World of Warcraft Shadowlands inceleme

Platformlar PC
World of Warcraft Shadowlands inceleme
  • Yapımcı - Yayıncı Blizzard - Blizzard
  • Çoklu Oyuncu: Var
  • Oyun Türü: Role Playing Game
  • Web Sitesi
Merlin Puanı 85
Artılar + Yeni bir dünya
+ 4 farklı Covenant ile 4 farklı hikaye
+ Yeniden oynanabilirlik yüksek
+ Yenilenmiş karakter geliştirme sistemi (Threads of Fate)
+ Roguelike tarzındaki Torghast
+ Eski isimleri yeni halleriyle görme fırsatı
+ Sorunsuz bir açılış günü
Eksiler - Covenant yetenekleri, seçimleri zorunlu hale getirebilir
- Torghast müzikleri sıkıcı
- The Maw’da binek kısıtlaması bazı sınıflar için problem
- Threads of Fate sisteminin optimizasyona ihtiyacı var
- Seviye atladıkça güçlendiğinizi hissetmiyorsunuz
Özel İnceleme
Samet Basri Taşlı 7.12.2020 - 11:24
World of Warcraft genişleme paketi Shadowlands ile birlikte yalnızca Azeroth’u değil, tüm evreni ilgilendiren bir maceraya atılıyoruz.

World of Warcraft: Shadowlands, Battle for Azeroth’un oyuncularda oluşturduğu hayal kırıklığını silebilecek kadar iyi bir paket mi olmuş yoksa yine aynı şeyleri, farklı mekanlarda yapacağımız bir geliştirme paketi mi? Gelin birlikte inceleyelim.

Bundan Böyle Adımız Maw Walker

World of Warcraft: Shadowlands, Horde ve Alliance arasında gerçekleşen mücadele ile başlayan Battle for Azeroth paketinin sonunda gerçekleşen olayları hatırlatarak başlıyor. Yeni Lich King olarak Frozen Throne’da oturan Bolvar’a meydan okuyan Sylvanas, beklenmedik bir şekilde miğferi parçalamış, bu hareketin sonucu olarak dünya ile öteki diyar arasındaki bağlantı tamamen parçalanmış durumda. Lidersiz kalan Scourge kontrolden çıkmış bir şekilde etrafa saldırırken, Stormwind kralı Anduin ve eski Savaş Şefi Thrall’ın da dahil olduğu bir çok büyük lider kanatlı varlıklar tarafından kaçırılıyor. Azeroth’un Şampiyonu olarak Bolvar tarafından çağırılıp, kaçırılan müttefiklerimizi kurtarmak için Shadowlands’e giriş yapıyoruz. 

Arbiter uzun bir süredir görevini yerine getiremediği için bütün denge bozuluyor

Yanımızda oldukça kalabalık bir Death Knight grubu ile açılan portal geçerek, hiçbir ölümlünün ayak basmaması gereken bir diyara, kurtarılması mümkün olmayan ruhların atıldığı The Maw’a geliyoruz. Ordumuzun büyük bir kısmı hızlı bir şekilde durdurulsa da, Jaina ve Thrall’ı buluyor, The Maw’ın lideri Jailer ile tanışıyor, Baine ve Anduin’i de kurtarıp bir çıkış noktası aramaya çalışıyoruz. Uzun zamandır aktif olmayan bir geçit bizim varlığımıza tepki vererek açıldığında ise, kurtarmaya geldiğimiz kahramanların fedakarlığı sayesinde geçitten geçip kendimizi Oribos adındaki şehirde buluyoruz. 

Oribos ölen ruhların geldiği ilk yer ve burada Arbiter adı verilen varlık tarafından hak ettikleri diyara gönderiliyorlar. Hayatı boyunca nasıl bir yaşam sürdüğüne bağlı olarak Bastion, Maldraxxus, Ardenweald ve Revendreth ahiretleri arasından birine gönderilen kefaretlerini ödeyip, ölümden sonraki hayatı burada geçiriyor. Hiçbir şekilde kurtarılamaz, yaptıklarının kefaretini ödeyemez (Arthas gibi) durumda olan ruhlar ise The Maw adındaki, kaçılması mümkün olmayan bölgeye atılıyor. 

Bineklerin olmadığı bölgelerde şekil değiştirenler daha avantajlı bir durumda diyebiliriz.

Arbiter tarafından hüküm verildikten sonra hakettiği diyara gönderilen ruhlar sayesinde her bölgenin anima isimli kaynağa erişim şansı oluyor. Her bölge yeni gelen ruhların özünde bulunan anima sayesinde devamlılığını sağlıyor ve mükemmel bir düzen içerisinde işliyor. Arbiter’ın kırmızı bir ışık tarafından darbe alıp tamamen sessizliğe gömülmesi ise bütün düzeni bozuyor. Hakkında hüküm verilmesi ve uygun yere gönderilmesi gereken bütün ruhlar kendini The Maw’a gönderilmiş olarak buluyor ve diğer diyarların anima kaynağı ciddi anlamda azalıyor. 

