Diablo 4 inceleme

Diablo 4 inceleme içeriğimizde cehennemin kapıları yeniden açılıyor ve bu defa tehdit içeriden geliyor. Blizzard’ın sevilen action - rpg serisi Diablo’nun son oyunu, Sanctuary’nin asıl kurucuları Lilith ve Inarius’un hikayesi etrafında dönüyor ve bizi unutulmayacak bir maceraya davet ediyor.

Diablo 4 inceleme

“Diablo IV gelmiş ama Blizzard tarafından sağlanan hesaplarda oynanacak, yani karakterlerini çıkışta kullanamayacaksın” dendiğinde sadece kısa bir süre düşünüp sonrasında hemen kabul ettim, çünkü Diablo’dan sadece bir kez oynayarak bıkacağımı düşünmüyordum. Erkenden oynama şansı sağladığı için firmaya teşekkür edip, neredeyse 45 saatlik macera sonrasında yazdığım incelememiz başlıyor.

Diablo IV incelemesine, her zaman olduğu gibi, ilk olarak hikaye kısmı ile başlayalım. Diablo serisinin hikayesi, oynanışın gölgesinde kalan ikincil bir öğe gibi gözükebilir ama bu firmanın güçlü bir dünya oluşturmasına ve güzel ayrıntılar ile doldurmasına engel olmuyor. İyi ki de böyle yapıyorlar.

Diablo 4 inceleme

Diablo IV’ün hikayesi Santuary’nin kurucularından biri ve Prime Evil Mephistopheles’in kızı olan Lilith’in serbest kalması ile başlıyor. Görünürde bir grup hazine avcısının Lilith’in mühürlerini kırıp onu serbest bırakması ile başlayan macera, korkunç hava şartları altında hayatta kalmaya çalışan karakterimiz dahil herkesin hayatını etkileyecek olaylara sebep oluyor. 

Oluşturduğumuz karakter yolculuğu sırasında hem atını hem de yolunu kaybediyor, soğuktan donarak ölmek üzereyken bir kurt yardımıyla güvenli bölgeye ulaşıyor ve kötülüğün tehdidi altındaki kasabaya geliyor. Tıpkı Diablo 1 oyununda olduğu gibi tehdit altındaki kasaba halkına yardım edip kötülüğü temizliyoruz ve kutlamalar eşliğinde… İşler bu kadar basit değil tabi. Kasaba halkı çoktan Lilith’in etkisi altına girmiş ve bizi de onun kanı ile kutsanma şerefine nail ediyorlar. 

Diablo 4 inceleme

Sanctuary’nin annesi Lilith’in kanı ile “kutsanmış” bir maceracı olarak Sanctuary’nin etrafında uzun bir maceraya çıkıyoruz. Sanctuary’nin babası Inarius, son Horadrim üyeleri, annesinin ölümünün ardından bize yardım etmeye başlayan bir kız, dost mu düşman mı belli olmayan bir kurt ve daha bir sürü farklı karakter ile karşılaşıyor, Sanctuary’ye karşı tehdit oluşturan Lilith’i durdurmaya çalışıyoruz. Macera boyunca bazı eski dost ve düşmanlar ile de karşılaşıyoruz. Özellikle bir tanesi görmeyi hiç beklemediğim türden bir sürpriz oldu.

Oyunun hikayesi oldukça iyi, karşılaştırmam gerekirse, Diablo III hikayesine göre daha fazla keyif aldım. Karakterler ile daha fazla vakit geçiriyoruz, diyaloglar daha iyi ve olayların akışı rahatsız etmeyecek bir tempoda gerçekleşiyor. Gıcık bir şövalye olarak tanışıp, kendini affettirme macerasına şahit olduğumuz Vigo gibi sevilebilir karakterlerden birkaç tane var. Ana karakterlerin çoğu süs olsun diye konmamış, hikaye boyunca nasıl geliştiklerine ve kendilerine bir yol çizdiklerine şahit oluyoruz. 

