Eğer Avrupa’ya hiç gitmediyseniz, başlangıcı İtalya’dan yapmanızı şiddetle tavsiye ederim. Sahip olduğu zengin tarih, ülkeye inanılmaz eserler katmış ve bugüne kadar gelmiş. Bir Floransa’ya, Venedik’e ya da Roma’ya gittiğiniz zaman, muhteşem mimariyi görüp büyüleniyorsunuz. Üstelik bu yapıların, Orta Çağ ve daha eskilerinden kalma olduğunu düşünürsek, bu konuda İtalyanların eline su dökebilmek son derece zor. Nitekim ülke tarihine baktığımızda çok medeniyetin geçtiğini ve her birinin muhteşem eserler bıraktığını görüyoruz.
Damdaki hançer
İtalya'ya gittiğiniz zaman, yapmanız gereken en önemli şeylerden biri, bu eserleri dolaşırken, kendinizi o zamanlara döndürüp, oradaymışsınız gibi hissetmek. Özellikle antik şehirlerin içerisinde dolaşırken, bir imparator ya da asker edasıyla yürüyün, işte o zaman İtalyan ve Roma medeniyetini daha iyi anlayabilirsiniz. Eğer İtalya ya da Roma’ya gitmek için yeteri kadar vaktiniz yoksa, Assassin’s Creed: Brotherhood sizin için hiç de fena bir alternatif olmayacaktır. Seriyi oynamış olanlar bilirler, çeşitli suikast ve gizlenme şekilleriyle adam haklamanın yanında, bulunduğu yeri de çok iyi yansıtan yapımlardı. Assassin’s Creed 2 de buna paralel olarak Floransa’da geçiyor ve oranın atmosferini gayet iyi veriyordu. Assassin’s Creed: Brotherhood ile birlikte, rotamız Roma olarak değişiyor. Dağılmış bir şehri baştan yaratmak, kaosun elinden kurtarmak yine bizim elimizde. Hele bunu intikam duyguları da besliyorsa, yapamayacağımız hiçbir şey yok demektir.
Eski dostlarımız Ezio Auditore ve Desmond geri dönüyorlar. Olaylar, Assassin’s Creed 2’nin bıraktığı yerden devam ediyor ancak buna Assassin’s Creed 3 diyemeyiz, çünkü o ayrı bir oyun olarak geliştirilecek. 2012 yılında geçen yapımda, Templars saldırısından paçayı zor kurtaran Desmond ve tayfası, Ezio’nın memleketi olan Monteriggioni’de soluğu alır, hatta onun mekanı Villa Auditore’yi mesken tutarlar. Buraya gerekli enerjiyi sağladıktan sonra, özel geliştirmiş oldukları Animus sistemi ile eski zamanlarla tekrar bağlantıya geçmeye başlarlar. İşte buralarda Ezio sazı eline alıyor. Onun hikayesi ise tabii ki bambaşka.
Amcasıyla birlikte Monteriggioni’ye geri dönen Ezio, köyünü ve sevdiklerini epey özlemiştir. Bunu ilk videolardan da rahatlıkla anlayabileceksiniz. Ne var ki, Borgia ailesi peşini bırakmamış ve buraya saldırmıştır. Cesare Borgia’nın ordusuna karşı yapacak bir şeyi yoktur. Sonunda köy düşmekle kalmaz, ayrıca amcasını da kaybeder. Artık Ezio için intikam zamanıdır. Her şeyi bir kenara bırakır ve tekrar Roma’ya döner. Amacı, amcasının intikamını almakla beraber Roma’yı da baştan yaratmaktır. Bunun için kendi suikast kardeşliğini kurmalı ve Borgialar’a ait olan her şeyi ortadan kaldırıp kendi binalarını yaratmalıdır. Bunu sağlayacak olan da tabii ki bizleriz.