Şu sıralar 4K ve VR teknolojisi ile farklılık yaratmaya çalışan Sony, aynı zamanda eski oyuncuları unutmuyor. Bir önceki jenerasyonda, yani Playstation 3 konsolunda da bulunan klasik yapımlar, yavaş yavaş Playstation 4'te de yerini almaya başlıyor. Birkaç ay önce duyurulan ICO ve Shadow of Collosus, bunların sadece birkaçına örnek. Sony içinde bulunduğumuz sene sadece Playstation 2'nin özel oyunları değil, aynı zamanda PSP'de bulunan küçük fakat eğlenceli oyunları da bize sundu.
Yaklaşık birkaç ay önce Playstation 4'e "remastered" olarak çıkarılan Patapon'u incelemiştim. Basit bir ritm oyunu olmakla beraber kafanızı yeterince oyalayacak bir havaya sahipti. Zamanı daha geriye sardığımızda ise hem PS1 hem de PSP'de bulunan Parappa the Rapper'ı 4K olarak bizlere sunulmuştu.
Sony'nin bu seferki oyunu PSP'de adından çokça bahsetmiş olan LocoRoco 2 oldu. İnovatif ve farklı oynanışı ile zaten konsolda yer alacağı belliydi. Her ne kadar proje gereği olsa da, çoğu kişi LocoRoco 2'nin Playstation 4'e uymadığını düşünebilir. Olay şu ki, Patapon'dan daha iyi bir uyarlamayı LocoRoco 2'de görebildim. Hikaye açısından pek bir LocoRoco 2, en azından minimalist sahneler ile neler döndüğünü kolayca anlatabiliyor. İlk oyunda sorun yaratan LocoRoco'lara sorun yaratan Bonmucho geri dönüyor- fakat LocoRoco ailesi durumun üstesinden kolayca geliyor. Fakat asıl sorunun Bonmucho'nun annesi Majoliné oluyor.
Karşılaştırmaya başlamadan önce Loco Roco nedir, necidir, ne yapar gibi soruların cevabını söyleyeyim. 2008 yılında PSP için özel olarak çıkarılan LocoRoco, aslında bir platform oyunu olup, zamanında veya geçmiş zamanlarda aynı türde çıkmış oyunlardan biraz farklıdır. Sadece zıplama dışında karaktere hiçbir şekilde yön vermiyorsunuz, aksine harita sağa veya sola yatırarak "Kulche" adlı karakterimize yön veriyorsunuz. Tabii sadece bunla kalmıyor, Kulche veya genelleme adıyla "LocoRoco", elastik bir canlı ve kendini küçük parçalara ayırabiliyor (Knack'in mantığı, büyük ihtimalle bu yapımdan esinlenmiş olabilirler). Tabii, kendinizi diğer küçük parçalara ayırmak için ise ilk önce büyümeniz gerekiyor. Etrafta bulunan çiçekleri yediğinizde ise karakterinize bir adet LocoRoco eklenmiş oluyor.
"Ne kadar büyükse o kadar güçlü ve durdurulamaz" prensibinden daha çok, LocoRoco'ları toplamanızın başka bir amacı var. Bölümler sırasında çıkan müzik notalı kısımlar, genelde belli bir rakam istiyor. Eğer belirtilen rakamda LocoRoco'nuz varsa, tabii ki küçük bir QTE ve ritm karışımı minik oyundan sonra bölümün gizli yerlerine girebilme veya özel eşyalar kazanabilme şansınız bulunuyor- ve her bölümü kesinlikle yüzde yüz bitirmek istiyorum derseniz, her bölümde 20 adet LocoRoco bulmanız şart.
LocoRoco'ları kolayca kaybedebildiğiniz gibi geri alma şansınız da bulunuyor. Karakterinizden kopan parçaları havaya uçuşmadan alabilirseniz bir kaybınız bulunmuyor. Yine de kaybetmek istemiyorsanız oyunu tavsiyemiz güvenli bir şekilde oynamak olacaktır.
Bölümler veya diğer oyunlarda bulunan "hubworld" tarzındaki ana bölüm, gerçekten iyi tasarlanmış. Tam olarak hangi bölüme gideceğiniz veya nasıl bir temayla karşılaşacağınızı bölüm seçme ekranından direk anlayabiliyorsunuz. Oynanışa geldiğiniz zaman ise daha çok Sonic the Hedgehog'dan alınmış "istediğin şekilde bölümü bitir" tarzı ile karşılaşıyorsunuz. Nereden gittiğiniz fark etmiyor, sonucunda bölümün sonuna ulaşıyorsunuz, sadece gittiğiniz yolu seçmek size kalmış.