Ofiste bu aralar en çok oynadığımız oyun (özellikle de Ali'nin elinden düşüremiyoruz) Real Racing 3. Electronic Arts tarafından yayınlanan oyun, çıkış tarihinden beri övgüler almaya doymuyor. AppStore verilerine bakınca 80 ülkede birden en popüler oyun olduğunu görüyoruz.
İçeriğinin zenginliği ile göz dolduran Real Racing 3'ün en büyük silahı gerçek arabalar ile gerçek pistlerde yarışabiliyor olmak. RR serisinde ilk defa üçüncü oyunda gerçek pistler yer alıyor ve dünyanın dört bir yerinden bir sürü şehre konuk oluyoruz. Ama RR3'ü başarılı bir oyun yapan şey sadece lisansları değil, nefis görsel kalitesi. MINT 3 motoru ie hazırlanan oyunda kokpit kamerası da olması büyük bir artı.
Özellikle bir AppleTV'niz veya AirPlay destekli bir monitör bağlantınız varsa oyunu TV'de oynamak inanılmaz keyifli. Elbette modeminizin kalitesine göre ufak da olsa bir gecikme yaşayabilirsiniz AppleTV çözümüyle, ancak hem iPhone'da hem de iPad'de oyun nefis gözüküyor. Öte yandan Real Racing 3 Android platformu için de piyasada ancak iOS cihazlardaki kadar başarılı bir performans sunamıyor malesef.
Ski Safari geçen seneden beri telefonumun olmazsa olmaz oyunlarından bir tanesi. Özellikle son yamalarıyla beraber içeriği oldukça zenginleşen Ski Safari, adından da anlayabileceğiniz gibi bir kayak oyunu. Temple Run serisinin yarattığı "sonsuz koşma" janrına ait olsa da Temple Run'ın aksine yandan gördüğümüz bir platform oyunu.
Defiant Development tarafından geliştirilen ve yayınlanan oyunda kahramanımız Sven bir anda uykusundan uyandırılıyor ve kayaklarıyla evden fırlıyor, zira arkasından gelen bir çığ var. İşte biz de ekrana dokunma suretiyle zıplayarak, engellerin üzerinden, mağaralardan, uçurumlardan, bulutların üzerinden kayarak kaçabildiğimiz kadar kaçıyoruz. Bu kaçışlarda bize üstlerine binebileceğimiz Yeti'ler, penguenler, kurtlar, kar motorları ve hatta bazı bölümlerde roketler eşlik ediyor.
Hayvan dostlarımızı ne kadar çok kullanırsak, ya da ne kadar çok takla atarsak, bulutların üzerine sörf yaparsak o kadar çok puan kazanıyoruz. Ayrıca altın toplamak da önemli, zira topladığımız altınlarla yeni özelliklerle Sven'i güçlendiriyoruz. Daha fazla puan toplayabilmek için ise üçer üçer verilen görevleri tamamlayıp skor çarpanını güçlendirmek gerekiyor.
Bir çok insan için geçtiğimiz senenin en iyi oyunu olan Walking Dead: The Game için ne desek azdır. Banal olan diziye karşılık başarılı çizgiroman üzerine kurulu olan oyun beş bölümden oluşuyor. Oldukça iyi bir point-and-click macera oyunu olan oyunu henüz oynamadıysanız mutlaka oynamalısınız. Macera türünün son zamanlarda çıkardığı en iyi oyun olan Walking Dead: The Game tüm platformlarda yer alıyor aslında ama point-and-click macera oyunlarının iOS platformu için ne kadar uygun olduğunu gösteriyor.
Oyunda Lee Everett'i canlandırıyoruz. Kendisi hüküm giymiş bir suçlu, ancak zombi kıyameti sebebiyle hayatı için ikinci bir şans doğuyor. Oyunun hemen başında tanıştığımız küçük kız Clementine aslına bakarsanız Lee'den daha büyük bir role sahip ve oyunun ikonik karakteri.
Walking Dead: The Game'i bu kadar iyi bir oyun yapan nokta ise hikaye anlatımı ve sizi ortasında bıraktığı zor seçimler. Tıpkı Mass Effect serisi gibi yaptığımız en ufak şey bile, hatta en ufak diyalog seçimleri bile oyunun gidişatına etki ediyor. Walking Dead: The Game, en başta da söylediğimiz gibi, sadece iOS için değil tüm platformlarda oynayabileceğiniz en iyi oyunlardan bir tanesi.
Unreal'in yaratıcısı Epic Games'in desteklediği ve iOS için hazırlanan Unreal motorundan gücünü alan Infinity Blade II için ne desek azdır. Aralık 2011'de çıkmış olmasına rağmen hala iOS'taki en güçlü grafiği verebilen Infinity Blade II, önceki oyunun aksine biraz daha az teknoloji demosu, biraz daha çok oyun.
Chair Entertainment tarafından geliştirilen oyun, özünde bir dövüş oyunu ve fantastik bir evrende teker teker yaratık pataklıyoruz. Bu yaratıklardan düşen zırhlarla ve etraftan topladığımız para ile zırhımızı geliştiriyoruz, ve ölmek bilmeyen tiranların Titan lejyonlarına karşı savaşıyoruz. Online modu da olan Infinity Blade II'yi henüz oynamadıysanız mutlaka oynamalısınız. Zira oynanış ve grafikler büyük zevkler vaad ediyor.
Aslına bakarsanız neredeyse üç senelik bir oyun olan Flick Kick Football henüz çok fazla kişi tarafından bilinen bir oyun olamadı. Klasik futbol oyunlarının aksine tamamen bir frikik oyunu olan Flick Kick Football farklı oyun modlarıyla göz dolduruyor. Üç hakkınızın olduğu moddan tutun, hareketli hedefleri vurmaya çalıştığınız bir çok oyun modu var ancak benim favorim online veya yerel olarak oynayabildiğiniz multiplayer modu.
Çeşitli açılardan çeşitli barajlara ve kalecilere karşı serbest vuruş kullandığınız Flick Kick Football, özellikle kısa süreli boşluklarınızda oynayabileceğiniz en nefis oyunlardan bir tanesi.