştı ama duyurulması ile birlikte mağazalarda ve Game Pass’de yerini alan oyunu görünce heyecanlanmamak mümkün değil. Bakalım güncellenmiş grafikleri ve hiç değiştirilmemiş oynanışı ile 19 yıllık bir sürenin ardından Oblivion Remastered nasıl olmuş.
Tamriel’in başkenti olan Cyrodiil bölgesinde geçen Oblivion’a hapisteki bir mahkum olarak başlıyoruz. İmparator Uriel Septim’in kaçışına dahil oluyor ve istemeden de olsa suikastine şahit oluyoruz. İmparator ölmeden önce bizden bir kolyeyi teslim etmemizi istiyor ve uzun bir macera için Cyrodiil’e adımımızı atıyoruz.
Oblivion’ın ana hikayesi Daedric Prens Mehrunes Dagon ve Oblivion portalları çevresinde dönüyor, eğer Elder Scrolls Online oynadıysanız ana hikayesinin bu oyunda göreceğiniz olayların hazırlıkları şeklinde başladığını fark edeceksiniz. Oyunun ana hikayesi güzel olsa da çıktığı zaman bile öyle akıllara kazınacak kadar harika değildi, çünkü asıl macera yan görevlerdeydi. TES V: Skyrim çıktığı zaman guild görevlerinin beklediğimiz kadar iyi olmamasından şikayet ettiğimizi hatırlıyorum, bunun sebebi Oblivion’ın guild görevlerinin yıllar sonra bile aklımızda yer etmesidir. İlk defa bu oyunda katılabildiğimiz Dark Brotherhood’da dahil olmak üzere, oyundaki tüm guildlerin hikayeleri çok iyi, neredeyse hepsi ana hikayenin önüne geçecek kadar iyi.
TES IV: Oblivion Remastered hikayeye herhangi bir yeni içerik eklemiyor ama daha sonra yayınlanan genişleme paketi ve o yıllarda plugin olarak adlandırılan dlc paketlerini de dahil etmiş. Shivering Isles adındaki genişleme paketi ile Skyrim’den de hatırlayacağınız Sheogorath’ın çılgın dünyasında ortalama 30 saatlik bir ek içerik var. Daha kısa bir görev serisine sahip olan Knights of the Nine ve çeşitli stronghold bölgeleri ekleyen diğer paketler de ana oyuna dahil. Diğer DLC paketleri arasında küçük görevler de bulunsa da, tarihe “kozmetik mikro ödemenin başlangıcı” olarak geçen at zırhı gibi kozmetik içerikler bulunuyor. At zırhını yine satıyorlar bu arada, belirtmeden geçemeyeceğim. Deluxe Edition güncellemesi ile birlikte hem at zırhları hem de çeşitli silah ve zırh kozmetikleri alabilirsiniz.
TES IV: Oblivion Remastered için inceleme düzenimde bir değişiklik yapıp öncelikle grafiklerden bahsetmek istiyorum çünkü oyunun gerçekten değişen en önemli kısmı burası. Şu anda herhangi birine Oblivion ya da Morrowind oynamasını tavsiye edemiyorsam bunun en büyük sebebi grafiklerdir. Tabi mod desteği ile yine bir noktaya kadar kabul edilebilir hale geliyorlardı ama yine de ne kadar yeterli tartışılır. Son olarak Starfield’ın yapımında da kullanılan Creation Engine ile geliştirilen 2006 çıkışlı Oblivion’u alıp Unreal Engine 5 ile baştan yaratmışlar.
Oyunda çevre şahane gözüküyor, karakter modelleri çok güzel, animasyonlar gayet iyi. Daha oyunun en başında Tiber Septim’i görüp yüz animasyonlarıyla zenginleştirilmiş konuşmaları dinlerken aradaki farkı görüyorsunuz. Gizli geçitten çıkıp Cyrodiil’e adım attığınızda ise dağları, ormanları, harabeleri, kasabaları ve farklı boyutlardaki diyarları ile yepyeni bir dünya sizi bekliyor. Unreal Engine 5 ile oyunun tüm görsellikleri yenilenmiş ve çoğu zaman bu harika bir gelişme.
Elder Scrolls oyunlarında genellikle ilk modladığım şey karakter modelleri olurdu çünkü ne kadar uğraşırsanız uğraşın genel olarak karakterler çirkin oluyor. Oblivion Remastered ile bu sorun büyük ölçüde ortadan kalkmış. Üstelik bu defa karakterlerin yüz animasyonlarına da özen gösterilmiş ve bir karakter ile konuşurken detaylı yüz modellerinn konuşmalara uygun şekilde hareket ettiğini görebilmek hoş bir ayrıntı. Fakat animasyonlar tamamen kusursuz değil. Tıpkı orijinalinde olduğu gibi zaman zaman kapıya ya da nesnelere takılan NPC’ler, aniden garip hareketler yaparak uzaklaşanlar ya da ata binerken bir anda ayağa kalkıp sonra tekrar geri oturmamız gibi ilginç sahneler mevcut.
