Özel İnceleme
Yaşadıklarım bir hırsızın sonunu görmekten ibaret değildi. Koca bir konsolun her daim en sağlam oyunlarını yapmış olan bir firmanın çıtayı ne kadar yukarıya çektiğini gördüm. Monitörden taşan sıcacık duyguları hissettim. Uncharted 4 öyle kulaklığınızı takıp, tek başınıza takılacağınız bir oyun değil aslında. Neler döndüğünü görmek isteyen meraklı bir gözün anında yanınıza oturarak, cipsini, kolasını kapıp doya doya eğleneceği bir resital. Detayları, karakterleri, hikayesi, mekanikleri ve görsel bütünlüğüyle tüm övgüleri hak ediyor. Her yaştan insana bir şekilde hitap etmeyi biliyor.
Uncharted 4: A Thief's End veya ülkemizdeki adıyla Bir Hırsızın Sonu "Başlat" butonuna basmanızla birlikte sizi sarmalıyor ve uzunca bir süre yaşayamacağınız harika anlar sunuyor. Minik şoklarla başlayan hikaye, önce tempoyu veriyor sonra da hafifliyor. Sizin tam sıkılacağınızı anladığı anda önünüze yepyeni bir şey koyuyor bu sefer onu tüketmeye çalışırken zamanın nasıl geçtiğini anlamıyorsunuz. Dikkatinizi, ilgilinizi hep yüksek tutmayı "her kartını en doğru şekilde oynayarak" başarıyor.
En son nerede kalmıştık? Nathan Drake arkadaşlarının yardımıyla ve Sully'nin sonsuz desteğiyle İrem Şehri'ni bulmuş ve o muhteşem saklı kent kumlara gömülürken canını zar zor kurtarmıştı. Artık geriye gizem, bulmaca ve yeni bir macera kalmayınca hazine avcısı için emeklilik zamanı gelmişti. Yeni hayatı, Sully, Chloe, Cutter gibi eski dostları ardında bıraktırmayı gerektiriyordu.
Nathan Drake hazine avcılığından vazgeçtiğinde artık Elena Fisher ile hayatını birleştirmemesi için bir sebep kalmamıştır. Haritalar, gizemli mekanizmalar, azılı düşmanlar olmayınca Nathan'ın günlük yaşamı da daha az ilgi çekici hale gelmiştir. Marlowe'un yerini ipotekler, hazinelerin yerini denizin altında kalan kargolar almıştır. Daha güvenli bir hayat, ona şüphe yok ama Nathan Drake bir merdivenden inerken o merdiven kırılmıyorsa yaşadığı şeye ne kadar hayat denilebilir ki?
Evet, Elena ile mutlu ve kesinlikle daha iyi bir hayat standardı var (Evi çok güzel!). Yeterli mi? Daha ilk kıvılcımda apar topar İtalya'ya uçtuğuna göre bizim için makul, mutlu ve yeterli sayılabilecek şeyler Nathan'a yetmiyor.
15 yıldır ölü olduğunu düşündüğü ağabeyi kapısına dayandığında, Nathan kendine itiraf edemediği o kaçış noktasını buluyor ve yeniden sahalara dönmek zorunda kalıyor. 15 yıl önce peşinde oldukları hazineyi arayış sırasında kaderleri ayrılan iki kardeş, bir kez daha bir araya gelip aynı hazinenin peşine düşüyorlar. Korsan Kaptan Henry Avery'nin 400 milyon dolar değerindeki hazinesini bulmak zorundalar çünkü işin ucunda paranın dışında Sam'in hayatı da var. Nathan bu kez tutkuları için değil, kardeşinin güvenliği için eski defterine çizmeye başlıyor.
Heny Avery bir korsan olduğundan hazineyi bulmak için dünyanın dört bir yanını gezmek zorunda kalıyorlar. İtalya'da başlayan macera, hemen ardından İskoçya'ya, oradan bambaşka yerlere uzanıyor. Elbette hiçbir sürpriz bozmayacağım çünkü hem bize verilen ambargo detayları çok net hem de sizi bu harika maceradan mahrum bırakmak istemem.
Naughty Dog daha iyisini yapana kadar en iyisi bu!
