ArtılarHoş grafikler, sesler, etkileşim, alternatif öldürme yolları, eğlenceli oynanış, ne kadar kötü olsa da seksiliği ve çekiciliği ile Elexis Sinclair.
EksilerKısa oyun süresi, sadece üç silah bulunması, Multiplayer'ın olmayışı, arada kafası reset yiyen yapay zekâ, çizgisellik, tek kişilik senaryo bir iki kereden fazla bir daha oynanmaz ve Jessica'ya ilaç enjekte eden kötü adam Viktor.
Eskiden bir arkadaşım ile sürekli oyunlardan muhabbet ederdik. O zamanlar
özellikle bana sürekli Resident Evil 2’den bahsederdi. İşte zombiler var,
aksiyon var vs... var oğlu var diye aramızda diyaloglar geçerdi. O zamanlar
ufaktık, hep çevreden duyduklarımızla bir adet oyuna el atardık. Sin ile de aynı
böyle olmuştu. Günün birinde arkadaşım “Bak bir kadın var, millete ilaç veriyor,
onları yaratık yapıyor. Çok güzel oyun.”diye beni gaza getirip, tavsiye
vermişti. O zaman Sin’i alıp, oynayıp bitirmiştim. Kötü değildi ve beni hayal
kırıklığına uğratmamıştı. Ancak Half-Life’a daldığım için sadece bir kereliğine
oynayıp, bitirdiğim sıradan bir oyun gibi köşede kalmıştı. Gerçekten de öyle
olmuştu, sadece ben değil daha birçok oyuncu ilk Sin’i, Half-Life 1 yüzünden
bıraktı. HL fırtınası tüm dünyada esiyordu. Yapımcı Ritual firması bundan
sonrasında birkaç proje ile karşımıza çıktı fakat Sin’den bahsetmiyorlardı,
başka planlarından söz ediyorlardı. Artık zamanı gelmiş olan ilginç bir fikir
ile ilk bildiğimiz şekilde Sin 2 veya asıl adı ile Sin Episodes’i bizlere
sundular.
Brezilya dizisi
Sin Episodes duyurulduğu gibi ilginç bir fikirle çıktı. Yapımcılar, hep bildim
bileli televizyonlarda olan Brezilya dizileri gibi, oyunu bizlere bölüm bölüm
sunacaklar. Bu yüzden projenin adı Episodes olarak geçiyor. Hatta Emergence ise
ilk maceramızın asıl ismi. İlk oyundan tanıdığımız ve son anda elimizden kaçan
Elexis Sinclare, hain planları ile Freeport şehrine geri dönüyor. Elexis, yine
SinTek şirketinin başında ve mutant’larını ortalığa yaymak istiyor. Bu yüzden
Freeport şehrindeki karışıklıklardan ve kanunsuzluğundan yararlanarak, özel bir
uyuşturucuyu insanlara satıyor. Aslında yapmak istediği, Freeport’u ele geçirmek
ve yönetmek. Ortada derin bir konu olmasa da, devam yapımı için son derece
yeterli.
İlk Sin’i mahfeden Half-Life faktörü, devam yapımında ise kurtarıcı olmuş.
HL2’nin Source grafik motoru, Emergence’nin görüntülerini oluşturuyor. Genel
olarak grafikler iyi durumda. Modellemelerden çevredeki kaplamalara kadar hoş
bir ahenkte dans ediyorlar. Birçok yapımdan daha iyi görüntüler oyunculara
sunuluyor. Fakat HDR ve birkaç yeni teknik kullanılmamış. Bu yüzden grafikler
bazı oyunların yanında, ufak bir farkla geride kalmış. Efektler ve
ışıklandırmalar en göz doldurucu etkiyi yaratıyor. Özellikle suyun yansıması çok
güzel bir şekilde yapılmış. Çevrede patlattığınız variller veya yanan yerler iyi
şekilde kotarılmış. Basit birer efekt gibi kalmıyorlar, kendilerini belli
ediyorlar. Ana karakterlerin modellemeleri oyunda dikkat edilen kısımlardan biri
olmuş. Seksi Elexis’ten, Viktor’a kadar hepsi başarılı bir şekilde
canlandırılıyor. Çevredeki modellemeler ve düşmanlar da ayırt edilebiliyor,
ancak ana karakterler kadar çok ayrıntılı değiller. Kaplamalar genel tarzda
güzel ve göze batmıyorlar. Bazı yerlerde ufaktan bir iki hataları olsa da,
genelde yeterliler.
Geri kalanlar
Sesler kesinlikle başarılı. Seslendirmelerden efektlere kadar hepsi oldukça iyi
yapılmış. Karakterlerin konuşmaları üstünde durulmuş. Silah ve patlama efektleri
kendilerini belli ediyorlar. Kulağınıza tok bir ses veriyorlar. Özellikle Steam
ve Ritual’in forumlarında da oldukça sık bahsedilen ve benimde hoşuma giden ana
menü müziği var ki, gerçekten muhteşem bir parça. Oyuna girmeden önce menüde
çalıyor. Forumlarda diğer Sin oyuncuları, bu parçayı nasıl bulabileceklerini
sormuşlar. iTunes üzerinden Sin’in Soundtrack’i satılıyor. İsteyen olursa oradan
satın alabilir.
İşte Half-Life 2 teknolojisinin en faydalı kısmı karşımıza çıkıyor.
Fiziklendirme, Sin’i belki de en eğlenceli kılan kısım olmuş diyebilirim. Oyun
aslında eski tip FPS, yani Doom 3 ve Serious Sam gibi önüne geleni vur ve belli
olan yoldan ilerle mantığına dayanıyor. Ancak etkileşim ve etkileşim sonucu
oluşan alternatif öldürme teknikleri işin eğlenceli kısmını üstleniyor.