Yan görevler açısında konuşmam gerekirse, çok fazla farklı hikaye anlatıyor ve çoğunu beğendim. Yine ilk bölgeden örnek vermem gerekirse, kilisenin şeytan çıkarmak yerine direkt yakmayı tercih edeceği durumlarda yardım eden rahibenin hikayesi gibi devam eden görevler var. Bunları bir kerede yapıp geçmiyoruz, zaman ilerledikçe açılıyorlar ve gayet güzel hazırlanmışlar. 

Diablo 4 inceleme

Oyunu Necromancer karakterim ile yaklaşık 40 - 45 saat oynadım. Ana hikayeyi, yan görevler ve etkinlikleri olabildiğince az yaparak, 34 saat gibi bir sürede bitirdim. Hikayeden olabildiğince memnun ayrıldım, yalnızca bir kısımda “off hadi abicim yeter salın beni” diye söylendim ki orası da maksimum 1 saatlik bir bölümdü ve en büyük sorunu 1 saat boyunca loot almadan oynamak zorunda olmaktı. Bence gayet iyi bir oran 34 saatlik hikaye macerama göre.

Oyunu bir kez bitirince açacağınız diğer karakterleri doğrudan macera modunda başlatabiliyorsunuz. Diablo III’e çok geç gelen bu özellik Diablo IV’de hemen eklenmiş, çok da iyi olmuş. Üstelik binek hayvanını, sandıktaki ortak eşyaları falan da kullanabiliyorsunuz. Sadece macera modunda değil, yeni açtığınız karakter ile hikayeyi tekrar oynamak istiyorsanız, ortak eşyaları yine de kullanabilirsiniz. 

Oynanabilir Karakterler 

Diablo 4 inceleme

Diablo IV hikayesinden kısaca, spoiler vermeden bahsettiğimize göre şimdi asıl önemli kısma, yani oynanışa geçelim! Sol tıkla saldırıyoruz, sağ tıkla güçlü saldırı yapıyoruz, 4 tane de yeteneğimiz var doldukça attığımız, başka da bir şey yok zaten… gibi gözüküyor ama hayır, bu oyun çok daha fazlasını içeriyor. Alacağınız karakterden seçeceğiniz yeteneklere, giydiğiniz kıyafetlerden sahip olduğunuz bonuslara kadar her şey oyunun oynanışı değiştiriyor. 

Karakter oluşturma ekranı çok ayrıntılı özelleştirmelere izin vermiyor ama tatmin edici. Karakterinizin cinsiyetini, saç - sakal ve aksesuar detayları gibi ayrıntılarını düzenleyebiliyorsunuz. Oyundaki ara sahnelerde oluşturduğunuz karakteri doğrudan görebiliyorsunuz, bu yüzden azıcık özen göstermek yararınıza olur. Benim gibi farkında olmadan oluşturduğunuz karakter yüzünden bütün oyunu Behzat Ç. gibi necromancer ile oynamayın. Ya da oynayın tabi seviyorsanız.

Sınıf olarak elimizde 5 seçenek var, Barbarian, Necromancer, Sorcerer, Rogue ve Druid. Sadece 5 sınıf gözünüze az geldiyse daha önce Diablo oynamamış olabilirsiniz, hoşgeldiniz. Her sınıf kendi yetenek ağaçları altında farklı dallara ayrılıyor. Bu da karakter başına en az 2 farklı oynayış şekli demek oluyor ki daha bulduğumuz eşyaların verdiği bonusları saymıyorum.

Diablo 4 inceleme

En uzun süre vakit harcadığım Necromancer’dan örnek vereyim. Kan büyüleri, kemik büyüleri ve karanlık büyüleri kullanabilen, çağırdığı varlıkların gücüyle ya da onları feda ederek elde ettiği güçle savaşan bir karakter. Verdiğim yeteneklere göre yakın dövüşte ya da uzak dövüşte etkili olabiliyor, kalabalık gruplara ya da tekli düşmanlara ekstra hasar verebiliyor. Zindanlardan elde ettiğim güç sayesinde bir eşyanın gücünü değiştirip, normalde bir kez patlayan yeteneğimin üç kere patlamasını sağlayarak karakteri daha da güçlü hale getirebiliyorum mesela.

