1/4

Arkham City'nin kötü adamları - Bölüm 4

Murat Halilbeyoğlu 20.05.2011 - 13:03
Her başarılı palyaçonun arkasında bir soytarı vardır
Harley Quinn, nam-ı diğer Dr. Harleen Frances Quinzel, karşımıza ilk defa 11 Eylül 1992’de Batman’in meşhur çizgi film serisi Batman: The Animated Series’de karşımıza çıkar. İsimi, İngilizcede bir kelime oyunu ile palyaço/soytarıya (Harlequin) benzetilen Quinn’in görünümü de buna göre tasarlanmıştır. Harley Quinn, IGN’in “Çizgi Romanlardaki En Muhteşem Kötü Adamlar” listesinde 45. sırada bulunmaktadır.

Paul Dini ve Bruce Timm tarafından yaratılan Harley, doğrudan TV’de gözükmeye başladığı için onu seslendiren aktör olarak Arleen Sorkin seçilmiştir. Daha sonrasında TV dizilerinde sırasıyla Hynden Walch, Mia Sara ve Sherilyn Fenn oynamıştır.

Lisenin en güzel kızıyla çıkmak

Harley Quinn her ne kadar Batman’deki pek çok kötü adamdan daha az bir yere sahip olmuş olsa da, okurlar tarafından gösterilen ilgi bu konuda onu bir hayli ön plana çıkartmıştır.

Harleen Quinzel, Arkham Tımarhanesi’nde çalışmakta olan genç bir psikiyatri stajyeridir. Her ne kadar üniversite yıllarında yüksek notlarla dolu bir eğitim hayatı geçirmiş olsa da Harleen hiçbir zaman entelektüel, çalışkan ve zihni kuvvetli birisi olamamıştır. Lakin yine de üniversite boyunca profesörlerini baştan çıkartmayı da başarıyla gerçekleştirmiştir. Ancak ne yazık ki Harleen’in bundan önceki yaşamı hakkında detaylı bir bilgi bulunmamaktadır. Yine de fiziksel yapısına bakarak ve Amerika’daki sosyal durumu da göz önüne alarak birkaç tahmin yapabiliriz.

Arkham City'nin kötü adamları - Bölüm 4
Sarışın ve mavi gözlü olan Harleen her zaman fiziği ile dikkat çeken bir bayandı. Atletik vücudu ilginin onda olmasını sağlıyordu. Özellikle de Arkham Asylum oyunundaki kıvrak yapısına ve zor akrobatik hareketleri rahatça yapabilmesine bakacak olursak zamanında jimnastik ile epeyce uğraştığını söyleyebiliriz. Nitekim Gotham Üniversitesi’ne de jimnastik bursu ile girmiştir. Bu özelliklerini göz önüne aldığımızda Harleen muhtemelen lisenin en popüler kızlarından bir tanesiydi, pek çok arkadaşı ve stresten uzak bir hayatı vardı. Hatta belki amigo kızlarının lideriydi. Aldığı spor eğitimi sayesinde güçlü bir fiziği de olduğu aşikardır. Ancak bütün bunların yanında bu kızın kafasında bir yerlerde hep delilik potansiyeli mevcuttu.

Geçirdiği yoğun ilgi dolu gençlik yıllarının etkisi ile Harleen her zaman için şöhrete, saygıya ve zenginliğe aç bir kişilik yetiştirmiştir içinde. Dolayısı ile okuduğu Psikoloji Bölümü’nden de yüksek bir derece ile mezun olabilmek için her yola başvurmaktan hiç çekinmemiştir. Yine de bu Harleen’in üzerinde hiçbir stres yaratmamış, aksine üniversite yılları lise yıllarından daha da eğlenceli geçmiştir, kaldı ki Harleen’de eğlenceyi seven bir kızdı. Zaten belki birazcık çalışkan olsaydı o zaman bitirme tezinden kalmazdı. Elbette tembel veya duygusal olarak kuvvetsiz bir zihne sahip olması onun zeki olmasına engel değil. Nitekim bu zekasını da tezindeki durumu kurtarmak için kullanmış ve profesörünü baştan çıkartarak en yüksek derece ile okulunu bitirmiştir.