1/2

Retrospektif: Nintendo 64'ün parıltılı geçmişi

Mehmet Atilla Turan 21.06.2017 - 15:04
Kartuş deyip geçmeyin, içi harikalarla dolu
Beşinci jenerasyon oyun konsolları, video oyunu tarihinde belki de en önemli dönüş noktası olarak bilinir. Yaklaşık yirmi seneden beri kullanılan kartuşlu sistemler, yerini daha çok küçük kart veya CD'li sistemlere bırakmış ve endüstride teknolojik açıdan bir adım daha öne ilerlemişti. Özellikle CD'lerde sahip olunan 700MB'a yakın kapasite, oyun içi bilgilerin fazlalaşmasına, grafiklerin gelişmesine hatta kısa FMV (Full Motion Video) sekmesini bile konulmasını aşırı kolaylaştırıyordu. Tabii, CD'li sistemler o sırada sadece birkaç konsol için özel olarak tasarlanmıştı. Gitgide standartlaşan CD bazlı sistemler, Sega ve Sony tarafından 90'ların ortasında kullanılmaya başlandı, fakat durumun Nintendo için aynı olduğunu söyleyemeyiz.

Nintendo, gün yüzüne çıkaracakları yeni proje ile konsol piyasasını sallama hedefindeydi. Başta kartuşlu sistemlerin ilgi çekmeyeceği akıllarından geçse de, aslında Nintendo 64'ün arka planı beklendiğinden daha da karmaşık, bunun sebebi ise biraz Nintendo'nun yaptığı anlaşmaların kötüye gitmesi, biraz da satışa çıkarıldığı zaman dilimden dolayı olarak da bilinir. Super Nintendo Entertainment System'den sonra kartuşlu sistemlere devam edilmesinin farkında olan Nintendo, 1992 yılında Ultra64 konsept adıyla ilk 64 bitlik konsolu çıkarmayı planlıyordu. Fakat geciken tasarımlar ve eklenecek aparatların (özellikle 64DD), yapımın çıkışını daha da geciktiriyordu. Aslında baya bir erken çıkması beklenen konsol, yaklaşık dört sene kadar gecikti.

Retrospektif: Nintendo 64'ün parıltılı geçmişi
Söylediğim gibi, Nintendo'nun amacın ilk 64-bitlik konsolun piyasada bulunmasıydı. 1990'ların başında bir hayli önemli bir adımdı ve cesaret istiyordu. Zamanında bulunan NEC, Hu-Card isimli sahip olduğu kart teknolojisi kullanırken, Sega Mega Drive/Genesis konsolu için kartuşlu sistem ile beraber CD aparatı bulunduruyordu. Nintendo, SNES için aparat yapmaktan ziyade, yeni bir yol üzerinde yürüme planlarını ortaya koymuş ve beklenmedik ve yeni bir konsolla oyuncu kitlesini kendi üzerine çekme planları hakkında bir hayli düşünmüş.

Nintendo 64, bulunduğu zaman içerisinde piyasaya çıksaydı, muhtemelen beklendiğinden daha fazla ilgi görebilir veya şu anki sahip olduğu ünü on katına çıkarabilirdi. Fakat piyasa konusunda o kadar hızlı  olmamak lazım. 1991 senesinde Atari, bu tip bir konsolu konsol marketine sürdü ve beklentisi çok fazlaydı. Atari Jaguar, garip tasarımı ve 64bitlik oyunları "kolayca" açabilmesi ile konsol marketinde Atari tarafından büyük bir ses getirilmesi bekleniyordu. Tabii, şu anda konsolun popüler olmamasından dolayı Jaguar'ın durumunu anlayabilirsiniz.  Sonu fiyasko ile biten Jaguar, halbuki Atari tarafından baya bir  beklentiye sahipti. Aynı şekilde, eğer Nintendo bulunduğu sene içerisinde, basit ve üzerinde pek çalışılmamış iç donanımı ile N64'ü piyasaya sürseydi, Jaguar ile aynı kadere sahip olabilirdi.

Retrospektif: Nintendo 64'ün parıltılı geçmişi
Gelgelelim Nintendo 64'ün çok uzun süre boyunca piyasada neden bulunmadığına... Tasarımına karar verilemesi ve iç parçalarının düşük olmasından dolayı Ultra64 projesi,  uzun süreliğine unutulmak için arka odaya atılmıştı. Özellikle CD teknolojisinin gelişmesi, Nintendo'nun da gözünden kaçmıyor ve o sekmede ilerleme planları bulunuyordu. Elinde CD teknolojisi ile uğraşan bir eleman olmadığı için yardımcı arayan Nintendo, Philips ve Sony gibi işinde uzman olan firmalara başvurdu. Belki bazıları hikayeyi biliyordur ama yine de üzerinden geçeyim. Nintendo, zamanında Sony ile birleşerek bir prototip geliştirdi ve ismi Nintendo Playstation'dı. Üzerinde kartuş girişi bulunan sistemde en önemli özelliklerden biri ön tarafında bulunan CD girişiydi. 1993 yılı için muhteşem gözükse de, Nintendo'nun Sony ile yolları kısa bir süre içinde anlaşmazlıktan dolayı ayrıldı. Elinde çalışan prototipi ve donanımın planları bulunan Sony ise kendi yoluna devam ederek bugünkü adını sıkça duyduğumuz Playstation'ı Sony adı altında çıkardı. Nintendo ise, perişan halde, halen CD teknolojisine girmeyi planlıyordu ve elindeki tek seçenekleri olan Philips ile anlaşıp Hotel Mario ve Legend of Zelda oyunlarını CD-I için piyasaya sürmüştü. Çarçabuk hazırlanana ve içine neredeyse hiç çaba sarfedilmeden yapılan oyunu, halen Atari 2600'deki E.T. kadar nefret edilir ve Nintendo'nun en kötü oyunlarından sayılır. Anlayabileceğiniz şekilde şunu söyleyebilirim ki, Nintendo Sony ile anlaşsaydı, muhtemelen ayrı bir evrende farklı konsollar ve farklı anlaşmalar bizi bekliyor olabilirdi.

Retrospektif: Nintendo 64'ün parıltılı geçmişi
Philips CD-I ile yapılan anlaşmadan sonra bir nevi zarara giren Nintendo, sahip olduğu Ultra64 projesini yine ortaya çıkarmak zorunda kaldı ve üzerinde çalışmaya başladı. O sıralar 1994 yılından 1995'e geçerken Sony çoktan Playstation'ı oyunculara sunmuş ve herkesin beğenisini kazanmıştı. Aynı zamanda Sega, sadece CD bazlı sistemi olan Saturn'ü E3'te tanıtmış ve ilgi görmüştü. Elinde kayda değer bir şeyi olmayan Nintendo ise umudunu kaybetmeyerek Ultra 64 projesinde harıl harıl çalışmaya devam etmiş, aparatları, joypadleri ve konsolun kendisini tasarlamaya devam etmişti.