Seviye atladıkça aldığınız yetenek puanları, 50. seviyeden sonra gelen Paragon seviye güçlendirmeleri ve eşyalarınızın da yardımıyla kendi isteğinize göre bir karakter oluşturmanız mümkün. Oyun tarzının da geliştirdiğiniz karaktere göre değişmesi sayesinde buradan gayet memnun ayrıldığımı söyleyebilirim. Normalde daha sonra oynamayı planladığım bir karakterle girip oynamama rağmen, yeniden Necromancer açsam da sıkılma gibi bir sorun yaşayacağımı düşünmüyorum. 

Oyun Diablo II’ye daha çok benzese bile, hız bakımından Diablo 3’e daha yakın. Özellikle yüksek zorluk seviyelerinde ya da açık dünya etkinliklerinde aşırı hızlı karar vermeniz gereken anlar oluyor, yoksa düşmanların saldırıları altında ezilip gidiyorsunuz.

Diablo 4 inceleme

Diablo III konsol sürümü ile eklenen kaçınma tuşu burada da var ama yaklaşık 5 saniyelik bir bekleme süresine sahip ve 5 saniye çoook uzun bir süre. Çeşitli eşyalar sayesinde kullanma sayısını arttırmak ya da bekleme süresini kısaltmak mümkün, hatta sorcerer gibi bazı sınıflar komple değiştirebiliyor. Başlangıçta çok beğenmemiştim ama elim alıştıktan (ve dünyanın sopasını yedikten) sonra kaçınma tuşunu bolca kullandım.

Açık Dünyada Macera

Daha önce Diablo IV için gerçekleştirilen betaların herhangi birine girdiyseniz, haritanın boyutu ve içerdikleri hakkında biraz fikir sahibi olduğunuzu düşünüyorum. Haritaya baktığımızda gayet büyük gözüküyordu ama uzaktan bakmak ile içinde yolculuk etmek arasında ciddi fark olduğunu birinci elden tecrübe ettim. Oyun alanımız gerçekten büyük!

Harita ana hikayenin yanı sıra bir sürü farklı yan görevi ve bölgesel etkinlikleri içeren bölgelere ayrılmış durumda. Görevlerden bahsettik zaten, şimdi etkinlikleri ele alalım. Bu etkinlikler kendi içinde farklı türlere ayrılmış durumda. Bazıları her an karşınıza çıkabilecek , kendi başınıza bile yapabileceğiniz küçük etkinlikler iken, bazılarını tamamlamak için kalabalık gruplara ihtiyacınız oluyor. 

Diablo 4 inceleme

Küçük etkinlikler genellikle MMO oyunlarda gördüğümüz tarzda işliyor. Kurban verme ritüellerini tamamlamaya çalışan bir iblis, etrafı sarılmış bir maceracı ya da huzura kavuşmak için sevdiğini arayan bir hayalet gibi olaylar var. Bu etkinliklerin kendi içinde küçük bir mücadelesi daha oluyor, herkes hayatta kalsın ya da şu kadar süre içerisinde bitir gibi küçük görevler. Başarılı bir şekilde tamamladığınızda hem tecrübe puanı hem de güzel ödüller kazanıyorsunuz. 

Harita etkinlikleri bölgelere göre küçük değişimler gösterse de genellikle benzer içeriğe sahip. Mesela hangi haritada olursanız olun arabanın altında kalan insanları kurtarmaya çalışıyorsunuz gibi. Oyunun nadir zayıf yanlarından birisi olarak görüyorum ama zaten önümüze geleni pataklayıp loot topladığımız bir oyun için ne kadar etkinlik koysanız az.

