ArtılarDüşük sistem gereksinimleri, seride bir ilk olarak ejderhaya biniliyor, başarılı melez oynanış mekaniği
EksilerBirbirinin içinden geçen modellemeler gibi hatalar olabiliyor, grafikler yaşlılığını belli ediyor, yapay zeka genel olarak başarısız
SpellForce serisini hatırladınız mı? Şahsen benim aklımda kalan isimlerden biri oldu. Seri, oyunları ve ek paketleriyle birlikte kendine has bir oyuncu kitlesine sahipti. Ama en önemli özelliği ise melez bir oynayış mekaniğine sahip olmasıydı. RPG/RTS’yi harmanlıyordu. Hatta karakterimizi TPS kamera açısından yönetip, ilerledikten sonra oyun tepe kamera açısıyla birlikte stratejiye dönüyordu. Bu melez oynanışla ilgili olarak ilk oyun çıkmadan önce hakkında çok konuşulmuştu. SpellForce 2’nin son ek paketinin çıkmasından uzun bir süre geçmesine rağmen, yapımı yılan hikayesine dönen Faith in Destiny sonunda kullanıcıların beğenisine sunuldu. Bakalım aradan geçen zamandan sonra SpellForce 2: Faith in Destiny bizlere ne gibi bir macera sunuyor?
Yıllar sonra yeniden
Yapım klasik bir hikayeye sahip. Eo dünyası karışmıştır. Bir kahraman ortaya çıkar ki, o da biziz zaten. Kahraman hem kendi hem Eo’nun kaderini elinde tutar. Senaryoda ilerledikçe ilginç sürprizler de yaşanabiliyor, ama çok çarpıcı veya şaşırtıcı gelişmeler de değil bunlar. Hikayeyi geçip oynanışa odaklanacak olursak, Faith in Destiny, önceki oyunlardaki temel mekaniğini aynen koruyor. RPG/RTS melez oynanışını değiştirmemiş. Önceki oyunları oynayan kullanıcılar bu konuda şikayet etmeyecektir. Kendi karakterimizi yaptıktan sonra oyunun dünyasında maceraya giriş yapıyoruz. TPS kamera açısında RPG oyunu oynar gibi çeşitli görevler alıp bunları yerine getiriyoruz. Görevler karışık değil, genel olarak diğer oyunlardan alıştığımız şekilde oyuna yedirilmiş. Normal bir RPG oyununda olduğu gibi level atlıyor, alışveriş yapıyor, farklı eşyalar düşürüyoruz. Karakter geliştirmede birçok kombinasyon var. Karakter için farklı beceriler ve büyü yetenekleri biraz daha arttırılmış ek paketle birlikte. Ama tabii asıl olay bunda olmuyor, en baştan belirttiğim gibi melez oynanış var oyunda. Stratejiye geçtiğimiz anda ise yine klasik mekanikler devreye giriyor. Binalar kurup, birimler yapıyoruz. Faith in Destiny’nin strateji kısmı genel olarak eğlenceli ve tatminkar. Açıkçası çok derinlemesine stratejik öğeler sunduğunu söyleyemem. Bunlara rağmen düşman yapay zekası başarısız kalabiliyor ki, aslında şöyle genel olarak düşmanların saldırdıkları veya geldikleri noktalar belirli. Bu yüzden bir süre sonra yapay zekaya karşı rahatça taktik geliştirebiliyorsunuz.