Beach Invasion 1944 ilk bakış

Geçtiğimiz günlerde haberini yaptığımız Beach Invasion 1944 oyunu için elimize ön inceleme kodu ulaştı. Gördüğüm video ve görsellerden anladığım kadarı ile bir süredir derdime derman olamayan bir oyun türüne yeniden girebilmemi sağlayabilecek bir yapım olduğunu anlamıştım ve heyacanla bekliyordum. O sebeple hiç beklemeden yaklaşık 1 gb'lık oyunu Steam üzerinden hızlaca indirdim. Bakalım beklentilerimi karşılayabilecek miydi?

Türk yapımı Beach Invasion 1944 nasıl bir oyun?

Bir çok oyun sever gibi 2. Dünya Savaşı konulu oyunlar benim de çok ilgimi çekiyor. Benim ilgim oyunlardan ziyade, savaşta yaşanan hikayeler üzerine yoğunlaştığı için bir nebze daha farklı bakabildiğimi düşünüyorum. Bu hikayeler içinde en çok bildiğimiz de 6 Kasım 1944'de gerçekleşen Normandiya Çıkartması. Bugüne kadar izlediğimiz tüm filmlerde Amerika'lıların kahramanlıklarını, sahili ele geçirebilmek için fedakarlıklarını, onların gözünden gördük. Bu bize karşı tarafta yaşananları hiç düşündürmedi. Ta ki Beach Invasion 1944 ile kaşrılaşana kadar.

Baştan söyleyeyim, şu taraf ya da bu tarafı destekliyorum gibi bir düşünce kesinlik algılanmasın. İnsanların yaşamını yitirdiği hiçbir savaşta bir tarafın yanında olmam mümkün değil. Ancak bu bakış açısı merakımı da engellemiyor. Bu sebeple oyun ile ilk tanıştığımda heyecanlanmıştım. Zira çıkartma zamanında karşı taraftaki görüş açısını hiç düşünmemiş, deneyimleme şansı elde edememiştim. Bu sebeple Beach Invasion 1944 göz atılmayı hak eden bir yapım olarak karşımda duruyordu. Ayrıca Türk geliştirme ekibi AIx2 Games tarafından ortaya çıkarılmış olması da, oyuna göz atmam için başka bir sebepti.

Mekanikler

AIx2 Games'in açıklamasında Beach Invasion 1944 için "arcade tarzı nişancı oyunlarına bir doz FPS gerçekçiliği ekler" ibaresi bulunuyor. Oyunda Atlantik Duvarı'nı savunmak için makineli tüfekler ve top taretleri çalıştıran bir Mihver askeri rolünü üstleniyoruz. Amacımız sahile saldırıya geçen Müttefik güçlerini savuşturabilmek. Bu sebeple de tüfek ya da top gibi silahların yanında mayın ya da patlayıcı variller kullanabiliyor, yeri geldiğinde de topçu desteği isteyebiliyoruz.

Kule Savunma oyunları mantığı ile hazırlanmış yapım, turlar üzerine kurgulanmış. Her bölümde yok etmeniz için belli sayıda asker oluyor. Onları en hızlı şekilde öldürüp bir sonraki seviyeye geçmemiz de ana amacımız. Ancak bu düşünüldüğü kadar kolay değil. Zira başlangıçta makineli tüfek dışında hiçbir silaha hakim değiliz. Oynayıp, puan topladıkça diğer silahların kilitlerini açabiliyor, tamir edebiliyor ve diğer özelliklere ulaşabiliyorsunuz.

Oyun da buna bağlı olarak her seviyede biraz daha güçlü düşmanları karşınıza çıkartıyor. Başlangıçta sadece mavnalardan inen askerler varken, ilerleyen bölümlerde jip, tank gibi başka saldırı silahları geliyor. Ayrıca indirme uçaklarından da piyadeler gelmeye başlıyor. Elbette hepsi ile aynı anda baş etmemiz mümkün olmasa da elimizden geldiğinde hepsini yok etmemiz ve hedef olarak verilen sayıya ulaşamız gerekiyor.

Beach Invasion 1944 birinci şahış açısından görüntü veriyor. Bu da yapımı kule savunma mantığının ötesine taşıyor ve aksiyonun içine daha fazla dahil olabiliyorsunuz. Ayrıca öldürdüğünüz askerlerin kimi zaman ağır çekimde tekrarlandığını da görebiliyorsunuz. Bunu neye göre belirlediğini anlayamadım ama güzel bir efekt olmuş.

Silahlar

Oyunda farklı silahlar olduğunu söylemiştim. Ancak her silahı her düşmana karşı kullanamıyorsunuz. Örneğin tüfek ile uçağa ateş etmeniz hiçbir anlam taşımıyor. Onları uçaksavar ile düşürmeniz gerekli. Antitank silahları ile piyadelere nişan alamıyorsunuz. Alsanız da sonuç pek gelmiyor. Bu sebeple saldırı sırasında sizi en çok tehdit eden unsur hangisi ise ona uygun silah aracılığı ile saldırmanız gerekiyor. Ayrıca silahların cooldown dediğimiz bekleme süreleri de var. Tanksavar ile ateş ettiğinizde ikinci atışınızı yapmak için bir süre beklemeniz gerekli.

Burada canımı sıkan başka bir nokta daha oldu. Silahlarınız içinde seçim yaptığınız ile savaşıyorsunuz. Ancak sırada düşman da boş durmuyor hem size hem de diğer silahlarınıza saldırıyor. Elbette normalde olması gereken bu. Ancak makineli tüfek ile savaşırken az sonra çok ihtiyacınız olacak uçaksavarın yok olması söz konusu. Belki sizin kullanmadığınız silahlardaki yok edilme süreleri biraz daha uzatılırsa daha keyifli olabilir. Oyunun başında bununla ilgili çok zorlandım. Biriken puanlarımı tamire mi yoksa yeni savunma silahlarına mı harcayacağımı belirlemek çok kolay değildi.

Ortam

Bölümler ilerledikçe ortam da değişime uğrayabiliyor. Örneğin artan sis miktarı ya da gece saldırıları stratejinizi sürekli olarak farklı bir şekilde kurmanızı sağlıyor. Gece savaşlarında başta oldukça zorandığımı söylemem şart. İlk başladığımda geçmem oldukça zorlu olmuştu. Ancak ne zaman ki mermi izlerini takip etmeye başlamayı akıl ettim, sonrasında biraz daha rahatladım. Yine de çok kolay olmadığını söylemem şart.

Beach Invasion 1944 hakkında vermem gereken bir diğer detay da bölümlerin birkaç dakikadan uzun sürmemesi. O sebeple benim en çok arzuladığım oyun mekaniklerinden biri oldu. İş arasında ya da canım sıkıldığında kısaca girip çıkabileceğim bir oyun olduğunu rahatlıkla söyleyeyebilirim. Ancak bu durum çok canımı sıkan başka bir durumu da beraberinde getirdi. Zira oyundan çıktığınızda en başa dönmek zorunda kalıyorsunuz. İlerleme durumunu tamamen kaybetmek en baştan başlamanıza sebep oluyor. Bunun ilerleyen süreçlerde düzeltebilirlerse çok daha iyi olur kanaatindeyim.

Gönül rahatlığı ile oyun genel anlamda bana keyif verdi diyebilirim. Aradaığınız basit ama eğlenceli vakit geçirmek için bir oyunsa mutlaka göz atmanızı tavsiye ederim. 2 Aralık tarihinde satışa çıkacak olan Beach Invasion 1944 Türkçe dil desteği ile de birlikte geliyor.