Etkinlik başladığında yakında başka oyuncular varsa onlarla aynı anda girip, parti kurmadan bile tamamlayabilmeniz çok güzel bir özellik. “Gathering Legions” adındaki grup etkinliğini ise deneme şansım olmadı, adı üzerinde bir grup etkinliği olduğundan ve az sayıdaki oyuncu ile çok fazla denk gelmediğim için ben de oyun çıktığında tecrübe edebileceğim. Tek başıma bir bakayım dedim, dövüp gönderdiler. 

Diablo 4 inceleme

Zorluk seviyesi arttıkça haritanın belli noktalarında oluşan Cehennem Dalgası etkinliğinden de kısaca bahsedeyim. Macera modunda (oyunu bitirdikten sonra açılan mod) gerçekleşen bu etkinlikte Cehennem kuvvetleri belli bir süreliğine haritayı işgal ediyor, onları öldürüp üzerlerinden korları topluyor ve yine etkinlik boyunca haritaya dağılan sandıkları açmak için kullanıyoruz.

Ortam ciddi anlamda güçlü ve kalabalık düşman gruplarıyla dolu ve ölünce korların bir kısmını kaybediyoruz. Tek başıma yaparken eğlenceli ama zor gelen bu etkinlik, başka insanlarla çok keyifli olacaktır.

Daha önce Diablo IV betalarında da gördüğümüz zindanlar, küçük boss odaları ve ele geçirebileceğimiz kaleler de oyunda mevcut. Küçük boss odaları dediğim alanlar aslında çeşitli etkinliklerden rastgele birini barındıran alanlar, kimi zaman bir boss dövüyor ya da mini etkinliği tamamlıyoruz. Son girdiğimde 3 tane Hazine Goblini çıkmıştı mesela, küçücük alanın içinde kaçmasınlar diye sağlam bir koşuşturma yaşadık. Kaleler ise açık dünyada ele geçirmek için bossu yendiğimiz ve kasaba haline gelmesini sağladığımız bölgeler.

Diablo 4 inceleme

Zindanlar oyunun büyük kısmını geçireceğimiz bölgeler olacak gibi duruyor. Bu alanlar kendi için katlara ayrılmış ve kat içindeki görevleri tamamlayarak son bossa ulaşıp işini bitirmeye çalışıyorsunuz. Zindanların çoğu ilk kez tamamladığınızda karakterinize bonus özellik sağlayan güçlerin (buna sonra değineceğim) kilidini açıyor.

 Zindanlar hem tecrübe hem de loot elde etme açısından çok güzel bölgeler olsa da kimi zaman aşırı uzun gelmeleri en büyük eksileri. Uğraşıyorsunuz bir görevi tamamlıyorsunuz yeni kat açılıyor bir daha “3 tane gizli nesne bul” tarzı görev geliyor. O kadar rastgele geliyorlar ki “az önceki ile ne alaka” dedirtebiliyor. Daha kompakt ve hızlı tamamlanan zindanları tercih ederdim ama oyuncuların bossları farmlamasını yavaşlatmak için yapıldığını tahmin edebiliyorum.

Ganimet sistemi

Diablo 4 inceleme

Diablo IV incelemesi yapıp loot kısmından bahsetmezsem olmaz, oyunun en önemli kısmı topladığınız ganimetler! Oyun her sınıf için farklı silah çeşitleri, zırh parçaları, aksesuarlar ve mücevherler ile dolu. İstatistik puanları, saldırı - savunma özellikleri, yeteneklerinizi geliştiren ya da özel hale getiren bonusları ve çeşitli nadirlik seviyelerine sahip bir sürü eşya ile toplayıcı ruhlu oyuncular için tam bir cennet. 