Uzun bir zaman sonra The Maw’a düşüp çıkabilen ilk varlık olarak hikayeye dahil oluyoruz. Arbiter’ın hizmetkarları ile yaptığımız konuşmanın ardından Bastion’a geçiyor ve asıl hikayeye giriş yapıyoruz. Bundan sonrasını spoiler vermemek adına paylaşmayacağım ama 60. Seviyeye ulaşmaya çalışırken bütün bölgeleri sırasıyla geziyor ve her birinin kendi içerisindeki özel olayları görüp müdahale etme şansımız oluyor.  Hikaye ile bağlantılı bir şekilde yeni bölgelere geçiyor ve önemli olayların nasıl başladığına şahit oluyoruz. Revendreth’i tamamlamamız ile birlikte son seviyeye ulaşmış ve istediğimiz Covenant’lardan birine girmeye hazır hale gelmiş oluyoruz. Seçtiğimiz Covenant, giriş görevlerinde şahit olduğumuz olayların daha derinine inmemizi sağlayacak yeni görevler sunuyor.

Boynumuzdan tutan uçup gidiyor, ne alemdesin diye soran yok

Çok sevdiğim yazarları da kadrosunda bulunduran Blizzard, hikaye konusunda çok güzel bir iş çıkarmış. Hikayeye giriş kısmı olan The Maw oldukça sürükleyici bir şekilde başlıyor. Ardından gittiğimiz her yeni bölgede sinematikler ile desteklenmiş ilginç olaylara şahit oluyoruz. Daha önce Alpha ve Beta süreçlerinde tecrübe ettiğim görevleri, ilk defa görüyormuş gibi heyecanla izletmeyi başardı. Neredeyse her bölgede beklenmedik ihanetler, sürpriz isimler ve “Yok canım, sen böyle davranmamalıydın” dedirtecek olaylar yaşıyoruz. 

Üstelik seviye atlarken başımıza gelen olayların hepsi birer giriş görevi. Revendreth’in isyan hikayesini ya da Ardenwelad’da bağ kurduğunuz tohumdan çıkan ruh ile yapacaklarınızı görebilmek için, o Covenant’a bağlılığınızı sunup, devam hikayelerini oynamalısınız. Farklı tarafların değişik hikayelerini oynamak için diğer karakterlerinizi geliştirme fikrini bir şekilde aklınıza yerleştirmeyi başarıyor. Sırf bu yüzden bile hikaye kısmına iyi puan verebilirim. 

Hikaye kısmına olabildiğince spoilersız bir şekilde değindik. Şimdi bölgelerden ve bölgelerin dahil olduğu Covenant’lardan bahsedelim. Seçtiğimiz Covenant ile birlikte özel yetenekler, özel bir zırh seti ve o Covenant’a özel bir binek alma fırsatı ediniyoruz. Zırh ve binek işin kozmetik tarafı ama yetenekler oyuncuyu ciddi anlamda etkileyecek bir kısım. Her bir Covenant’dan kısa bir biçimde bahsedip, sahip olacağınız yetenekleri de kısaca açıklayalım. Covenant’ların her sınıfa özel verdikleri yeteneklere değinmeyip, sadece standart olarak gelen Signature Ability (bundan sonra özel yeteneği olarak bahsedeceğim) yeteneklerinden bahsedeceğim. 

Oyunun en etkileyici olaylarından birine doğru adım adım ilerliyoruz

Kyrian

Bastion ahiretler arasında en görkemli, en tanrısal hissettiren bölge. Buraya gelenler hayatı boyunca iyi, temiz ve erdemli bir hayat sürdümüş saf ruhlardan oluşuyor. Burada gerekli testleri geçip seviye atlayan ruhlar, yaşam ile ölüm arasındaki köprü görevini gören Kyrian’lar haline geliyor. Azeroth’da öldüğümüzde gördüğümüz Spirit Healer’lar ve ölen ruhları alıp Arbiter’a taşıyan Bearer’lar Kyrian Covenant’ının üyeleri. 

Uzun zaman sonra Bastion’a gelen ilk kişi oluyoruz. Kyrian lideri Archon ile görüşmek için geldiğimiz diyarda, arınmayı başaramamış ya da geçmişini terketmek istemeyen Kyrian grubu Forsworn ile karşılaşıyor ve bu daha bu olayı idrak etmeye çalışırken gerçekleşen başka bir saldırı ile daha karşılaşıyoruz.

