Ve Almanya Polonya’ya saldırdı...
3 Eylül 1939’da başlayan 2. Dünya Savaşı, 1945 yılının yine bir Eylül gününde sona erdi. Askerlerin yanı sıra milyonlarca sivilin hayatını kaybettiği savaşta, bazı ülkeler yeni topraklar kazanırken, İtalya ve Japonya gibi imparatorluklar yıkıldı. Almanya’da tam anlamıyla yıkıma neden olan savaş Portekiz, İspanya, İsveç ve İsviçre dışında bütün Avrupa’yı derinden sarstı. Amerikan deniz filosuna Japon uçaklarının saldırısıyla Pearl Harbor savaşı yaşandı. Böylelikle ABD 1941’in Aralık ayında Fransa, İngiltere ve SSCB ile beraber müttefikleri oluşturup savaşa dahil oldu.
Savaşın galibi yoktur!
Adından da anlaşılacağı gibi yine 2. Dünya Savaşı konulu bir oyunla karşı karşıyayız. Giriş videosunun bulunmadığı oyunun menüsünde duran tanktan başka hiç birşey çekici gelmiyor. Çok basit hazırlanmış bir menü tasarımı ve oldukça başarısız renk seçimleriyle karşılaşıyoruz. Savaşın atmosferi menülerdeki renklere daha canlı aktarılabilirdi. En azından butonların üzerine geldiğimizde tıklayabileceğimize dair bir işaretin bulunması kesinlikle gerekirdi. Senaryoyu oynamak için Almanya, Amerika, Fransa veya Rusya’yı seçebildiğimiz oyunda, başlangıç olarak sadece Almanya ve Fransa’nın görevleri oynanabiliyor. Oyuna alışmamız için tasarlanan ilk bölümleri oynayınca kendi kendime; “Acaba hiç alışmasam mı?” diye sormadan edemedim. Çünkü daha ilk bölümde karşıma çıkan hatalar, üzerimde Panzer Claws-2 için kötü izlenimler bıraktı.
Başlangıçta ele geçirmemiz gereken bir Sovyet üssü var. Buraya birimlerimi gönderirken, haritayı kullanıp düşman tanklarının nerede olduğuna bakmak istedim.Yolumun üstünde bir kaç adet Sovyet tankı duruyordu. Almanların ağır sanayideki yeteneklerine güvenerek düşmanın bulunduğu noktaya vardığımda, savaş alanlarında eşine rastlanmayacak bir olayla karşılaştım. Tam ordular birbirine gireceği sırada düşman tankları birden gözden kayboldu! Böyle bir bug’u tarih affetse bile ben affetmeyip oyunun puanını kırdım. Neyse ki askerlerim bu doğa üstü olaydan hiç etkilenmedikleri için, herhangi bir rehabilitasyon çalışmasına gerek kalmadan yolumuza devam ettik. Tanklarım en önde zırhlı birer boğa misali ilerleyip düşman tank taburlarına korku salarken, askerlerim arazi şartlarında adeta süzülüyordu(!) Hani şu FIFA serilerinde futbolcuların sanki cam zemin üzerinde yürüdükleri gibi. Hatta bir çatışma sırasında yere yatıp hedef küçülten askerlerin adeta hayalet misali yere değmiyormuş gibi dinamik hareketler yaptığına şait oldum ki, bir eksi puan da buradan aldı.
Tüm bunları içime sindirip, bir strateji oyunu için başarılı diyebileceğimiz grafiklere “Page Up” ve “Page Down” tuşlarının sayesinde daha yakından baktığımda, günümüz oyunlarının büyük bir çoğunluğunda karşılaştığımız, yaklaştıkça bozulan grafiklere şahit oldum. Çok fazla üzerinde durmayıp çevre görüntülerine göz gezdirdiğimde denizin bir köşesinin, karanın her hangi bir yerinden taştığını gördüm. Ordunuzu alıp cepheye gidiyorsunuz, yolun ortasında masmavi bir parça deniz! Neyse ki sadece grafik hatası olduğundan oynanışa etki etmiyor.