NBA 2K26 PS5 İncelemesi

NBA 2K26, uzun zamandır basketbol oyunu denince akla gelen ilk ve tek seçenek olarak karşımıza çıkan NBA 2K serisinin en yeni oyunu olarak evlerimize konuk oluyor. Visual Concepts tarafından geliştirilen ve 2K tarafından yayınlanan serinin yeni sürümü daha fazla oyuncuyu kendine çekecek bazı geliştirmeler ve eski özelliklerini koruyan yapısı ile geçtiğimiz yıldan daha iyi bir performans gösterebilecek mi bakalım.

NBA 2K26 PS5 İncelemesi: Daha Akıcı ve Gerçekçi Bir Oynanış

NBA 2K26 ile ilk birkaç saatim pek memnuniyet verici olmadı. Oyunu yükledim açtım ve modlara girişmek için hazırdım ama oyun bunun yerine bana tutorial bölümleri oynatıp bir yandan kendi kendine başka bir yükleme yapmaya başladı. PC’de özellikle Call of Duty gibi oyunlarda yaşadığımız “Shader” olayının bir benzerinin PlayStation 5 konsolunda karşıma çıkmasını beklemiyordum. Bir iki yan mod deneyebiliyordum ama ortalama 2 saat boyunca konsolu açık bırakıp yüklemeyi bitirmesini beklemek zorunda kaldım. Güzel bir giriş değildi.

Geçtiğimiz yıl NBA2K25’i kısa bir süre oynama şansı buldum ve o kadar beğenmedim ki bir daha elimi sürmemiş ve kendim de satın almamıştım. Bu yıl inceleme konusunda da pek gönüllü değildim ama şut sisteminin geliştirildiğini duyunca fikir değiştirdim. Daha ilk maçımda yeni şut sistemine hızla alıştım ve oynanışın daha eğlenceli hale geldiğini rahatlıkla söyleyebilirim.

Yeni şut sistemi eski tarza yakın bir yapıya sahip, şut çekeceğiniz zaman bir bar ortaya çıkıyor ve burada yeşil alanı tutturabilirseniz başarılı bir atış yapabiliyorsunuz. Üstelik eski oyunların aksine bu defa yeşil alan sabit kalmıyor, alandaki savunma oyuncuları, şutörün yeteneği ve bulunduğu yer gibi değişkenlere göre başarılı atış yapabileceğiniz yeşil alanın boyutu değişiyor. Hem alışması daha kolay bir sistem hem de geçen oyundaki gibi saçma sistemlerle uğraşmaktan daha eğlenceli.

Bu yıl oyuncu hareketleri de daha akıcı ve gerçekçi hale gelmiş. Daha akıcı hareketler sadece görsel anlamda gelişme değil, oyuncuların hareketleri daha rahat yapmasına ve savunma ya da hücum hareketlerinin daha fazla stratejik derinlik sahibi olmasına destek oluyor. Hem yeni atış sistemi hem de “Go-To Post Shots” sayesinde şans faktörü büyük oranda ortadan kalkıp daha yetenek odaklı bir oyun oynamamızı sağlamışlar. Takım yapay zekası da eskisine göre daha iyi, özellikle MyCareer gibi tek oyuncu ile oynadığınız modlarda takım arkadaşlarınız sizin planlarınıza daha iyi tepki verip sinirinizi bozmuyor.

Kariyerimizi Avrupa’ya Taşıyoruz

NBA2k26 oynanış bakımından son yılların en iyisi olmuşsa, bu oynanışı tecrübe edebileceğimiz oyun modlarına da ihtiyacımız var. İlk olarak MyCareer ile başlayalım. Yeni macera “Out of Bounds” ile karakterimizin eğitim kampında başlayan hikayesi Avrupa’ya transfer olup burada en iyi oyunumuzu ortaya koyarak NBA’e gelme hikayemizi anlatıyor. Avrupa’da seçtiğimiz iki takımdan biri ile devam eden macera NBA’e girmenin ne kadar zor olduğunu ve her maçta en iyi performansımızı ortaya koymamız gerektiğini hatırlatıyor. MyCareer modunun iyi yanlarından biri de farklı seçimlerin ne tür etkiler yapacağını görebilmek için bile tekrar oynamaya açık olması. Kötü tarafı ise biraz daha kişisel olacak ama fazla genç işi olması. Diyaloglar bazı seçimler, karşılaştığımız olaylar falan o kadar abartı yazılmış ki ben sıkıldım kimi zaman kendi karakterimin saçma hareketlerinden. Gen-Z jargonuna bir antipatim yok ama aşırı maruz kalmış hissediyorum.

MyTeam modu ilk defa NBA ve WNBA oyuncularını bir araya getiriyor. Takımımıza farklı liglerden oyuncuları koyup bir kadro oluşturabilmek hem strateji çeşitliliğini arttırıyor hem de ucuza yüksek puanlı oyuncular almanın da yolunu açıyor. Aslında keyifli bir mod olacak ama 2K oyunlarının en rahatsız edici özelliği olan mikro ödemeler her köşe başından karşımıza çıkarak eğlencesini baltalıyor. Belirli görevler ile VC toplayıp bunlar ile makul bir takım kurabiliyorsunuz ama oyun size her zaman “VC ile çok daha iyisini hemen yapabilirsin” hatırlatmasını yapıyor. MyCareer kısmında yok mu sanki VC, burada da var işte diye düşünebiliyoruz ama orası da kötü. Senelerdir 2K oyunlarını gözümde aşağı çeken şey sürekli bir VC hatırlatması oluyor zaten.