Eşyaların verdiği bonuslar, karaktere özel olarak hangi stat ne kadar etkili olur gibi konulara girersek bu yazı şimdikinden çok daha uzun hale gelebilir, inceleme olarak tutmak için bu kısma fazla ayrıntı girmiyorum ama stat sistemini daha iyi hale getirmişler ve bulduğunuz eşyalar görünüşte daha güçlü gözükmesine rağmen karakter stilinize göre iyi ya da daha kötü olabiliyor. 

Oyuna eklenen Afflix sistemi (Yüzü Damgala şeklinde çevrilmiş) sayesinde mevcut efsanevi eşyaların özelliklerini değiştirme ya da nadir bir eşyayı efsanevi hale getirme şansına sahipsiniz. Afflix sisteminde kullanılacak olan özellikleri ise zindanları temizleyerek ya da başka bir efsanevi eşyayı parçalayarak elde edebiliyorsunuz. Bu sayede neredeyse her eşya işe yarar hale gelmiş oluyor. İstatistikleri daha kötü olsa da iyi özelliği var diye eski efsanevi eşyalarına sarılanları bile mutlu edecek bir sistem. 

Diablo 4 inceleme

Nadirlik seviyesinde efsanevi eşyaların üstünde olan Unique (eşsiz) eşyalar da bulunuyor. Bunları 50. seviyeye ulaşıp üçüncü zorluk seviyesine geçmeden elde etmenizin pek bir yolu yok. Şu an için Unique eşyalar oyundaki en yüksek eşya seviyesinde ve karakterinizin stiline uygun bir parça düşerse oldukça faydalı oluyor. Set eşyaları ve ikinci oyundaki rünler gibi eşyalar ise bir süre daha düşünülmüyor. Şu haliyle eşya sisteminin gayet dengeli ve eğlenceli olduğunu düşünürsek, şikayetçi değilim. Diablo II günlerindeki kadar eğleniyorum eşyalar ile uğraşırken. 

Bu kadar eşya topluyoruz, harita desen zaten büyük, bütün yolu koşmak oyuncuyu yoracaktır. O zaman oyunun en büyük yeniliklerinden biri olan at ile tanışın! Binek hayvanlar muhteşem bir eklenti olmuş. Oyunun bir noktasından sonra “Yeter yürütmeyin beni artık” demeye başladım, gitmem gereken yer o kadar uzaktaydı ki “yardım et” diye bağıran insanları falan umursamadan koşuyordum artık. Neyse ki oyunun hikaye görevleri bunu tahmin edecek şekilde hazırlanmış, bu isyanımdan kısa bir süre sonra binek hayvanlar açıldı.

Daha önce söylenenin aksine binek hayvan için hikayeyi tamamen bitirmenize gerek yok, hikayede belli bir noktadan sonra ata binebiliyoruz.O vakte kadar zaten haritanın bir kısmını gezmiş oluyoruz ama olsun, atın faydası kesinlikle çok büyük. Atı bir kere aldığınızda bütün karakterlerinizde açılıyor, bu da alt karakter kasmak istediğinizde çok büyük bir avantaj sağlıyor. Bir karakter ile olabildiğince hızlı bir şekilde ana görevi tamamlayıp daha sonra diğer karakterlere odaklanmanızı öneririm. 

Grafikler ve Sesler 

Oyun görsel açıdan şahane duruyor. Ara sahneler zaten Blizzard’ın tartışmasız en iyi yaptığı işlerden birisi, Diablo IV bunu bir adım daha öteye taşımış.Kendi karakterinizi ara sahnelerde görüyorsunuz daha ne olsun. Tabi karakterimizin dahil olmadığı doğrudan sinematik sahneler de var ama aradaki farkı ayırt etmek oldukça zor. 

Oyun içi grafikler yeni bir seviyeye taşınmış. karakter modellerinden çevredeki ufak detaylara kadar her şey müthiş duruyor. Karlı ovalardan kumlarla kaplı çöllere, uğursuz bataklıklardan terkedilmiş kalelere kadar her bölge kendi havasını başarılı bir şekilde yansıtıyor. Diablo III çok renkli diye şikayet edenlere cevap niteliğinde, neredeyse ilk Diablo ile yarışabilecek kadar karanlık ama insanı boğmayacak kadar canlı bir dünya ortaya koymuşlar.

