Fire Emblem Engage, ana karakterin görüntüsünün yanı sıra, yıldızlar geçidini andıran kadrosu ile de dikkatleri çeken yeni JRPG oyunumuz olarak Nintendo Switch konsollarına konuk oluyor.
Oyunun çıkış tarihi yaklaşırken, oyuna erkenden erişip oynama fırsatı edindik. Oyunun hikayesi ve oynanışı hakkında derlediğimiz bilgileri, spoiler vermeden ve ambargo kurallarını bozmadan, bu yazımızda kısaca bir araya getirdik.
Fire Emblem Engage bizi Elyos adındaki dünyaya götürüyor. Burası 4 farklı ulusun hüküm sürdüğü ve 1000 yıldır barışın hakim olduğu bir diyar. Kadim zamanlarda Fell Dragon adı verilen tehdit, “Emblems” adı verilen özel güçlere sahip yüzüklerin de yardımıyla Divine Dragon tarafından durduruluyor. Kim bu Divine Dragon derseniz, Alear ile tanışanlım, yani ana karakterimiz. Alear tercihinize göre kadın ya da erkek olabiliyor.
Büyük mücadelede aldığı yaralar sebebiyle 1000 yıldır uykuda olan Alear sonunda uyanıyor. Annemiz de olan kraliçeden öğrendiğimize göre Fell Dragon tekrar serbest kalmak üzere ve onu durdurmak için “Emblem” yüzüklerini toplayıp, kahramanların gücünü ortaya çıkarmamız gerekiyor. Kendisine hizmet etmeye yemin etmiş yardımcılarıyla birlikte yola çıkan Alear, koruma amacıyla diyara dağıtılmış olan yüzüklerin peşine düşüyor ama Fell Dragon’ın destekçileri de bu yüzüklerin peşinde.
Hikaye özetle bu şekilde, aslında ikinci bölümden itibaren çok daha fazla şey gerçekleşiyor ama ön bakış yazısında bu kadar ayrıntıya girmek istemiyorum. Şimdiye kadar 9 Chapter tamamladım ve hikayenin gayet keyifli gittiğini söyleyebilirim.
Oyundaki karakterler konusunda bir yorum yapmam için henüz çok erken. Biraz daha ilerleyip, ekibimize katılan bir sürü üye ile ilişkimi geliştirmem gerekiyor. Her chapter bir sürü farklı karakter ekibe katılıyor, kalede gezerken “Bu kimdi?” diye bir süre düşünmeme sebep olabiliyor.
Fire Emblem Engage sıra tabanlı taktik strateji ile JRPG türlerinin harika bir karışımını sunuyor. Daha önce Fire Emblem oyunlarını, özellikle yakın zamanda çıkan Three Houses’ı oynadıysanız, oyunun oynanışı ile ilgili az çok fikriniz vardır. Oynanış içerisine eklenen yeni öğeler bulunuyor ama kendinizi yabancı hissetmeyeceksiniz.
Günlük hayatta kalemizde bolca vakit geçiriyoruz. Ortak alan diyebileceğim kalemizde gezip diğer karakterler ile etkileşime giriyor, çeşitli etkinlikler gerçekleştirip ilişkilerimizi güçlendiriyoruz. Üstelik burada etkileşime geçtiğimiz karakterler yalnızca takım arkadaşlarımız değil, Emblem kahramanları da olabiliyor. Somniel’de (kalemizin adı) özgürce gezebilen kahramanları genellikle bağlı oldukları ekip üyesi ile birlikte ya da kendi başlarına dolaşırken görüyoruz.
Somniel’de farklı özellikler sağlayan çeşitli tesisler bulunuyor, dükkanlar, çiftlik, eğitim alanı ve kafe gibi farklı yerler var.Savaş öncesinde buraları ziyaret etmek ve kendimizi geliştirmek gerekiyor. Ayrıca harita üzerinden çeşitli krallıklara yapacağımız bağışlar, o bölgede elde edeceğimiz ganimetin de artmasına sebep oluyor. Bunu inceleme sırasında daha ayrıntılı anlatabilirim. Çok fazla üzerinde durmuyorum ön incelemede.
