ArtılarBu kez alternatif gerçeklikte 1. Dünya Savaşı var
EksilerKötü animasyonlar, yapay zeka, bazı teknik hatalar, uzun yükleme süreleri, fiziklerin eksikliği
NecroVisioN gibi alternatif konular üzerinden ilerleyen savaş oyunlarını
gördükçe Wolfenstein’in kıymet, değer ve önemini bir kez daha anlıyorum. Kendisi
ilk FPS olmasının yanı sıra, Almanlar ve onların gizli deneylerini konu alan ilk
yani önder bir oyun ayrıca. Birkaç yıl öncesinde oyunculara sunulan UberSoldier
isimli yapım, Wolfenstein’in çizgisine benzerliğiyle dikkat çekse de, her yönden
çok kötü olması, yapımda kullanılan seslerin bile Return to Castle Wolfenstein
ile aynı olması, onu başarısız bir oyundan öteye götüremiyordu. Bu ilk
denemeydi, ardından devamı gelse de, o da ilkinden beter oldu. Yıllardır
oyunlarda 2. Dünya Savaşı’nı ve alternatif senaryolarını gördük. Bu sefer 1.
Dünya Savaşı’na gidiyoruz. Nitekim uzun süredir yapımı süren ve 1. Dünya
Savaşı’nı alternatif gerçeklikle birleştiren NecroVisioN isimli bir oyun
bulunuyordu. Bu kadar çıkışını bekledikten sonra yapımı denememek olmazdı, ama
keşke böyle bir oyun olmasaydı diyorum.
Nedir bu acemilerin çektiği?
Vampirler ve şeytanlar arasında cehennemin derinliklerinde süren savaş, çılgın
bir Alman bilim adamının eseri olarak yeryüzüne taşınır. Artık bu savaşa dahil
olan bir taraf daha vardır ki, bu da insan ırkıdır. Müttefik kuvvetler adına
savaşta yer alan Amerikalı karakterimiz de, kendisini bu mücadelenin ortasında
buluyor ve hayatta kalma savaşımız başlıyor.
NecroVisioN, oynanış tarzı itibariyle hemen akıllara Painkiller’ı getiriyor.
Bunda aynı grafik motorunun kullanılıyor olmasının da bir parça payı var tabii
ki. Askerler, zombiye dönüşen askerler ve dev yaratıklardan oluşan rakipler için
yapılması gereken tek şey var, o da öldürmek! Oynanış mekaniğinden kısaca
bahsedersem, zombiler kısaca piyon rolünü üstleniyorlar. Çoğu kez öldürme
öncelikleri pek bulunmuyor, çünkü dediğim gibi sadece sizin yapmanız gerekenleri
zorlaştırmak için varlar. Görevinizi tamamlamadıkça, istediğiniz kadar öldürün,
çoğu zaman yeniden çıkıyor ve üzerinize geliyorlar. Bu gibi durumlardan kısa bir
örnek verelim. Mesela yeni bir yol açmak için dinamit bulmanız gerekiyor veya
karşınıza çıkan dev yaratıkları yok etmeniz isteniyor.
"Oyun içinde ilerledikçe doğaüstü düşmanlarımıza karşı, doğaüstü güçler de elde ediyoruz."
Oyunda yer alan mekanlar, kaos kelimesine uygun denilebilecek düzeyde. Her biri
kaotik ve kana susamış yaratıklarla çevrili. Kullanabileceğimiz silahlar;
tabanca, pompalı, makineli tüfek, Trech Gun gibi isimlerden oluştuğu gibi, oyuna
özgü enerji silahları da bulunuyor. Aynı anda iki farklı silah taşıyabiliyoruz.
Üstelik bölümler ilerledikçe büyü yetenekleri de kazanabiliyoruz. Bu sayede
mesela düşmanları dondurup, saldırabiliyoruz. NecroVisioN’ın sağlık sistemi, hem
sağlık paketlerine bağlı hem de belirli bir seviyeye kadar kendiliğinden
dolabilen bir bara sahip. Çok fazla hasar aldığınız da ekran kırmızı renge
bürünmeye başlıyor. Bu sırada kenara çekilip biraz dinlenirseniz, sağlığınız bir
seviyeye kadar yükseliyor. Tam seviyeye ulaşmak için de sağlık paketi
bulmalısınız.
Yeni nesil
Daha önce belirttiğim gibi NecroVisioN, Painkiller’ın grafik motorunun modifiye
halini kullanıyor. Directx 9’un yanı sıra Directx 10’a da destek veriyor, fakat
tüm bunlara rağmen oyunun görsel kalitesinin iç açıcı olduğunu söylemek çok güç.
Hareket halindeyken karakterimizin sağa sola hafifçe savrulması hoş bir detay
olmuş. Ani hareketlerde çevrenin bulanıklaşması, birkaç efekt de fena değil.
Kötü yönlerine gelirsek, animasyonlar ve karakter tasarımları başta olmak üzere
tam bir facia. Fizik faktörünün neredeyse hiç olmayışı, fazlasıyla göze batıyor.
Multiplayer modları da bulunan NecroVisioN’a, insan, vampir veya şeytan
ırklarından birini seçerek dahil olabiliyoruz.
Sonuca gelirsek NecroVisioN vasat bir yapım. Özellikle görseller ve fiziklerdeki
eksiklikler göze çok batıyor. Diğer FPS oyunlarından önemli bir farkının
olmaması da onun için bir ayrıcalık yaratma imkanını yok ediyor. Oynamasanız çok
şey kaybetmezsiniz.