Square-Enix günah çıkartıyor
MMORPG Tarihinde Final Fantasy XIV kadar büyük facialar çok zor yaşanır (bazılarınızın Tortanic dediğini duyar gibiyim). Final Fantasy XIV öyle pompalanan, öyle ciddi duyurulan ve üzerine reklam çalışmaları yapılan bir oyundu ki, gösterilen fragmanlardan gerçekten de etkilenmemek mümkün değildi.
MMORPG pazarı şüphesiz çok zor bir pazar, kitlenizi bulmak için milyonlarca dolar masraf yapıp piyasa araştırmaları yapmak, iş modelleri geliştirmek, bu iş modellerini destekleyen oyun mekanikleri de yazmak lazım. Bu sebeple ortada MMORPG bakımından çok tutunabilen örnekler yok.
Square-Enix, Final Fantasy 14 ile ortaya çıktığı vakit gerçekten çok iddialıydı, oyunla ilgili herkes bir şeyler yazıp çiziyordu. Final Fantasy 11’in bu kadar tutulması ve hala oynanması gerçeğinin ardından, Final Fantasy 14, Final Fantasy 11 kitlesini de peşinden sürükleyecek gibiydi ve bu Square Enix için kesinlikle bir artıydı.
Final Fantasy 14, beta sürecinden beri takip ettiğim bir oyundu ve o beta süreci gerçekten yorucuydu. Kapalı Beta süreci öyle ağrılıydı ki, oyunun ekranına girdiğim zaman bile kendimi şanslı sayıyordum. Tabii kapalı beta olduğu için çok umursamıyorduk, bütün sorunları ve hataları raporluyorduk, sonuçta beta bunun içindi.
Final Fantasy 14 bir süre sonra açık betaya, oradan da satışa geçti. Oyun dünyasının en kötü facialarından birisiydi. Kapalı Beta’dan beri hiçbir şey değişmemişti, bütün sorunlar olduğu gibi devam ediyordu. Square üst üste gelen şikayetlerle yarışamıyordu, bütün olay Square-Enix için korkunç bir PR cehennemine dönüşmüştü.
Bu süreç böyle bir süre devam etti, daha sonra Square-Enix’ten konuyla ilgili bir açıklama geldi. Oyun tarihinde az rastlanır bir şekilde bir yapım şirketinin yaptıkları oyunun kalitesiyle ilgili özür dileyişine şahit olduk.
Durumdan özür dileyip kurtulamayacağını bilen Square-Enix, oyunu alanlara bedava süre vererek verdiği hasarı biraz telafi etmeye çalıştıysa da başarılı olamadı. Final Fantasy XIV bir süre sonra kapatıldı, ekibin çoğu ve oyunun yönetmeni işten çıkartıldı, Square-Enix’in itibarı zedelendi ve çok ciddi finansal açıklar oluştu.
Fakat Square-Enix’ten bahsediyoruz, böyle bir yaranın kapanması için, yaptıkları yanlışı aynı oyunu tekrar yaparak düzeltmeyi deneyen, oldukça cesur bir firmadan.
Ve böyle başladı Final Fantasy XIV: A Realm Reborn’un hikayesi.
A Realm Reborn, Final Fantasy XIV’nin yeniden yapılmış hali. Konsept neredeyse aynı fakat bu sefer eski oyunu mahfeden hataların ve mekaniklerin olmadığı, yepyeni bir versiyonu ve bu versiyonun betası bir süredir oynanmakta.
Betayı oynayanların benim gibi en büyük korkusu aynı terörleri tekrar yaşamaktı sanırım, yani oyun Final Fantasy XIV’nin kaderini yaşayacaksa Square-Enix bundan ikinci bir kere kurtulamayacak gibi görünüyor çünkü, peki ama durum öyle mi?
Baştan gidelim şimdi, öncelikle karakter yaratım ekranında mantık eskisi gibi fakat çok daha derli toplu işliyor. Opsiyonlar eskisine göre oldukça arttırılmış, burada eğer benim gibi karakter yaratım konusunda titiz davrananlardansanız epey vakit harcıyorsunuz. Karakterinizi yarattıktan sonra da başlangıç bölgenizi seçiyorsunuz, başlangıç bölgesinin hikayesini anlatan uzun bir girişten sonra da oyuna başlıyoruz. Oyun ilk çıktığında beta döneminde farklı tarihlerde Gridania ve Limsa Lominsa oynanabiliyordu, yine aynı şekildeydi yeni beta sürecinde.