Her oyun açık dünya olmak zorunda mı?

Açık dünya oyunları oyun teknolojilerinin gelişimi ile birlikte daha yaygın bir hale gelmeye başladılar. Artık alakalı alakasız birçok oyunun açık dünya temelleri üzerine kurulmaya başlandığını görüyoruz. Tıpkı RPG dinamiklerinde olduğu gibi açık dünya dinamikleri de günümüzün kaçınılmaz birer parçası haline geldiler. Peki her oyun açık dünya mı olmalı?

Her oyun açık dünya olmak zorunda mı?

Geçtiğimiz birkaç jenerasyon öncesine baktığımızda açık dünya tarzındaki oyunların çok nadir karşımıza çıktığını görüyoruz. Bazı önemli RPG oyunları dışında GTA gibi bu türü temelinde barındıran yapımlar vardı. Kısacası açık dünya tarzındaki oyunlar hep vardı ama bu kadar yaygın değillerdi diyebiliriz. Şimdi ise bu türü temelinde barındıramayan yapımların bile açık dünya olduklarını görmeye başladık. Açık dünyasıyla sınıfta kalan ve sürekli aynı görevler içerisinde kaybolduğumuz oyunların sayısı bir hayli fazla.

Yapımcıların bu türe yönelmesinin temelinde bana göre iki unsur var. Birincisi başta da dediğim gibi teknolojik gelişmeler. Eskiden teknoloji el vermediği için sabit kamera sistemine sahip onlarca oyun görüyorduk. Artık açık dünya oyunu yapmak çok daha kolay bir hale geldi. PC ve konsolların gücü, gelişen oyun teknolojileri bunun ilk sebebi. Diğeri ve asıl önemli olan ise oyuncuların bunu istemesi. Genel olarak sosyal medya ya da forumlardaki oyuncu profiline bir bakın. Bir oyun açık dünya olmadığında büyük bir kesim burun kıvırmaya başlıyor. Nitekim açık dünya oyunları ne kadar eleştirilse de satıyor. Far Cry serisini bu duruma örnek olarak gösterebiliriz.

Hal böyle olunca yapımcılar da "herkes yapıyor biz de açık dünya yapalım" stratejisine giriyorlar. Bunun sonucunda aslında güzel bölüm tasarımları ya da yarı açık dünya olması gereken birçok oyunun tamamen açık dünya olduklarını görüyoruz. Bu açık dünya dinamiği beraberinde onlarca problemi getiriyor. Bir kere bu dünyayı doldurmanız, farklı görevler eklemeniz en önemli husus. Fakat açık dünya oyunlara baktığımızda birbirinin benzeri görevler, aynısının kahverengisi oyunlar derken kolaya kaçmanın aslında en büyük problemi getirdiğini de görüyoruz. Mesela Metal Gear Solid V. Oynanış olarak ne kadar başarılıydı değil mi? Peki açık dünya olmasına sizce gerek var mıydı?

Ya da Assassin's Creed serisini ele alalım. Oyunun dünyası bana göre mükemmel. yani genele baktığımızda en az eleştirilmesi gereken yönü diyebiliriz. Peki bu dünyayı ne kadar başarılı sunuyor? Aynı tarz ya da sizi sizi seviye atlamaya zorlayan benzer görevler ne kadar başarılı? Bir düşünün mesela bu dünyalar ne kadar dolu, ne kadarı başarılı görev yapısına sahip?

Diğer taraftan God of War'u ele alalım. Santa Monica istese oyunu hayli hayli açık dünya yapabilirdi. Bence bunda belli bir oranda, hadi kalbur üstü diyelim başarılı da olabilirlerdi. Fakat God of War'un görev yapısına, bölüm tasarımlarına baktığımızda gerçekten muazzam bir işe imza atıldığını görüyoruz. Kademeli harita tasarımı oyunun bana göre en başarılı olduğu noktalardan birisi. Tabi tüm hikayenin tek bir kamera ile anlatılmasını da unutmayalım.

İşte tüm bu problemler aslında ben açık dünya yapayım da gerisi bir şekilde gelir mantığını öne çıkarıyor. İşi ehliyle yapan ve olması gerektiği şekilde karşımıza çıkaran yapımlar var. Fakat aynı şekilde sadece yapmış olmak için yapılan tonla açık dünya oyunu da mevcut. Peki siz ne düşünüyorsunuz? Bu konudaki fikirlerinizi yorumlarda paylaşmayı unutmayın.