Tüm zamanların en sevilen oyunlarından Civilization, bir ara duraklama yapmasına ve yeni bir sürümün gelme beklentilerinin azalmasına rağmen, Activision firmasının çıkardığı Civilization 3: Call to Power ve Call to Power 2 ile yeniden hayata dönmüştü. Bu iki oyun da, orijinal Civilization’ın çizgisinin dışına çıkan, birçok yeniliğiyle dikkat çekiyordu. Bu sapma, bazılarını memnun etmese de, bana göre, oldukça güzel fikirler vardı ve ben birçok yönden beğenmiştim. Ne var ki, özellikle ilk oyunda abartı derecede gelişme ve detay olması, oyuna konsantre olmayı zorlaştırıyordu. Bu durum 2. oyunda epey düzeltilse de yine de orijinal oyunun hayranları tarafından pek takdir edilmedi.
Bu noktada devreye orijinal oyunun yapımcısı Sid Meier girdi. O da, Activision’a benzer bir hüsranı Alpha Centauri oyunu ile yaşamıştı. Sid Meier, Firaxis firmasını kurmasının ardından, Civilization oyunun haklarını yeniden aldı ve Civilization III’ü geliştirmeye koyuldu. Oyun piyasaya çıktığında, yeni bir takım tarafından yapılmasından ve rakibi Call to Power 2 ile yakın zamanlarda piyasaya çıkacak olmasından dolayı olsa gerek, biraz aceleye geldiği belli oluyordu. Bu yeni oyun, klasik Civilization’ın çizgisini koruyor ve bir takım yeni ve güzel özellikler getiriyordu. Ama bu zaman endişesinden dolayı olsa gerek, büyük ihtimalle başta planlanan multiplayer gibi özellikler oyuna eklenememişti. Ayrıca Call to Power’daki bol sinematiğin aksine, kısa giriş sinematiğinden başka sinematik de yoktu. Halbuki, özellikle wonderların tamamlanmasından sonra konulacak sinematikler bence çok önemli ve daha iyi bir atmosfer sağlıyor.
Aradan bir sene kadar geçtikten sonra, zaman kaygısının da ortadan kalktığını düşünerek, birçok yeniliğin yapıldığını ve benim için önemli olan ekstra özelliklerin eklendiğini düşünerek oyunu aldım. Oyun bir ek paket idi ve oynamak için ilk oyunu gerektiriyordu. Kurulum aşamasından sonra oyuna başladım. Başlangıçta herşey farklı gibiydi. Her ne kadar beklediğimden daha düşük kalitede de olsa, daha uzun ve daha iyi bir sinematikle oyun açılıyordu. Arabirim de farklıydı. Fakat ondan sonra hayal kırıklığı başlıyordu. Neredeyse ilkinden farkı olmayan bir oyun vardı karşımızda.