Karışık duygular içinde olduğumu belirtmem gerekiyor. Hayır, karışıklığım oyunla ilgili değil, zaten puanı daha en başta gördünüz. Bir kez daha hüzünlüyüm ve sevdiğim dostlarımdan ayrılmış gibi hissediyorum. Saatler süren kahkalarım, çözdüğüm gizemler... Hepsi sona erdi. Geriye sadece kocaman bir boşluk bıraktı.Yaşadıklarım bir hırsızın sonunu görmekten ibaret değildi. Koca bir konsolun her daim en sağlam oyunlarını yapmış olan bir firmanın çıtayı ne kadar yukarıya çektiğini gördüm. Monitörden taşan sıcacık duyguları hissettim. Uncharted 4 öyle kulaklığınızı takıp, tek başınıza takılacağınız bir oyun değil aslında. Neler döndüğünü görmek isteyen meraklı bir gözün anında yanınıza oturarak, cipsini, kolasını kapıp doya doya eğleneceği bir resital. Detayları, karakterleri, hikayesi, mekanikleri ve görsel bütünlüğüyle tüm övgüleri hak ediyor. Her yaştan insana bir şekilde hitap etmeyi biliyor.
15 yıldır ölü olduğunu düşündüğü ağabeyi kapısına dayandığında, Nathan kendine itiraf edemediği o kaçış noktasını buluyor.
Uncharted 4: A Thief's End veya ülkemizdeki adıyla Bir Hırsızın Sonu "Başlat" butonuna basmanızla birlikte sizi sarmalıyor ve uzunca bir süre yaşayamacağınız harika anlar sunuyor. Minik şoklarla başlayan hikaye, önce tempoyu veriyor sonra da hafifliyor. Sizin tam sıkılacağınızı anladığı anda önünüze yepyeni bir şey koyuyor bu sefer onu tüketmeye çalışırken zamanın nasıl geçtiğini anlamıyorsunuz. Dikkatinizi, ilgilinizi hep yüksek tutmayı "her kartını en doğru şekilde oynayarak" başarıyor.
En son nerede kalmıştık? Nathan Drake arkadaşlarının yardımıyla ve Sully'nin sonsuz desteğiyle İrem Şehri'ni bulmuş ve o muhteşem saklı kent kumlara gömülürken canını zar zor kurtarmıştı. Artık geriye gizem, bulmaca ve yeni bir macera kalmayınca hazine avcısı için emeklilik zamanı gelmişti. Yeni hayatı, Sully, Chloe, Cutter gibi eski dostları ardında bıraktırmayı gerektiriyordu.
Nathan Drake hazine avcılığından vazgeçtiğinde artık Elena Fisher ile hayatını birleştirmemesi için bir sebep kalmamıştır. Haritalar, gizemli mekanizmalar, azılı düşmanlar olmayınca Nathan'ın günlük yaşamı da daha az ilgi çekici hale gelmiştir. Marlowe'un yerini ipotekler, hazinelerin yerini denizin altında kalan kargolar almıştır. Daha güvenli bir hayat, ona şüphe yok ama Nathan Drake bir merdivenden inerken o merdiven kırılmıyorsa yaşadığı şeye ne kadar hayat denilebilir ki?
Evet, Elena ile mutlu ve kesinlikle daha iyi bir hayat standardı var (Evi çok güzel!). Yeterli mi? Daha ilk kıvılcımda apar topar İtalya'ya uçtuğuna göre bizim için makul, mutlu ve yeterli sayılabilecek şeyler Nathan'a yetmiyor.
15 yıldır ölü olduğunu düşündüğü ağabeyi kapısına dayandığında, Nathan kendine itiraf edemediği o kaçış noktasını buluyor ve yeniden sahalara dönmek zorunda kalıyor. 15 yıl önce peşinde oldukları hazineyi arayış sırasında kaderleri ayrılan iki kardeş, bir kez daha bir araya gelip aynı hazinenin peşine düşüyorlar. Korsan Kaptan Henry Avery'nin 400 milyon dolar değerindeki hazinesini bulmak zorundalar çünkü işin ucunda paranın dışında Sam'in hayatı da var. Nathan bu kez tutkuları için değil, kardeşinin güvenliği için eski defterine çizmeye başlıyor.
Heny Avery bir korsan olduğundan hazineyi bulmak için dünyanın dört bir yanını gezmek zorunda kalıyorlar. İtalya'da başlayan macera, hemen ardından İskoçya'ya, oradan bambaşka yerlere uzanıyor. Elbette hiçbir sürpriz bozmayacağım çünkü hem bize verilen ambargo detayları çok net hem de sizi bu harika maceradan mahrum bırakmak istemem.