Oyunu farklı sistemlerde deneme şansım oldu. 4070 ekran kartına ve 32 GB RAM’e sahip iyi bir bilgisayarda Ultra ayarlarda DLSS desteği ile yağ gibi aktı. Hem 1080p hem de 2K çözünürlükte denedim. Yaşadığım nadir takılma anları performans sorunlarından çok bağlantı ile ilgili sorunlardan kaynaklanıyordu. “Sistem zaten iyi, DLSS desteği de var normal bir durum” diye düşünebilirsiniz, ben de öyle düşündüm. O yüzden şimdi ikinci sistem ile deneyelim.

Diablo 4 inceleme

GTX 970 (4GB) ekran kartına sahip i5 6500 işlemcili ve 8 GB RAM sahibi olan başka bir bilgisayara geçelim. Artık 16GB RAM çoğu kullanıcı için standart seviyeye geldiği için, orada biraz sıkıntı yaşayabilirim diye düşünmüştüm. Oyun açıldığında bana Orta seviye grafik ayarlarını önerdi ve o şekilde oynamaya başladım. 

Gayet iyi oynanıyor ve grafikleri de hiç kötü değil. Kabul ediyorum ilk olarak diğer sistemde oynadığım için aradaki farkı anlayabileceğim kadar yüksek ama oyunu rahat bir şekilde oynatıyor. Hatta grafikleri yüksek ayarlara çekip tekrar denedim, yaklaşık 1.5 saat kadar oynadım ve çeşitli noktalarda yaşadığım ufak takılmalar haricinde sorunsuzdu.

Diablo IV optimizasyon konusunda harika bir iş çıkarmış. Özellikle son zamanlarda gelen her oyunun PC sürümünün düzelmesi için 1 - 2 ay beklememiz gerekiyorken, bu kadar sorunsuz ve göreceli olarak düşük sistemlerde bile iyi çalışan bir oyun görmek beni mutlu etti. Oyun ile ilgili tek şikayetim “Pencereli” ya da “Tam Ekran Pencereli” seçenekleri olması. Beta ilk yayınlandığında Tam Ekran seçeneği vardı ama daha sonra (bazı ekran kartlarıyla ilgili problemler sebebiyle) kaldırdılar. Oyun çıkış yaptığında geri dönecektir diye umuyorum. 

Diablo 4 inceleme

Bir ekleme daha yapayım, benim acayip sinirimi bozan bir durumdu ama oyunun tam sürümünde olacak mı emin değilim. Necromancer olarak yanımda bir sürü iskelet, golem falan filan ile koşturuyordum ve bu oyun içi ara sahnelerde çok canımı sıkan bir duruma sebep oluyordu. Ara sahneye girince yanımızdaki yardımcılar görüntüden kayboluyor ama aslında hala orada duruyor, biz görmüyoruz sadece. 

Bu sırada kafalarında çıkan zincir işareti de dışardan bakanlara "hasar verilemez" uyarısını vermek için. Ama sorun şu ki ara sahne sırasında bu zincirler saniyelik olarak görünüp kayboluyor. 1 ya da 2 yardımcı olsa neyse ama 9 kişinin kafasındaki zincir aynı anda yanıp sönme yapınca bütün dikkatinizi dağıtıyor. Kafasına göre çılgınlar gibi sallanan kumaş efektleri dışında karşılaştığım tek grafik hatası bu olsa gerek.

Bağlantı sorunları demişken, oyunun sürekli internet bağlantısı gerektirmesi kesinlikle bir eksi olarak yer edecek. Diablo III zamanında da vardı diyebilirsiniz, o zaman da bir eksiydi zaten. Evet oyun açık dünyada sizi rastgele diğer maceracılar ile eşleştirip beraber etkinlik tamamlamanıza izin veriyor ve bu çok güzel bir özellik ama ben tek başıma oynamak istediğim zaman da internete bağlı olmak zorunda olmamalıyım.