Bastion bölgesinin özel yeteneği bazı açılardan en sevdiğim yetenek oldu. Covenant’ın yeteneği, etrafta hizmet etmek için elinden geleni yapan kaslı baykuşlar olan Steward’lardan birini hizmetimize sunuyor. Baykuşumuz yanında %20 sağlık tazeleyen ve bütün debuff efektlerini kaldırabilen Phial of Serenity ile geliyor. Ayrıca 4 dakika boyunca bizimle gezen stewardımız çeşitli hizmetler de sunuyor. Alışveriş yapabileceğiniz küçük bir dükkan, talentlerinizi istediğiniz yerde değiştirebilme fırsatı ya da enstrüman (zurna) ile müzik çalabilmek gibi ufak tefek şeyler. 

Bastion giriş görevleri çok ağır bir şekilde başlıyor ve açıkçası fazla ilgimi çekmedi. Bir arkadaşımın tabiri ile “Tekno-şirinler köyü gibi” bir diyarda banyo yapmak gibi arınma görevleri yapıyor, “Hadi ölümlü gel!” diye boynumuzdan tutan havalara uçuruyor, hikaye ağır ağır ilerliyor ve bir anda “Olaylar oluyor!” diye aksiyonun ortasında buluyoruz kendimizi. Tam “hah bir şeyler oluyor” derken daha başka şeyler oluyor ve “Hadi sen git bir şunları araştır” denilerek bölgeden ayrılıyoruz. 

Necrolord

Maldaraxxus bölgesi ilk bakışta “Burası kötü adamların yeri” diye düşündürüyor. Shadowlands’in savaşçı kuvveti olan Necrolord, boyun eğmez ve pes etmez savaşçıların diyar. Hangi taktik kullanıldığı farketmeksizin, mutlak galibiyetin önemli olduğu diyarda güçlü olan hayatta kalır mantığı var. Burada olaylar iyilik ve kötülükten bağımsız, tamamen güç üzerine odaklanmış durumda. 

Torghast içerisinde özel yetenekler arasında seçim yapmanız gerekiyor

En baştan bir arenanın içerisinde rakipleri saf dışı bırakarak başladığımız bölge Thrall’ın annesi olan Drakka ile karşılaşmamız ve bölgenin en güçlü isimleri arasındaki hakimiyet savaşı ile devam ediyor. Necrolord’un lideri The Primus ortadan kaybolmuş ve ardında yalnızca gizemli notlar bırakmış. Liderin yokluğunda bölgede güç sahibi olan 5 evden ikisi güç savaşı sırasında ortadan kalkmış ve kalan 3 ev arasındaki mücadele devam ediyor. Biz de farkında olmadan bu savaşın ortasında kalıyoruz. Necrolord bize “Fleshcraft” adındaki özel yeteneği sunuyor. Kullanın etrafında maksimum canının %20’si kadar dayanıklı bir kalkan oluşturan özellik, çok daha güçlü bir hale gelebiliyor. Yakınımızda bulunan cesetlerin özünü de kalkanımıza ekleyebiliyor ve canımızın %50’si kadar dayanıklı bir kalkan sahibi olabiliyoruz. 

Maldaraxxus genel olarak bir Sparta havasına sahip. Savaşçı orclar için bir cennet gibi. Eski raid bossları, hikayelerden tanıdığımız isimler ve eski paketlerden tanıdığımız NPC’ler ile karşılaşabiliyoruz. The Primus’un ardında bıraktığı notları takip edip, silahların bulunduğunu düşündüğümüz yere girmeye çalışırken, bir yandan havuza doğru slimeları atıp farklı varlıklar oluşturduğunuz, arenada kendinize yer edinmek için kapıştığınız bir bölge burası. Bastion’dan daha çok sevdim sanırım.

Night Fae

Doğa ve onunla alakalı her şeyin cenneti gibir bir diyar olan Ardenweald, aynı zamanda Night Fae Covenant’ının da ana bölgesi. Doğanın koruyucu ruhları öldükleri zaman buraya geliyor ve özel bahçelerde uykuya yatıyor. Anima ile beslenen tohumları tekrar doğum zamanı gelene kadar dinlenip tekrar hizmet etmek için dönecekleri süreye kadar onları koruyor. 

