Entrika ve tehlikenin iç içe geçtiği, muhtemelen okuduğum en iyi gerilim
romanıydı “Da Vinci Şifresi”. Çoğu kitaptan daha fazla merak uyandırdı. Onlarca
dile çevirildi, milyonlarca sattı; Hristiyan alemini birbirine düşürdü. Sonunda
o da Hollywood’un eline düştü. Oyununun da yapılacağı haberi pek fazla
şaşırtmadı beni. Agatha Christie ile hepten popüler olan kitap oyunlarına bir
yenisi daha eklendi: The Da Vinci Code.
Kitap bir solukta geçiyor
Adventure tarzında olan oyunumuz, açılışında güzel bir video ile karşılıyor
bizi, sinematikleştirildiği gözden kaçmıyor. Ana menüde hoş bir müzik eşlik
ediyor. Geçiş animasyonları güzel yapılmış. Fazla karışamadığımız ayarlarda
çözünürlük 1280*960’a kadar destekliyor. Kitabın çoğu Fransa’da geçtiği
düşünülürse, oyunda çoğu karakterin Fransız aksanıyla İngilizce konuşması
şaşırtıcı değil. Alt yazıların aktif edilebiliyor olması, özellikle Fransız
İngilizcesi konuşan kahramanları anlamakta yardımcı olacaktır. Konu tamamı ile
kitap ile aynı gidiyor. Ancak arada çok büyük boşluklar var, yapım çok hızlı
ilerliyor. Örnek vermek gerekirse, kitabın ilk 100-120 sayfası 10 dakikalık bir
zamanda geçiyor. Kitap ile olan paralellik, oyundaki şifrelerde de kendini
gösteriyor. Bu bakımdan takıldığınız yerleri, elinizde kitaptan varsa, ona
bakarak geçebilirsiniz. İlk şifre için sayfa 112 bakabilirsiniz. Bu da ufak bir
tüyo olsun.
Farklı karakterler
3.şahıs kamerasından yönettiğimiz karakterlerin kontrolünü, mouse-klavye ikilisi
ile sağlıyoruz. Oyun içinde, zaman zaman yönettiğimiz kişiler değişiyor. Başta
Profesör Langdon’u yönetirken, bir süre sonra öldürülen müze müdürünün torunu
Sophie kontrolünüze geçiyor. Kitap ve filmdekinin aksine, Da Vinci Şifresi’nde
sınırlı bir şekilde aksiyon yaşanıyor. Bir dövüş sırasında, ekranın altında
sırayla çıkan mouse tuşuna basmalısınız. Vaktinde basamazsanız yumruğu siz
yersiniz. Bir macera oyununa göre kabul edilebilir belki, ama bu kadar aksiyon
ve gerilime sahip bir kitaba da yakışmıyor.
Açılıştaki sinematik performansı, maalesef oyun içi ara videolarda bulunmamakta.
Ara videolar görüntü olarak tatmin etmiyor. Keza Da Vinci Şifresi’nin de
grafikleri daha iyi olabilirmiş. Özellikle karakter modellemeleri daha iyi
yapılabilirdi. Haliyle yapım içerisinde çok sayıda tablo bulunuyor. Tablo
görüntüleri çok kaliteli, ancak grafiklerin aynı kaliteyi tutturamaması,
tabloların sanki oyun içine yapıştırılmış izlenimine sebep oluyor. Seçilen
müzikler genellikle yumuşak tonlarda ve ilahi tarzında. Seslendirmeler müzikler
kadar iyi olmasa da, yine de güzel.
Ticaret
Bir kitap oyunu ile daha karşı karşıyayız. Hatta kitap, sinema ve oyun olarak
bir üçlemeyi gerçekleştirdi. Bu bakımdan anlayacağınız gibi daha çok ticari
amaçla yapılmış bir oyun. Daha çok kitabı okuyan ve macera sevenlerin denemesi
gerektiği kanaatindeyim. Kitabı okumamış olanların ya da okumaya üşenenlerin
filme gitmeleri yerinde olur. Zira yalnız oyunu oynamak, kitabı yirmişer sayfa
atlayarak okumak gibi olacaktır. Son olarak, yapıma karşı büyük beklentiler
beslemeyin.