Diablo 4 inceleme

Diablo 2 tarzı bir yerel kayıt dosyası bile kabul edebilirdim. Kimi zaman sunucu kaynaklı bir yavaşalama olduğunda karakterin kontrolünü kaybedebiliyoruz. Oyun zaten hızlı, kırılgan bir karakterin sunucu teklediği anda kaçamadığım için ölmesi, özellikle Hardcore modda oynarken çok sinirimi bozacak bir durum. 

Oyunun müzikleri şahane, gittiğim her bölgede farklı ama atmosfere uygun müzikler beni karşıladı. Boss mücadelelerinde çalan müzikler, zindan temaları, dünyayı gezerken  ve yerleşim yerlerine girdiğimizde çalan müzikler, hepsi harika. Buralarda uzun süre vakit geçireceğimizi de düşünürsek, müziklere özen gösterilmiş olması çok iyi. Seslere de müzikler ve grafikler kadar özen gösterilmiş. Karşılaştığımız her karakter seslendirilmiş, kullandığımız yetenekler ve büyü efektleri, ambiyans sesleri hatta çevredeki etkileşime geçemediğimiz ama kırılan arka plan nesneleri için bile uğraşılmış. Ses ve müzik üzerinden tam puan.

Diablo 4 inceleme

Son olarak kontrollere de değineyim. Diablo oyunlarını yıllarca klavye - mouse ikilisi ile oynadım ama Diablo II Ressurected ile kontrolcü kullanmaya başlamıştım. Sürekli sol tıklamaktan parmağıma kramp girmesi ile alakası yok, koltuğa oturup kontrolcü ile oynamanın keyfini çıkarmak için! Oyun hem klavye - mouse hem de kontrolcü ile çok rahat oynanıyor. Kontrolcü ile gelen titreşim desteğinin zehirli alanlara girdiğimde beni uyarması da güzel bir ayrıntı. 

Sonuç

Diablo IV incelemesi diye girdik ama bir rehber haline getirmemek için çok uğraştım. Anlatılacak çok şey var ama bir çoğunu kendiniz tecrübe ederseniz daha çok keyif alacaksınız. Oyun hem hikaye hem de oynanış bakımından gayet dolu bir içeriğe sahip. Karakterlerin birbirine benzer oynanışlara sahip olmayan yapısı ve yapacak bir sürü şeye sahip dünyası ile oyun bize uzun bir oynanış süresi sunuyor. Optimizasyon başarılı, görsel ve işitsel olarak harika, teknik açıdan neredeyse hiç problemi yok. Bu oyunun çıktığı gün sorun yaşatması sadece sunucuların sorunlu olması ile olabilir. 

Diablo IV standart sürümü 1200 TL fiyat etiketiyle Battle.net üzerinde satışa sunulmuş durumda. 1200 TL az bir miktar değil bunu kabul ediyorum. Ama bu parayı verdiğinizde oyun başında ne kadar süre harcayacağınızı düşünürseniz, paranızın karşılığını bir çok popüler AAA oyuna göre daha fazla veriyor diyebilirim. 

Diablo 4 inceleme

Son bir şeyden daha bahsedelim, yapımcılar güzel bir sürpriz yaparak Türkçe dil desteğini duyurdular. Benim oynadığım sürümde çeviriler tamamen bitmiş değildi, bazı diyalogların çevirilerinde de çeşitli düzenlemelere ihtiyaç var gibi gözüküyordu. Yine de oyunu almak konusundaki en büyük çekincelerden biri olan yabancı dil sorununu (öbürünü zaten biliyoruz) ortadan kaldırıyor. Son halinde nasıl olduğunu beraber göreceğiz.