Sanıyorum ki dünyada otomobiller haricinde bir madde olan, ancak sahibine bu kadar mutluluk veren başka bir cisim yoktur. Özellikle erkekler için adeta birer evlat gibi olan otomobiller, her ne kadar yakıt tüketimiyle, muayenesiyle yahut MTV'siyle bizler için büyük birer külfete dönüşmüş olsa da, gaza basınca adeta seni seviyorum der gibi bağırışı ile de gönüllerimizi ferahlatıyor. Tabii ki araç sahibi olmak az önce saydığım birkaç sebepten ötürü çok da kolay bir iş değil. Araç sahibi olsun olmasın, asfaltı ağlatmak isteyenler, eğer bir pist bulamıyorsa soluğu video oyunlarında alıyor.
Şimdi ülkemizde araba yarışı denildiğinde akla ilk gelen yapımlardan biri Need For Speed olsa da, dünyada durum daha farklı. Video oyunları dünyasının belki de en çok oynanan yapımlarından biri olan Gran Turismo serisi, gerçek anlamda otomobil tutkunları tarafından merakla bekleniyor. Çıkışına da sayılı günler kala, erken bir şekilde elimize ulaşan Gran Turismo Sport'ta, uzun yıllardır PS4 sahiplerinin açlığı çektiği güzel bir simülasyon ihtiyacına adeta ilaç olacak. Önceki oyunlardan olduğu gibi Polyphony Digital tarafından geliştirilen oyunun PS4 sistemine gelmesi çok ama çok uzun bir vakit aldı. Buna sebep olarak Polyphony'nin kusursuzluk takıntısı gösterilse de, bizlerin artık sabrı kalmamıştı. Gran Turismo Sport ilk duyurulduğunda, hepimizi bir heyecan sarmış, lakin bazılarımız Gran Turismo'nun yanında bulunan Sport ekine de takılmıştı. Acaba Gran Turismo 5 Prologue gibi bir geçiş oyunu mu olacak? Yeteri kadar içerik ile karşılaşacak mıyız? Polyphony işin altından kalkacak mı? Gibi sorular ile boğuşurken, yapımcılardan gelen çelişkili açıklamalar da bizleri iyiden iyiye korkutmuştu.
Gran Turismo'yu Gran Turismo yapan şey her ne kadar ilk bakışta yapımın grafikleri gibi gözükse de, işin altında aslında Gran Turismo'nun her türden oyuncuyu başında tutabilen oynanış yapısı bulunuyor. Örnek vermek gerekirse, serinin şuan için rakiplerinden biri olan Project Cars, ancak direksiyon seti ile ve pür dikkat oynanırsa oyuncuya keyif verebiliyor. Gran Turismo Sport'ta ise oyundan keyif almak, başarılı olmak, iddialı bir yarışçı konumuna geçmek için yüzlerce lira verip bir direksiyon seti almanıza gerek yok. Gran Turismo Sport, PS4'ün standart gamepad'i ile dahi rahatlıkla oynanabiliyor. Ancak bunu söyleyince "oyun gerçekçi değil mi?" gibi bir soru aklınızda oluşmuş olabilir. Bu sorunun cevabı hayır, oyun gerçekçi. Ancak burada da ince bir çizgi var. Gerçekçi olup olmadığına benim cevap vermem çok da doğru değil. Hayatımda hiçbir piste çıkıp 200 km hız yapmadım. Hayatımda hiç Porcshe 911 de kullanmadım. Bu yüzden oyunun gerçekçiliğini sürüşün verdiği gerçekçi hissiyattan çok, gerçek araç kullanırken benzer bir deneyim yaşayıp yaşamadığım üzerinden yapmaya çalışacağım. Uzun yıllardır Go-Kart tecrübelerim ile de yarış hissinin gerçekten başarılı olduğunun altını çizmem gerekiyor.
Gran Turismo Sport gerçek pistlerde gerçek yarış deneyimi yaşamayı bekleyen oyunculara odaklı bir yapım.
Sizlerin de bildiği gibi Gran Turismo serisi, duvarlara sürte sürte, virajlara tam gaz girip 5 kişiyi sollayabileceğiniz bir oyun değil. FPS oyunlarından örnek vermek gerekirse, NFS serisi Call of Duty ise, Gran Turismo'ya rahatlıkla ARMA diyebilirim. Oyunu satın almadan önce beklentinizin ne olduğunu çok iyi kararlaştırmanız gerekiyor. Aksiyon arayışındaysanız Gran Turismo Sport'tan kesinlikle uzak durun, bu oyun size aksiyon vermeyecek, zaten vermeyi de asla vaad etmedi. Bu yüzden Gran Turismo Sport gerçek pistlerde gerçek yarış deneyimi yaşamayı bekleyen oyunculara odaklı bir yapım. Oyunu satın alıp, ilk yarışa girdiğiniz anda, ilk virajda bile tekerlerin yola tutunmak için verdiği savaşı, aracınızdaki canavar gibi motorun sizi koltuğunuza yapıştırmak için mücadelesini iliklerinize kadar hissedeceksiniz. O motorun bağırması, egzozdan çıkan duman... Anlayamazsınız...