Yayıncı Codemasters, şu sıralar yeni bir aksiyon oyunuyla karşımıza çıkmaya
hazırlanıyor. Damnation ismiyle duyurulan yapım, Amerikan İç Savaşı’na
alternatif bir kurguyu sahip. Amerika merkezli Blue Omega Entertainment
tarafından geliştirilen oyun, firmanın ilk işi olma özelliğini de taşıyor. Elini
taşını altına sokan ekip, PC’nin yanında PS3 ve X360 için de Damnation’ı
kodlamaya koyuldu. Son testlerinin tamamlanmasına sayılı günler kala, yapımın
çıkış tarihi de netleşti. 21 Nisan 2009 tarihinde raflarda yer alacak olan oyun,
geçmişte bir kez ertelenmeye tabi tutulmuştu. Eğer bir aksilik olmazsa baharın
ortasında Amerikan İç Savaşı’na alternatif bir senaryonun baş aktörü olacağız...
Üçüncü şahıs görünümüyle oynanan Damnation’da kullanılan geniş haritalar, uzun
yürüyüşlerin habercisi gibi görünse de, ayrıca araç kullanma gibi özellikler de
yapımda mevcut. Zira bir hayli büyük olduğu açıklanan mesafeler, yürümekle
aşılacak gibi değil. Dolayısıyla otomobil ve benzeri taşıtlar oyunda kritik önem
taşıyacak. Şimdiye kadar Trike ve The Bike adlı iki araç duyuruldu bile.
Vahşi, Vahşi Batı
Amerikan İç Savaşı’na şeytanları ve şeytani askerleri karıştıran Damnation’da,
yönettiğimiz Rourke adlı karakterin de bir takım özel güçleri olacak. Ancak ilk
etapta üzerinde durulacak özellik, onun akrobatik yeteneklerinden başkası değil.
Zira yapımla ilgili yayınlanan görseller ve videolarda görülüyor ki,
karakterimiz tıpkı Prens (Prince of Persia) gibi duvardan duvara atlıyor,
platformlara tırmanıyor. Ayrıca oyunda bulunan 10 farklı silahı da etkin biçimde
kullanan Rourke, zırh delici kurşunlarıyla düşmanlarını ardına saklandıkları tüm
kalkanlara rağmen avlamakta zorlanmıyor. Başarılı bir yapay zeka ile
karşılaşacağımızı öne süren yapımcılar, sağda solda saklanmış askerler
olacağının da ipucunu veriyor. Neyseki gafil avlanmamamız için bir ısı
dedektörüne sahibiz. Taktığımız anda canlı organizmaların nerede olduğunu
görebileceğimiz bu cihazı kullandığımızda, düşmanlar duvarların ardında bile
olsalar, kırmızı silüet şeklinde görülecekler.
"Tam teçhizatlı kovboy iş başında. Bütün kötülere ölüm!"
Unreal Engine 3 ile geliştirilen yapım, Vahşi Batı atmosferini bir takım doğa
üstü olaylar ve çılgın makineler ile birleştiriyor. Böylelikle ortaya, abartılı
bir gerçeklik çıkıyor. Bu kurgu dünyasının baş aktörü Rourke olmasına karşın,
kendilerine has özellikleri ve hikayeleri olan başka kahramanlar da var.
Yakecan, Zagato, Jack, Winslow, Akhahando, Prescott, Selena ve Selena’nın Body
Guard’ı, oyun boyunca etkileşime gireceğimiz ve muhtemelen multiplayer
modlarında kullanılan karakterler olacak.
Diyar diyar Vahşi Batı
Toplamda 6 adet büyük haritaya sahip olan yapımda, her bir bölümün atmosferi ve
içeriği farklı olacak. Örneğin Arrowtree adlı bölge, çorak toprakları ve geniş
arazileriyle dikkat çekiyor. Oyunun başlangıç bölümlerinin geçeceği bu mekanda,
evler, maden ocakları ve çeşitli tesisler bulunacak. Bir diğer haritanın adı ise
Boomtown. Büyük bir madenci şehri olan Boomtown, birbirinden tehlikeli
platformlara ve tuzaklara ev sahipliği yapıyor. Mesa Dorado ise kanyonların
arasındaki gizli bir yerleşim yeri. Birçok sırrı içerisinde bulunduran Mesa
Dorado’da, mücevherler ve altınlarla bezeli evlerinde oturan zenginler yaşıyor.
Bir diğer haritanın adı The Mountains. Dağın yamaçlarında kurulu tesisler, gizli
tüneller ve mağaralarla dolu olan bu haritada, bölgenin yerlileriyle karşılaşmak
mümkün. Terra Verte ise bir kıyı şehri. Üzerinde yıllar önce yapılmış bir
ticaret limanı bulunan ve bu sayede bir hayli kalkınmış bir kent. Akdeniz
ülkelerine yakın bir mimari tarza sahip olan Terra Verte’de, raylı sistemler de
mevcut. Oyunda yer alacağı açıklanan diğer haritanın adı PSI. Buzullar
içerisinde büyük bir tesis olan PSI’daki büyük platformlar arasında dolanırken,
bir yandan da düşman saldırılarını savuşturmaya çalışacağız.
Salt aksiyon oyunu olan Damnation ile buluşmamıza yaklaşık bir ay kaldı. Gerek
tarihe gerçekdışı bakış açısıyla olsun, gerek içerdiği özelliklerle olsun yapım
dikkat çekiyor. Uzun zamandır sağlam bir Vahşi Batı temalı oyun göremediğimizi
düşünürsek, Damnation’ı merakla beklemek için bir sebebimiz daha var demek
yersiz olmaz.