Yalvarırım biri şunları sustursun. Yok mu bunlara kırmızı kart gösterecek oyundan atacak bir hakem, bunları yargılayacak bir grup yok mu? Neden mi bahsediyorum? Hepimizin derdinden? Ön yargıdan, dayatmadan......
Hafta sonu şöyle mutlu bir şekilde gazetemi okuyayım, bir yandan kahvemi yudumlayayım, tv açık kalsın arada gözüm ona kaysın... Yani bir nevi hafta sonu eğlencesi, hafta sonu keyfi yapayım istedim.... Keşke hiç bulaşmasaydım televizyona gazeteye...
Tv.de haftalık bir derginin tanıtımı: 68 kuşağından sonra en sağlam kuşak Matrix kuşağı. Gazeteler ondan aşağı kalır mı: 140milyona Neo olabilirsiniz!, Kitabını da okuyun.., Matrix felsefesini yaşayın, Matrix Hıristiyanlık propagandası mı yapıyor...?
Daha devamı var, bitmedi ne yazık ki... 16 Mayıs Cuma akşamı, film vizyona girmiş, ilk çıkanlar görüşlerini paylaşıyorlar falan; programın bir de bilirkişi konuğu var. Bilirsiniz bizim medya sağlam işler yapar! Bu konuğa soruyorlar “Nasıldı film?” diye... Soğuk bir ses tonuyla “Ben beğenmedim, vasat üstü diyim ben size. İşte ilk filmde 360’ dönen kamera falan vardı, o gelişmiş başka numara yok yani.Maksimum aksiyon. Bakmışlar konu filmin süresine kısa geldi, kumaş yetmiyor; basmışlar aksiyonu.”
Peki bundan bana ne; işte benim karın ağrım bu noktada başlıyor aslında. Medyada inanılmaz büyük bir önyargı ekibinin ve kadrolaşmış gaz verme uzmanlarının mevcut olduğunu düşünüyorum. Yani benim kimseye “Neden beğenmedin lan filmi! Yapmışlar işte denyo, daha ne istiyon belanı mı?” gibi bir şey dediğim yok. Ama adam programda yer kapmış ya, yüceltecek kendini... “Bu film değil ya, özel efekt gösterisi” deyip kestirip atıcak filmi. “Biz ne sanat filmleri gördük hoca, bunun gibi filmler boş, bomboş filmler. Ne talihsizliktir ki, bizde güzelim sanat filmlerini anlayacak kafa yapısı oluşmadı bir türlü. İşte ben varım bir iki de arkadaş var....”
Neyse bir kendisini bir kenara bırakalım, konuşmaya devam etsin.Çünkü bu ve bunun gibiler daha tehlikesiz olan medya mutantları. Daha tehlikeli türleri tanımaya başlayalım yavaş yavaş.....
Sınıflandırmacılar: İşte bunlar gerçekten tehlikeli. Ben bunların bilgisiz, görgüsüz, kafa tasçı olduklarını düşünüyorum. Diyelim ki bir yayın aracınız var; farz edelim bir dergi yayınlayacaksınız. Ay sonu yaklaştı... Dergide boş sayfalar var... Eee dergi boş sayfayla çıkar mı? Çıkmaz! O zaman hemen bunlara gidiyoruz. Baba patlat haberi bakıym!!!! diyoruz. Yani bence böyledir herhalde. Yoksa medya gibi saygın kuruluşlarda böyle tipler çalışmaz di mi? Bunların sabıka kaydına bakalım. Bakalım ne zararlar vermişler yurdum gençliğine... Sondan başlayalım malum çabuk unuturuz.
Başlık: ”Matrix gençliği, matrix kuşağı, herkes matrizzzzzzçi oldu”
Yorum: Sevgili araştırmacı kişi; (kişi çünkü adam mı/ kadın mı bilemiyoruz +bütün gazeteler bunun gibi yazılar yazdı. Genel olsun) bakıyorum epey araştırmacısınız. Yani bu haberi yazmak için 40 sene sonraya ışınlanıp geri gelmek... Bravo, vallahi bravo... Sizi gönülden tebrik eder ve her türlü ödüle sizi aday gösteririm. Mükemmelsiniz.....Yoksa bir nesli, bir kuşağı,milyonları, analiz edip böyle doğru bir haberi yapmak hem de böyle kısa sürede imkansız di mi...Kesin gelecekten haber alıp yazdınız..Harika,işte örnek gazetecilik bu arkadaşlar alkışlayalım....
Adam karpuzu şöyle bir tartar vurur sallar, kelek mi olgun mu geçmiş mi anlar ya hemen. İşte o yöntemle yazılmış bir haber olsa gerek diyor. Fazla sinirlenmeden arşive kaldırıyoruz.