MyGM modu bu yıl Offseason Scenarios ile geliyor. Burada takımlar  için görevleri yerine getirip hem hayranları hem de patronu mutlu etmeye çalışıyorsunuz. Her takımın kendine özel görevleri var, bunlar takımınızı finallere belirli bir oyuncu ile taşımak ya da belirli bir oyuncuyu, her ne pahasına olursa olsun takımınıza almak gibi uzun vadeli görevler. Tabi sırf bir oyuncuyu alacağım diye her şeyi feda ederseniz “takımı finallere taşı” görevi gelince ortada kalabilirsiniz. Ayarını iyi tutturmak gerekiyor. MyGM modu eğlenceli ama ben doğrudan oyuna dahil olmayı hala daha eğlenceli buluyorum.

The City kısmı ise asıl MMORPG hissini veren bölge olarak geri dönmüş ve öncekine göre çok daha iyi gözüküyor. Diğer oyuncular ile mücadele edebileceğimiz alanlar, etrafta koşturan diğer oyuncular, eşya satın alabileceğiniz (yani VC harcayabileceğiniz) dükkanlar ile dolu bir bölge. Üstelik bu defa şehir daha kompakt ve dolu bir yapıya sahip olduğundan, önceki gibi bir yerden bir yere gitmeyi sıkıcı bir aktivite haline getirmeden etrafta gezebiliyorsunuz. CPU kontrolündeki sokak basketbolcularına karşı 3v3 maçlar yapıp zirveye oynadığınız Street Kings kısmı da beni en çok eğlendiren kısım oldu. Hem ilginç tipler görüyor hem de güzel ödüller kazanıyorsunuz. Bu modu tek başınıza ya da arkadaşlarınızla da oynayabiliyorsunuz. Ayrıca klan sisteminin NBA versiyonu olan Crews ile bir ekibe dahil olup kendi aranızdaki sıralamaları takip edebilir ve iletişimi daha kolay hale getirebilirsiniz.

Bunlar dışında oyunda tek başınıza ya da arkadaşlarınızla maç yapabileceğiniz modlar yerini koruyor, ekstra dikkate değer bir yenilik gözüme çarpmadı. Yalnızca girip oyun oynamak, VC ve diğer özelleştirme yapabildiğimiz içeriklere bulaşmadan NBA ya da WNBA maçları oynamak mümkün. Yenilenmiş oynanış mekanikleri ile maç yapmak gayet keyifli bir tecrübe.

Teknik Özellikler

PlayStation 5 konsolunda oynadığım NBA 2K26, hem çok iyi gözüküyor hem de performans olarak neredeyse kusursuz. Normal Ps5 konsolda 4K çözünürlükte 60fps ile çalışan oyunda yükleme süreleri de gayet hızlı. Hem The City hem de stadyumlar gayet iyi gözüküyor, özellikle takımların sahalarının birbirinden farklı görüntüleri, taraftarlar gibi arka plan detaylarına özen gösterilmiş. Ayrıca oyuncular yüz ifadeleri, hareketleri ve animasyonları harika gözüküyor. Oyunda tek kötü yüz, NBA uygulaması ile yüz tarayıp kendinizi eklemeye çalıştığınızda ortaya çıkan şey oluyor sanırım. Düzgün bir şekilde tarayabiliyor mu bilmiyorum, herkesin elde ettiği sonuçlar korkunç seviyedeydi.

PlayStation 5 konsolunda oynamanın bir diğer avantajı ise DualSense desteği ile gelmesi. Hem Dokunsal Geribildirim hem de Uyarlanabilir Tetik destekleri ile gelen oyun, zaten akıcı bir hale gelmiş olan oyun DualSense desteği ile sizi daha da içine çekiyor. Xbox ve PC oyuncuları ile crossplay desteği de sunması ile NBA 2K26’yı PlayStation 5’te oynamak için bir sürü sebep var.

Sonuç

NBA 2K26 geçtiğimiz yıl oynadığım ve hiç keyif almadığım oyundan sonra ilaç gibi geldi. Yıllardır göz ardı edilemeyecek mikro ödemenin sürekli göze sokulmasını görmezden gelmek, hele de yüksek fiyata satılan bir oyunda çok zor. Ama oyun birçok alanda daha gelişmiş ve iyi hale gelmiş. Görsel anlamda çok iyi, oynanış daha akıcı, şut çekme daha iyi hale gelmiş, MyCareer modu güzel, MyTeam WNBA ile daha zengin ve erişilebilir hale gelmiş, The City daha kompakt ve ilgi çekici. Mükemmel basket oyunu değil ama son yıllarda çıkan en iyi basket oyunu diyebiliriz.