Dövüş sistemini daha önce Fire Emblem oynamamış olanlar için “XCOM gibi” diye özetleyebilirim. Karelere ayrılmış harita üzerinde ünitelerinizi yönlendirip, rakipleri temizlemeye çalışıyorsunuz. Her ünitenin zayıf ve güçlü olduğu alanlar var, bunları rakibe üstünlük sağlamak için kullanabileceğiniz gibi, kazandığınız mücadeleyi bir anda kaybetmeniz de mümkün.
Fire Emblem Engage ile ilgili en dikkat çekici detay, yüzüklerin içindeki kahramanlar olsa gerek. İlk Fire Emblem oyunundan başlayıp, DLC içeriği olarak gelen “Three Houses” karakterlerine kadar, her bir kahraman eski oyunlardan tanıdığımız yüzler. Smash Bros. serisinin Fire Emblem karakterleri açısından ne kadar zengin olduğunu düşünürsek, kahramanların bazıları ile Smash oynarken karşılaşmış olmanız da mümkün. Örneğin daha en başından itibaren yanımızda bulunan Marth gibi.
Şimdi “Kahramanlar eski oyunlardan gelmiş falan ama ne işe yarıyorlar?” diyebilirsiniz, çok kısa bir şekilde bahsedelim. Bu kahramanlar, yüzüğü bağladığınız ekip üyesi ile birlikte mücadele edip, uygun zamanlarda Engage modunu kullanarak özel bir forma geçiş yapabiliyor. Engage modu bir nevi füzyon, iki karakter birleşip yeni biri haline geliyor. Kahramanın sağladığı bazı avantajların yanı sıra, karakterin silah türünü de değiştirdiğinden bir anda dezavantajlı durumdan çıkmanızı sağlıyor. Tabi bunun için bir “zamanı geri alma” sistemi de eklenmiş.
Örneğin ekibimin şifacısı (ve yakın dövüşçüsü) olan Framme, orijinal Fire Emblem oyunundan Sigurd ile birlikte savaşıyor. Sigurd’un Engage modunda karakterin hareket edebileceği kare sayısı oldukça fazla. Kısa süre içinde uzun mesafeleri kapatıp, yardıma ihtiyaç duyan karakterin yanına gelebiliyor. Hızlı ulaşıma ve ardından gelen güçlü bir saldırıya sahip, “Emblem of Echoes” oyunundan gelen Celica’da var alternatif olarak. Muhtemelen oyunda ilerledikçe daha iyi taktikler de bulacağım.
Emblem yüzüklerindeki kahramanların yeteneklerini sahip olduğumuz takım üyeleriyle kombine ederek, farklı oyun stratejileri bulmak mümkün. Oynanabilir karakter sayısının çok olduğunu da düşünürsek, benzer stratejileri kullanan fazla oyuncu olmayacağını tahmin ediyorum.
Engage formu geçici ama dolum süresinin çok uzun olmaması, bir dövüş sırasında kullanacağınız zaman konusunda daha esnek olmanızı da sağlıyor. Zorluk seviyesi yüksek bile olsa (ki kalıcı ölüm seçeneği de var ama sonraya saklıyorum) savaşlar keyifli ve akıcı bir şekilde gerçekleşiyor.
Fire Emblem Engage 20 Ocak 2023 tarihinde Nintendo Switch için çıkış yapacak. Oynadığım ilk 8 Chapter için konuşursam, oyunun gayet keyifli olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Yaklaşık 13 GB gibi bir alan kaplayan oyun, görsel açıdan da gayet iyi. Üstelik hem el modunda hem de dock üzerinden performansından oldukça memnunum.
Dövüş açısından daha akıcı bir form kazanmış olan oyun, yeni oyuncuları da seriye çekmek konusunda başarılı olabilir gibi duruyor. Şu ana kadarki tecrübelerimden yola çıkarak, iyi bir Fire Emblem oyununun daha Nintendo Switch sahiplerini beklediğini söyleyebilirim. 20 Ocak'ta hepsini göreceğiz diye umuyorum.