Gerçek zamanlı strateji oyunları, gün geçtikçe farklılaşmaya ve değişik oynanış tarzlarına sahip olmaya devam ediyorlar. WarCraft, Red Alert benzeri oyunlar ortalığı kaplamışken, içerisine biraz olsun Turn-Based tarzını kabul eden Total War serisiyle birlikte bu tür kendi içerisinde değişmeye ve gelişmeye başladı. İncelemiş olduğumuz RUSE da bu iki alt türün bir füzyonu.
Oyunumuz İkinci Dünya Savaşı döneminde geçiyor ve müttefik kuvvetlerin tarafında yer alıyoruz. RUSE’u oynadığımız alan aslında bir masa. Zaten oyunu oynarken haritadan yeterince uzaklaştığınızda kendimizi karargahın strateji odasında buluyoruz. Oyunu oynadığımız harita da zaten gerçek bir harita. RUSE’un en güzel özelliklerinden biri, haritadan uzaklaştığımızda haritamız giderek basit bir strateji görüntüsüne kavuşuyor. Yakınlaştığımızda ise tek tek ünitelerimizi seçip hareket ettirebiliyoruz. Bu açıdan baktığımızda RUSE bize zengin bir oynanış sunuyor. Total War serilerini oynayan arkadaşlarımızın bildiği gibi savaş ekranı ve harita ekranı farklı olarak geliyordu. Ancak RUSE’da bu iki ekran arasında geçiş yapmanız sadece haritaya yakınlaşıp uzaklaşmakla mümkün olabiliyor. Bu da farklı oynanışları bir araya getirerek, zengin bir strateji deneyimi yaratıyor.
Yakından bakalım
Her stratejide olduğu gibi RUSE’da da her ünitenin üstün ve zayıf yönleri bulunuyor. Zaten oyunun senaryo modunu oynamaya başladığınızda çoğu ilk bölüm size yavaş yavaş oyunu ve taktikleri anlatıyor. Bu açıdan yüzme bilmeyen birisini direk denize atmak yerine önce ayaklarını ucundan azıcık sokturmayı başarıyor RUSE. Zorlanacağınızı sandığınız anlarda bile oyunu bildiğinizi hissedip kolayca bölümleri geçebiliyorsunuz.