A Way Out, E3 2017'de ilk duyurulduğu andan itibaren büyük bir hayran kitlesi kazanan bir oyun. Brothers: A Tale of Two Sons gibi kült bir oyunun yapımcısı olan Josef Fares'in stüdyosu olan Hazelight'tan çıkan bu yapım, hikayesi ve oynanışı ile dikkatleri üzerine çekmişti. A Way Out'un en çekici yanının oynanışı olduğunun hepimiz farkındayız. İki farklı hikayeye sahip olan ve tek bir amaç için bir araya gelen iki karakterin split screen co-op olarak iki farklı oyuncu tarafından oynanması çekici bir durum.
Bilmeyenler için kısaca belirtelim: Eğer, A Way Out'a sahipseniz veya sahip olan bir arkadaşınız varsa, yanınızda bir kişiyi ücretsiz olarak çağırabilirsiniz. Bu kişi sizinle bütün oyunu ücretsiz olarak oynayabilir. Ancak, şunun da altını çizelim ki davet ettiğiniz kişi siz yokken oyunu sürdüremez. Bu yüzden de eğer hikayeyi birlikte bitirmek istiyorsanız, anlaşıp birlikte bitirin. Yoksa işler Arap saçına dönebilir. A Way Out'un yayıncısı olan EA Games, bize burada aslında düşündüğümüz kadar kötü bir oyun geliştiricisi olmadığını söylemeye çalışıyor. Çok uygun bir fiyat etiketine sahip olan ve bir oyuncuya ücretsiz verebileceğiniz bir oyun, pek EA'lik bir hareket gibi gözükmese de aslında A Way Out'un bizlerle olmasını sağlayan taraf. Farklı bir fikre sahip olan bu oyunu sonuna kadar desteklemiş.
Şimdi gelelim A Way Out'a. Oyunda Vincent ve Leo isimli iki karakterimiz yer almakta. İki oyuncu bu karakterler arasında seçimini yaptıktan hemen sonra, hikayemize başlıyoruz. Fragmanlarda gördüğümüz hapishane oyunun başlangıç yeri ve burada hikayenin temelini öğrenerek iki karakter arasında kurulan bağın başlangıcına şahit oluyoruz. Birbirlerini kısa bir süredir tanıyan ama adeta bir kardeş gibi arkalarını koruyan bu ikilinin maceraları gerçekten görmeye değer. Oyunun hikayesinin sadece güzel olduğunu söylemek ile yetineceğim. Çünkü, bu oyunun temeli zaten hikayesi ve sunduğu sinematik deneyimi. Yani ne kadar az Spoiler yerseniz, oyundan o kadar keyif alırsınız.
Oyunun hikaye anlatımı fazlasıyla başarılı. Size sunulan seçenekler, geçen diyaloglar, karakterlerin geçmişte yaşadıkları olaylar yüzünden sahip olduğu duygusal yaralar, harika bir şekilde işlenmiş. Bu da oyunun oynanabilirliğini bir hayli yükseltiyor. Toplamda sekiz saatlik bir oynanış süresine sahip olan oyun, kısa görünse de aslında yeterli. Çünkü, oyun aslında sinematik bir deneyim sunmakta ve oynanış süresi kadar sinematik de mevcut. Oyun daha uzun olsaydı belki oyuncular sıkılabilirdi. Ayrıca, iki oyuncunun birlikte oynamak için sürekli bir araya gelmeye çalışması da aslında vakit harcamakta.
Unreal Engine ile geliştirilen A Way Out, sahip olduğu grafiklerle bizleri etkilemeyi başardı. Bir açık dünya oyunu olmasa da oyunun çevre detayları yüksek tutulmuş ve bu detaylar üzerinde çok çalışılmış. Açık bir arazide olmanıza rağmen bölümünün size sunduğu alandan dışarı çıkamıyoruz. Ancak, çıksaydık ben hala tarlalarda koşuyordum. Sıcak bir renk paletine sahip olan oyun, atmosferi daha oyuncu canlısı bir hale getiriyor ve kendine çekiyor. Kısacası oyunda görsel açıdan her şey güzel bir şekilde çalışmakta.
İkili arasında bazen sürtüşmeler olabiliyor. Vincent genellikle sakin ve daha akıllı bir plan ile yaklaşmayı isterken, Leo vur, kır, parçala metoduna başvurmakta. Size sunulan bu seçimler, hikayenin gidişatına etki etmekte. Bu da demek oluyor ki oyunda bir kaç farklı son var. Uzun zamandır başarılı bir co-op oyunu oynamamıştım. Tabi ki bu oyunun tamamen co-op üzerine kurulu olması, bir çok oyuncunun satın almasındaki temel etken. A Way Out'un co-op sistemi başarılı bir şekilde çalışıyor. Ekran ortadan ikiye bölünmüş olsa da iki karakterin farklı görevleri olduğu için size ayrılan alan küçülüp büyüyebiliyor. Bu genellikle bir karakter sinematik ekrana geçiş yaptığı zaman oluyor.
Sonuç olarak A Way Out, co-op oynanışı hiç yapılmayan bir şekilde ortaya koyarak oyuncuları bir araya getiriyor ve deneyimlenmesi gereken bir hikaye sunuyor. Uygun fiyatı ve bir kişinin ücretsiz oynayacak olması oyunu ön plana çıkartan temel öğelerden.