ArtılarBaşarılı hikâye anlatımı, sesler, co-op modu
EksilerYapay zekâ kötü, bu da oyuna basitlik yönünde katkı sağlıyor. Senaryo modu kısa
Ajan Sam Fisher ile ilk tanışmamız 2002 yılına dayanıyor. O zamanlar verilen emirleri bir bir yerine getiren, çevik vücuduyla dikkat çeken ve adeta hayalet gibi davranan biriydi. Third Echelon çatısı altında belirlenen görevler, dünyanın farklı noktalarına gerçekleştirilen birbirinden gizli seyahatler sonucunda neticelendiriliyordu.
İlk üç muhteşem yapımın ardından Splinter Cell ismi oyun dünyasında fazlasıyla anılmaya başlanmıştı. Amerikalı yazar Tom Clancy tarafından kaleme alınan aynı isimli kitaplardan yola çıkılarak hazırlanan seri, ilk olarak Double Agent ile çizgisinden saptı. Sam, bu kez ikili oynamak zorundaydı ve her iki tarafın da güvenini sağlayabilmek için istemeden de olsa bazı görevlere göz yumuyordu. Peki bu bir Splinter Cell oyunu muydu?
Double Agent, milyon barajını rahatlıkla geçmeyi bildi, ancak önceki oyunlar kadar etkili olamadı. Gizlilik unsurunun azaltılmış ve oyun içi aksiyonların artırılmış olması, o her zamanki "giz" duygusunu alıp götürüyordu. Durun, daha bitmedi. Şimdi de ikinci perde var!
Bu bir intikam mücadelesi
İlk olarak bazı dökümanlar neticesinde haberdar olduk yeni Splinter Cell'den. Ubisoft'un planlarının yer aldığı belgeler, gizlice FTP sunucusundan Internet'e sızdırılmıştı. Bu belgeler arasında Splinter Cell: Conviction ismi ve oyuna ait olabileceği muhtemel konsept tasarımları yer alıyordu. Washington'da yer alan bir savaş aracı, saçı sakalına karışmış bir Sam Fisher ve kaldırımları süsleyen Sonbahar yaprakları, bu yeni oyunda farklı şeylerin olacağını, en azından Sam açısından üzücü gelişmelerin yaşanabileceğini kanıtlıyordu. Nitekim öyle de olacaktı.
Resmi duyurunun ardından yayımlanan ilk videolar, Splinter Cell severleri bir kez daha şaşırtmıştı. Yaşayan devasa haritalar vardı bu kez. O karanlık dar koridorlar, içine sızılması için binbir tür plan - taktik yaptığımız binalar yoktu artık. Zaten Sam, bir suçlu konumundaydı. Çok iyi dövüşebiliyordu ayrıca. Öyle ki etraftaki sandalye, masa ve benzeri her şeyi kaldırıp silah olarak kullanabiliyordu. Hani şu "gizliliği prensip edinmiş, görünmekten hoşlanmayan" eski kahramanımızdan, Sam Fisher'dan söz ediyorum. Üstelik bu kez gizlenmek için de sokaklardaki kalabalığı kullanacak, bazen kalabalıkta çıkaracağı bir karışıklık neticesinde dikkatleri dağıtabilecekti.
Ubisoft, yeniden risk alabilir miydi bilinmez, ancak oyuncuların tepkilerine önem verdiği açıkça belli oluyordu. Conviction'ın gelişim süreci sıfırlandı ve o ana kadar gösterilen tüm detayların koca bir "hiç" olduğu anlaşıldı. Montreal stüdyosu, yeniden çalışmaya başladı ve doğal olarak bu gelişmeler, Concivtion'ın çıkış tarihine de etki etti (Normal şartlarda bu oyunu yıllar önce oynuyor olacaktık.)
İşte karşımızda yeni Conviction. Sam'in bir şarapçıya benzer imajı yok edildi ve yerine yine eskisi gibi çevik bir adam getirildi. Saçlarındaki beyazlar ve alnındaki kırışıklıkları da saymazsak Sam, yine eski Sam ve bu kez fazlasıyla öfkeli. Ne için mi? Tabii ki intikam!