Oyun meraklılarının hafızasında özel bir yeri olan SiN Episodes: Emergence, 2006’da piyasaya sürüldüğünde büyük bir serinin yalnızca ilk halkası olacaktı. Ritual Entertainment, SiN dünyasını “üçlemenin üçlemesi” denilebilecek dokuz bölümle genişletmeyi planlıyordu. Her üçleme bir karaktere odaklanacak, hikâyeyi adım adım ilerleterek finalde Elexis Sinclaire ile büyük bir hesaplaşmaya bağlanacaktı. Ancak işler planlandığı gibi gitmedi; proje tek bölümde kaldı. Yıllar sonra stüdyonun eski QA yöneticisi Michael Russell, bu dev planların perde arkasını paylaştı.
Russell’a göre, Emergence yalnızca Radek üçlemesinin başlangıcıydı. İkinci bölüm, Blade’in Viktor Radek ile aynı yerde rehin tutulmasıyla başlayacaktı. İkili, bir akvaryumda saklanan çeteden kurtulmak için istemeden ittifak kuracaktı. Bu bölümde oyuncular, çevresel bulmacaları çözmek için elektriği farklı kaynaklardan çeken Capacitance Cannon adlı yeni bir silah kullanacaktı. Bölüm, bir barajın çökmesiyle Freeport City’nin kısmen sular altında kalmasıyla son bulacaktı. Bu, Radek’in hikâyesini noktalamadan önce büyük bir kaosun fitilini ateşleyecekti.
İkinci üçlemede sahneye Jessica Cannon çıkacaktı. Half-Life 2’nin Alyx Vance karakterine benzer bir rol üstlenecek olan Jessica, geçmişi ve HardCORPS’a nasıl katıldığını merkezine alan üç bölümle öne çıkacaktı. Bu üçlemede araç sürme mekanikleri geri dönecek, oyuncular Freeport sokaklarında hızla ilerleyen kovalamacalara tanıklık edecekti. Ayrıca Blade’in vücudu, mutajenlere daha fazla maruz kaldıkça yavaş yavaş değişecek, bu da oynanışa dramatik etkiler bırakacaktı.
Son üçleme ise tamamen Elexis Sinclaire üzerine yoğunlaşacaktı. Russell’ın aktardığına göre, Sinclaire aslında dört farklı versiyon halinde kurgulanmıştı. Fiziksel olarak görünen, hologram olarak beliren ya da Blade’in zihninde ortaya çıkan Elexisler, onun kişiliğinin farklı yönlerini temsil edecekti. Bu karmaşık yapı, hem oyuncuların algısıyla oynamayı hem de Elexis’in hikâyesine büyük bir final hazırlamayı amaçlıyordu.
Peki bu dev planlar neden gerçekleşmedi? Russell’a göre, sebep satışlardan ziyade şanssızlık ve iptal edilen yan projelerdi. Ritual, o dönemde Quake 4 için bir genişleme paketi geliştiriyordu. Ancak Activision, ana oyunun satışları beklentileri karşılamayınca projeyi iptal etti. Aynı zamanda bir film uyarlaması oyunu için anlaşma yapılmış, hatta ek personel işe alınmıştı. Fakat prodüksiyon şirketi son anda daha fazla pay talep edince proje çöktü ve Ritual ciddi bir mali yükün altına girdi. Bu iki büyük darbe, SiN Episodes’un devamının geliştirilmesini imkânsız hale getirdi.
Aslında satış rakamları fena değildi; Russell ikinci bölümün yüzde 60 oranında tamamlandığını söylüyor. Ancak finansal sorunlar stüdyonun manevra alanını daralttı ve proje rafa kaldırıldı. Bir başka etken de “dokuz bölüm” fikrinin yanlış anlaşılmasıydı. O dönem oyuncular bunun tek oyunun dokuz parçaya bölünmesi anlamına geldiğini düşündü ve fiyatlandırmayı yüksek buldu. Ritual ise aslında her üç bölümü tam bir oyun olarak sunmayı planlıyordu.
SiN Episodes bugün hâlâ “yarım kalmış bir hikâye” olarak anılıyor. Ancak Russell’ın aktardıkları, oyuncuların neler kaçırdığını gözler önüne seriyor. Eğer işler yolunda gitseydi, Blade ve Jessica’nın hikâyesi, Radek’in sonu ve Elexis Sinclaire’in çok katmanlı planlarıyla birleşerek FPS tarihine benzersiz bir seri kazandırabilirdi.
Bugün SiN Episodes yalnızca tek bir bölümle tarihteki yerini aldı. Ancak arkasındaki devasa planlar ve hiç gün yüzüne çıkmayan ayrıntılar, onu oyun dünyasının en ilginç “yarım kalmış projelerinden” biri haline getirdi. Oyuncuların aklında ise hep şu soru kaldı: Eğer Ritual yoluna devam edebilseydi, FPS türü bugün çok daha farklı görünebilir miydi?