Bütün bu grafik güncellemelerinin oyunun performansına etkisi nasıl olmuş? Bu kısımda ben okuduğum yorumlardan çok farklı bir yerdeyim, çok güçlü ekran kartlarının bile sorun yaşattığı, takıldığı, fps düşüşleri yaşandığı ve stabil bir performans vermediği söyleniyor. Ben ise 4070 ekran kartlı sistemimde, DLLS açık değilken bile 2K çözünürlükte ortalama 75 fps ile neredeyse problemsiz oynadım. DLLS açtığımda daha yüksek değerlere de ulaşıyorum ama oyun boyunca açma ihtiyacı duymadım. Ama burada belirtmem gerek, oynadığım süre içerisinde Gamepass sürümüne gelen bir güncelleme ile DLSS FSR gibi seçeneklerin tamamı seçilemez hale gelmişti. Steam üzerinde olmayan bu problemin, yanlışlıkla konsol sürümünü göndermiş olabilecekleri gibi bir sorun yüzünden olabileceğini düşünüyorum.
Kısacası oyun çok güzel gözüküyor ama sorunsuz değil, üstelik eskiden 10 - 15GB olan oyun boyutu, şu anda yaklaşık 110 - 125 GB boyutlarına gelmiş durumda. Hem performans problemleri hem de yüksek boyutlar, özellikle Unreal Engine 5 ile birlikte karşılaştığımız eksiler ve bu oyunda da kendilerini göstermiş durumda. Benim oyun boyunca çeşitli grafik hatalarını saymazsak karşılaştığım en büyük sorun rastgele çökme problemleri oldu, bunlar da sıklıkla gerçekleşmedi ve oyunun autosave sistemi de iyi çalıştığından sıkıntı olmadı.
Oyun ses ve müzik kısmında orijinal içeriği koruyarak yenilemiş ve buna her şey dahil. Komut ile ulaşabildiğiniz Todd Howard ve ses kaydında aynı cümleyi iki kere seslendiren NPC karakter burada da var. Yalnız bazı seslendirmeler eski halleriyle kalmış sanırım, kimi yan karakterlerde bariz bir ses farkı hissediliyor. Jeremy Soule’un muhteşem müzikleri, yenilenmiş halleri ile kulaklarımızın pasını almaya devam ediyor. Oyun bu alanda zaten güçlüydü, gücünden bir şey kaybetmemiş.
Şimdi oyunun grafiklerinden ve performansından bahsettiğimize göre asıl olaya, oyunun kendisine dönelim. The Elder Scrolls serisine ilk olarak beşinci oyun olan Skyrim ile giriş yapan çoğu oyuncu için Oblivion tanıdık ama farklı bir deneyim sunacak. Oyunun oynanışına neredeyse hiç dokunmamışlar, gerçi bu ne kadar iyi bir şey kişisel zevklere göre değişiyor.
Yakın dövüş sistemi Skyrim’e göre biraz daha zayıf ama büyülerinizi, kılıç ve kalkanınızı aynı anda kullanabiliyorsunuz mesela. İstediğiniz gibi bir karakter oluşturmak tamamen sizin elinizde, ne kadar fazla yetenek üzerinde yoğunlaşır ve ona göre karakteri geliştirirseniz o kadar güçlü oluyorsunuz. Günün sonunda ise dövüşler kılıcı hızlıca sallayıp yapay zekası düşük olan düşmanı etrafta koşturarak geçiyor ya da herkesin favorisi olan Stealth Archer buildlerine dönebiliyorsunuz. Özellikle birinci kişi görüş açısında yakın dövüşün ağırlığı olmaması göze batıyor, bu yüzden kılıç kullandığımda üçüncü görüş açısına geçmeyi tercih ediyorum. Menzilli mücadeleler ise benim için daha tatmin edici geçtiğinden, önceliğimi o tarafa veriyorum. Bu oyundaki özelleştirilebilir büyü sistemini (spell crafting) denemezseniz çok fazla şey kaybedersiniz.
Seviye atlama olayı neredeyse eskisi gibi, yeterince yetenek öğrenirseniz seviye atlayacak duruma geliyorsunuz ve uyuduğunuz takdirde statlarınızı arttırarak bir sonraki seviyeye geçebiliyorsunuz. Sadece istediğiniz şekilde karakter oluşturmak biraz daha anlaşılabilir ve rahat hale gelmiş. Buradaki en büyük sorun level scaling olması, eğer hızlı bir şekilde simya ya da atletik yetenekleri geliştirip seviye atlarsanız düşmanlar güçleniyor ve daha ilk Kvach saldırısında bile güçlü daedra düşmanlar karşınıza çıkıyor ve tatsız sonuçları oluyor. Yine de biraz elden geçirildiği ve eskisine göre biraz daha az acımasız olduğu söyleniyor. Yine de en az bir dövüş yeteneği geliştirmeden seviyenizi yükseltmemeye çalışın.
