Haziran ayında kapalı beta süreci başlayacak olan Chrono Odyssey, yayımlanan geliştirici günlüğü ile dikkatleri üzerine çekti. İlk bakışta klasik bir MMORPG gibi görünse de, zaman manipülasyonu ve keşfe dayalı ilerleme sistemiyle farklılaşan yapım, oyunculara alışılmışın dışında bir deneyim vadediyor.
Chrono Odyssey evreni, yalnızca fantezi unsurlarından ibaret değil; yapımcı ekibin belirttiğine göre Prometheus ve Starcraft gibi eserlerden ilham alan karanlık ve kozmik bir altyapıya sahip. Oyun, Setera adlı bir dünyada geçiyor. Bu evrende geçmiş, gelecek ve paralel boyutlar bir arada var oluyor. Oyuncuların karşılaştığı düşmanlar yalnızca fiziksel değil, gerçekliğin ötesinden gelen varlıkları da içeriyor. Bu durum, oyun atmosferine güçlü bir bilinmezlik ve tehdit hissi katıyor.
Oyunda yer alan Chronotector sistemi, zaman çizgileri arasında geçiş yaparak gizli yolların ve geçmişe ait bilgilerin açığa çıkarılmasını sağlıyor. Bu sistem, görevlerin çizgisel ilerlemesini ortadan kaldırarak oyuncuya yönlendirme olmaksızın keşif özgürlüğü tanıyor. Aynı zamanda savaş dışı yollarla, örneğin zanaatkârlık ve çevresel keşifle de seviye atlamak mümkün.
Chrono Odyssey’de klasik MMORPG üçlemesi olan tank, destek ve hasar rollerine bağlı kalmak gerekmiyor. Oyuncular istedikleri şekilde oynayabiliyor ve her karakter tipi, aktif savunma ve kaçınma mekanikleri sayesinde tek başına da ilerleyebiliyor. Ayrıca, gerçek zamanlı silah değiştirme sistemi sayesinde iki farklı oynanış stili arasında anında geçiş yapılabiliyor. Her silahın yetenekleri bağımsız soğuma sürelerine sahip, bu da stratejik derinlik katıyor.
Kapalı betada oyuncular, bire bir PvE karşılaşmalarına sahne olan Chrono Gates, zaman yolculuğu ve tuzaklarla dolu Trials, üç kişilik takımlarla oynanan Expedition Dungeons ve çok sayıda takımın birlikte savaştığı Region Bosses gibi içeriklerle tanışacak. Ayrıca savaş dışı içerik olarak, ödül avı görevleri, bulmacalı Labyrinth’ler ve geçmişe açılan Time Portal’lar da deneyimlenebilecek.