Alışveriş, hepimiz için vazgeçilmez bir hobi. Alışveriş merkezleri ise bu
hobinin çarpan kalbi. Kimisi sadece dolaşıp vitrinleri izlerken kimisi piyasa
yapmak için ziyaret eder bu mekânları. Ancak alışveriş merkezlerinin asıl
kitlesi olan bayanlar ise; bir tek şey almak için gittikleri binadan tüm elleri
poşetlerle dolu olarak çıkarlar. İşte bu avantajı iyi kullanmayı bilen
yöneticiler ceplerini doldurmayı da iyi bilmişlerdir. Eğer sizde alışveriş
merkezlerine özeniyor, ben daha iyisini yaparım, müşterilerle içeriyi doldurur
taşırırım diyorsanız buyurun er meydanına.
Buyrun efendim dükkân sizin.
Mall of America’da amacımız; insanların ilgisini çekecek dükkânlarla dolu bir
alışveriş merkezi kurmak. Tipik bir Tycoon oyunu olduğunu söyleyebiliriz.
Öncelikle boş bina ile başlıyor içeriyi çeşitli dükkânlarla donatıyoruz. Bina
içi tasarımında sarı ve turuncu olan bölgeler var. Bunlar dükkânları
yapabileceğimiz ve yapamayacağımız yerleri belirliyor. Daha oyunun başında hiç
dükkanımız olmasa da içeride pek çok insan dolaşır vaziyette. İlk yapılması
gereken; birer kıyafet reyonu ve müzik market gibi en çok rağmet görenler
olmalı. Daha sonra oyun salonları ve spor malzemesi satan mağazalar gibi
çeşitlilik de sağlamalıyız.
Oyunun ana menüsü oldukça sade. Sağ taraftaki bölümden tüm seçeneklere
ulaşıyoruz. En başta gözüken adam simgesi ile merkeze işçiler alabiliyoruz.
Bunlar; güvenlik görevlileri, temizlikçiler, tamirciler ve çiçeklerin bakımını
yapan bahçıvanlardan oluşuyor. Fazla müşteri yokken ve etrafı çiçeklerle
bezemeden bahçıvana, fazla yiyecek içecek makinesi yapmadan tamirciye ihtiyaç
yok. Elbette insan sayısı arttıkça hepsine ihtiyaç var ve en önemli olanlar;
güvenlik ve temizlik. Güvenlik yeterince sağlayamazsak hırsızlık olayları
artıyor, temizlik görevlilerini yeterli seviyede sağlayamassak da etrafın
kirliliğinden müşteri kaybediyoruz.
Sağ menüdeki diğer objelere bakarsak; bina yapabileceğimiz menülerden, etrafı
süsleyebileceğimiz minik cisimlere kadar alışveriş merkezinde gerekli gereksiz
pek çok seçeneğe ulaşabiliyoruz. İçeriyi düzenlerken dükkânların büyüklüklerini
iyi hesaplamalı, boş yerleri iyi değerlendirmeliyiz. Dükkân seçenekleri sürekli
değişen bir çizgi izliyor. Örneğin bir restaurant yapmak istersek 2-3 farklı
seçeneğimiz oluyor. Bunlar; Çin lokantası, İtalyan sofrası gibi seçenekler
olabiliyor. Oyuna etkisini sorarsanız pek etki ettiğini söyleyemeyeceğim.
Yine bina yapma modunda, çöp kutusu, bank, lamba, mini havuz gibi çevreyi
süsleyen ayrıntılar da ekleyebiliyoruz. Derin bir etki yaratmasa da alışveriş
merkezinin güzel gözükmesini sağlayan minik ayrıntılar. Çevreyi reklam panoları
ile ve banklarla süsleyebilir, müşterilerin atıştırmaları için bozuk para
karşılığı yemek veren, içecek veren makineler ekleyebilirsiniz. Üstelik
bunlardan kazanacağınız para miktarı hiçte az değil. Oyunun para kazanma modeli
yapılan dükkânlardan alınan kâr miktarı belirliyor. Her dükkânın kârının belli
bir kısmını alabiliyorsunuz.
Bu ne biçim alışveriş merkezi yahu?
Grafiksel olarak oldukça vasat bir görünüm çizen Mall of America, ses konusunda
da pek bir şey vaat etmiyor. Özellikle animasyonlardaki hatalar ve birbiri
içinden geçen müşteriler oldukça kötü görünüm sunuyor. Kamera açıları ise
oldukça kötü mouse’un iki tuşuna aynı anda basarak free camera moduna geçsek de
bir türlü istediğimiz açıyı yakalayamıyoruz.
Sonuç olarak, vasat Tycoon oyunları arasına gururla girmeyi hak eden bir oyun
var karşımızda. Sadece türün aşırı meraklıları ve alışveriş merkezi yaratmayı
gerçekten isteyen oyuncuların ilgisini çekebilir. Normal şartlar altında uzuk
durun derim.