Oyunun kilit açma sistemi, insanlarla aranızı geliştirecek persuasion sistemi, pazarlık sistemi gibi özellikleri hiç değişmemiş. Özellikle kilit açmak biraz şansa biraz da tecrübeye dayalı, bolca lockpick yakıp karşılığında iki altın bir fare ölüsü seviyesinde ödüller alabileceğiniz bir sistem. Tabi bazı kilitli kapıları açıp, garip ama normal insanlar gibi gözüken kasaba halkının sırrını gereğinden erken çözebilmek gibi olaylar ile karşılaşmanız gibi durumlarda çok işe yarıyor.
Oyunun görev takip sistemi bazen çok alakasız şeyler gösterebiliyor ya da bir bug yüzünden sizin ilerlemenizi engelleyebiliyor. Daha en başta balık yakalamaya gidiyorsunuz, görevi işaretinin gösterdiği yerin çevresinde su altını arıyorsunuz ama sizin balıklar işaretin yüzlerce metre ötesinde “karada” yüzüyor! Ya da takip etmeniz gereken ekip meydanda dikilip hareket etmiyor, siz kendiniz insiyatif alıp ilerlemez ve mekanı temizlemezseniz görev ilerlemiyor. Bunların planlı olduğunu düşünmek isterdim ama bir hata olduğu belli.
Oyunun arayüzü yenilenmiş ama yeni nesil oyunlar ile mücadele edebilecek kadar değil. Biraz daha Elder Scrolls Online havası var, envanter karıştırmak hala daha zor, hele de benim gibi gördüğü her şeyi toplamaya çalışan biriyseniz. Satıcılara eşya satmak ya da topladığınız eşyaları düzenlemek de envanterin ne kadar eski bir sistem olduğunu hatırlatan can sıkıcı kısımlardan. Oyunu klavye - mouse ile oynadığınızda biraz daha rahat bir şekilde silah değiştiriyor, eşyaları düzenleyebiliyor ve nişan alıyorsunuz. Kontrolcüde ise menüler arasında navigasyon, silah değiştirme gibi işlerinizi yapmak için menülerde gezinmek daha hantal hissettiriyor. Klavye mouse ile envanteri halledip zindana girdiğim zaman kumandayı elime alıp yalnızca aksiyona odaklanıyorum bu durumda. Tabi kontrolcüde quicksave-quickload atamıyorum ama olsun.
Bethesda oyunları denilince akla gelen şeylerden biri de mod desteği olur. Neredeyse tüm Bethesda oyunlarında bulunan resmi mod desteği TES IV: Oblivion Remastered için mevcut değil ama bunu da oyunun tamamen farklı bir motorda tekrar yapılması ile açıklayabiliriz sanırım. Zaten mod yapımcıları resmi destek yok diye boş durmuyor, şimdiden oyun için yüzlerce mod yayınlanmış durumda.
TES IV: Oblivion Remastered, duyurulduğu 22 Nisan tarihli sunumun hemen ardından PC, PlayStation 5 ve Xbox Series X/S platformlarında yerini aldı. Peki 2006 yılının unutulmaz rol yapma oyununu sadece grafiklerini yenileyip bir iki ufak geliştirme haricinde orijinaline dokunmadan yayınlamak iyi bir fikir mi? Evet! Ben o yıllarda oynarken hissettiklerimi tekrar hatırlasam da aynı oyunu aynı sistem ile oynarken bir süre sonra nostaljiden kurtulup sıkılacağımı düşünüyordum ama yanılmışım. Bazı noktalarda “şurayı daha iyi yapabilirlerdi” diyebileceğim bir sürü şey oldu ama sonuçta Remake ile Remastered arasındaki farkı görüyoruz.
TES IV: Oblivion Remastered rol yapma oyunlarını sevenlere rahatlıkla önerebileceğim bir oyun. Modern görsellik ve bazen eskimiş gözükse de bence hala daha iyi olan oyun mekanikleri ile Bethesda’nın unutulmaz klasiklerinden birini yeniden oynama şansı kaçmaz. Nisan ayıTES IV: Oblivion Remastered ve Clair Obscur: Expedition 33 gibi iki harika RPG ile oyun severleri mutlu eden bir ay oldu. Daha yılın 4. ayını geride bıraktık ama şimdiden muhteşem oyunlar oynamamız için bizi bekliyor.