Gözümden bir kaç damla yaş geliyor. Karşıma, credits ekranına bakıyorum.
Yanımdaki insanlarda benim gibi, ne yapacağını şaşırmış, afallamış durumdalar.
Koca bir efsane artık bitti. Farklı bir duygu bu. Sanki içimde bir boşluk, bir
daha doldurulamayacakmış gibi duruyor. Aklımda, Anakin’in sözleri yankılanıyor.
İçimi öyle bir hüzün kaplamış ki, hiç bir şey yapamayacak durumdayım. Belki
abartıyorum zannedeceksiniz, ama hayır, şu satırları yazarken bile, aynı
duyguları tekrar yaşıyorum.
George Lucas’ın 1977 yılında, bir nevi armağanmışçasına bizlere sunduğu Star
Wars serisi, uzun bir bekleyişin ardından Revenge of the Sith’le muhteşem bir
şekilde son buldu. Yaklaşık 30 yıl önce, ilk üçlemeyle senaryonun tam ortasından
filmleri çekmeye başlayan Lucas, o zamana kadar kimsenin hayal bile edemeyeceği
birşeyi, sinemaya aktarmıştı ve Star Wars efsanesine son noktayı koydu. Tam
ortasından anlatılmaya başlanan bu destansı serinin, bu şekilde çekilmesinin
sebebini Lucas, Anakin’in iyi bir insan olarak başlayan hayatını, bir anda tam
tersine karanlık birine dönüşen ve sonunda çocukları tarafından kurtarılan
hikayesini biraz daha genişleterek anlatmaktı diyor.
Filmin başlangıcı oldukça görkemli ve efektlerin sonuna kadar kullanıldığı bir
sahneyle başlıyor. Anakin’le Master’ı Obi Wan iş başındadır ve esir olarak
alınan Palpatine’i kurtarmak için Coruscant üzerindeki savaşa girip Grievous’un
gemisine ulaşmaya çalışmaktadırlar. Anakin sayesinde Grievous’un büyük gemisine
ulaşan ikili daha filmin başında Dooku ile düelloya girerler. Dooku Obi Wan’ı
etkisiz hale getirse de Anakin’e yenilir ve Palpatine’in emri ile Anakin
tarafından öldürülür. Anakin’in performansından etkilenen Palpatine onu Jedi
Konseyi’ne kendi temsilcisi olarak atar ve Anakin genç yaşta Konsey’e girmeyi
başarır. Fakat Palpatine’in bu hareketi Usta Jedilar tarafından tepki görür ve
Palpatine’i daha yakından izlemeye başlarlar. Palpatine ile Anakin arasındaki
dostluk kötü sonuçlara neden olacaktır… Daha filmi izleyemeyenlerin olduğunu
varsayarak, çok fazla bilgi vermek istemiyorum. Ayrıca, yıllardır merak konusu
olan Anakin’in Darth Vader oluşu da, oldukça başarılı bir şekilde aktarılmış
beyaz perdeye.
Filmde öyle etkileyici sahneler var ki sormayın gitsin. Yoda-Palpatine, Obi
Wan-Anakin ve Mace Windu’yla Palpatine arasında ki duellolar o kadar başarılı, o
kadar etkileyici ki, ben dahil çoğu kişinin ağzı açık kaldı salonda. Ayrıca,
Palpatine’in başa geçmesiyle, Commando’lara Emir 66’yı gerçekleştirmelerini
söyledikten sonra, gerçekleşen olaylar karşısında küçük dilinizi yutuyorsunuz.
Özellikle, volkanik gezegen Mustafar’daki Obi-Anakin çatışmasında kullanılan
sözler, Anakin’in başına geldiklerden sonra “Senden nefret ediyorum!” demesi,
Obi-Wan’ın buna karşın “Ben seni seviyorum, sen benim kardeşimsin. ” demesi
karşısında, yüreğimin eridiğini, ve Anakin’e karşı içimde bir kin oluştuğunu
çok iyi hatırlayabiliyorum. Bunlar okuduğuz satırlarda anlatılamayacak sözler
kanımca, gidip görmeniz lazım.
Oyunculuk bakımından, Darth Sidious’u oynayan Ian Mcdiarmid ile, Anakin’i
canlandıran Hayden Christensen, alınlarının akıyla çıkmış rollerden. Lucas
gerçekten Anakin’i oyanacak daha iyi birisini bulamazdı. Hayden, Anakin’in sahip
olduğu kin, nefret, üzüntülü hallerini son derece başarılı bir şekilde oynamış.
Ama bazı sorunlar da yok değil filmde. Öncelikle, önceden gösterilen veya
bulunacağı açıklanan çoğu sahne yok filmde. Bu yüzden de, çoğu insan filmin
kesik, sahnelerin kopuk olduğunu söylüyor. Ama Lucas’ın anlatacağı o kadar çok
şey vardı ki, Count Dooku, Anakin’in Darth Vader operasyonu ve Emir 66 gibi
sahneler oldukça kısa sürüyor. Birde tabi Obi Wan ile Anakin arasında Bölüm
II’den hatırlayacağınız tartışmalar nedense bu bölümde tam tersine dönmüş
durumda. Tabii aralarındaki o son düelloya kadar. Ama bütün bunlar, bu muhteşem
filmin yanında, pek de eksi sayılmayacak unsurlar kanımca.
Evet, bir efsanenin bitişine hep birlikte tanık olduk. Şu an ki üzüntülü
halimden, ne zaman kurtulacağım acaba, ne zaman Star Wars’un Artık bittiğini
kabullenebileceğim, merak ediyorum. Gerçi film bittikten sonra Bölüm III ve IV
arasındaki olayları anlatan 100 bölümlük bir dizi projesi var ama bu hiçbir
zaman filmlerin yerini tutmayacaktır. Eğer bu yazıyı okuyanların arasında, filmi
izlemeyenler varsa, ne kadar hata yaptıklarının farkında değiller sanırım. Bu
yaşanması gereken bir deneyim, izlenmesi farz olan bir destan. Tekrar
söylüyorum, Star Wars’la alakanız yoksa bile bu filmi es geçmeyin, büyük bir
hata yapmış olursunuz.
Yazıdaki katkılarından dolayı, büyük bir Star Wars fan’ı olan Hakan Kabaran’a
teşekkürlerimi sunarım.
"Her şey için çok teşekkürler George Lucas, bize böyle bir efsaneyi sunduğun için, teşekkürler..."