Anima akışının kesilmesi Ardenweald’a büyük bir darbe vurmuş durumda. Night Fae’nin lideri Winter Queen, ellerinde kalan animayı idareli kullanmak zorunda ve bu yüzden birçok ruhu (Ursoc gibi) feda etmek zorunda kalıyorlar. Ne olduğu bilinmeyen bir tehdit daha ortaya çıkıp, bölge sakinlerinin yüzünde oluşan maskeler ile dönüşüm geçirip, çevreye tehdit haline gelmesine sebep oluyor. Biz de olaylar hakkında görüşmek için Winter Queen ile görüşmeye çalışırken bölge halkına yardımcı olup tehditlerin kaynağını bulmaya çalışıyoruz. Bu sırada karşılaştığımız bir tohum ile özel bağ kurup, Night Fae’nin özel yeteneği “Soulshape” sayesinde kısa süreliğine ruhumuuzu hayvan formuna sokabiliyoruz. Hayvan formudayken hareket hızımız %50 artıyor ve 15 yrd ileri teleport olabiliyoruz. En başta yalnızca vulpin formuna bürünebilirken, ilerleyen zamanlarda unicorn, aslan, kurt gibi bir sürü farklı görünüme sahip olma şansımız oluyor. Sincap göremedim, umarım bir yerlerde eklerler.

Azeroth'un kahramanları ile The Maw'dan kaçmak için çalışıyoruz

Ardenweald’a ilk girdiğinizde Legion paketinde druidlerin yoğun olduğu Val’Sharah’ı hatırlamanız mümkün. Bölge Emerald Dream’in bir versiyonu gibi gözüküyor. Yeşilin yerini mavi ağırlıklı renkler almış. Görevlerin bir kısmı oldukça eğlenceli geçerken, Battle for Azeroth ile birlikte tanıştığımız Drust halkının istilasını anlatan ciddi kısımlar da bulunuyor. Hem ortam hem de müzikler olarak en sevdiğm bölge olan Ardenweald, Azeorth tarihini tiyatro oyunu olarak sahneleyen müthiş bir göreve de ev sahipliği yapıyor. 

Venthyr

Son Covenant’ımız Revendreth bölgesinin vampir görünümlü halkının bulunduğu Venthyr. Burası ruhlarında gurur, açgözlülük gibi büyük kusurlar bulunan ve bu yüzden taşıdıkları yüklerden kurtulup kefaretlerini ödemek için gelen ruhların diyarı. Buraya gelenler The Maw’a bir adım uzaklıkta ama kurtarılma şansı olan ruhlar. Ciddi anlamda ağır eğitimlerden geçen ruhlar yaptıklarının kefaretini ödedikten sonra burada kalmaya devam edebilir ya da başka bir Covenant’a geçme hakkına sahip olur.

Hikayenin son kısmında geldiğimiz bölgede, Venthyr’in lideri Lord Denathrius ile tanışıp, isyancıların çıkardığı ayaklanmalara şahit oluyoruz. İsyanın liderlerinden birini, günahlarını yüzüne vurarak güçsüzleştirerek yakalamamızın ardından gerçekleşen olaylar ile hikayenin akışı ciddi anlamda değişiyor. Bu kadar çok animanın neden toplandığı, isyancıların amacının ne olduğu ve tüm bu olayların The Jailer ile alakasının en olduğu hakkında birçok bilgi ediniyoruz.

Diğer Covenant'ların liderleri tarafından The Maw'a sürgün edilen The Jailer, buradan kurtulmak için Sylvanas'da dahil birçok varlık ile ortak bir plan yürüterek Shadowlands'in dengesini bozuyor.

Venthyr Covenant’ını seçtiğimizde “Door of Shadows” isimli yeteneğe sahip oluyoruz. Bu yetenek kullanıcının kısa mesafede ışınlanmasını sağlıyor. 1.5 saniyelik bir sürenin ardından 35 yrd mesafeye kadar ışınlanabiliyoruz. Diğerlerine göre daha işe yaramaz gibi duruyor olabilir ama bazı hazinelere ulaşmak ya da tuzakların arasından rahatça geçip gitmek için kullanıldığında çok etkili bir yetenek. 

Revendreth bölgesi aynı zamanda Priest karakterim için seçtiğim Covenant’ın da evi. Burada Nosferatu türü vampirleri hatırlatan karakterler, kefaretini ödemeye çalışan ruhlardan anima çekiyor. Burada ruhları hayattayken sahip oldukları kusurlar ile terbiye ediyoruz. Örneğin Scarlet Monastery’den tanıdığımız Houndmaster Loksey’i burada kendi silahı olan köpekler ile yüzleşirken görüyoruz. Bölge bana Suramar’ı ve Silvermoon’u hatırlatıyor. Görkemli kuleleri ve kaleleri olan etkileyici bir şehir ve şehrin dış bölgesinde dışlanmış, kötü durumda, iradesi kırılmış, aklını yitirmiş halk (ya da bu durumda atılan ruhlar) görülüyor. Suramar’ı hatırlatmasındaki en büyük sebeplerden biri de kale bölgesinde sürekli beni bineğimden düşürüp döve döve öldüren kalabalık düşman grupları oldu.

Flappy Kryian oyununu da oynayabiliyoruz

Aynı Görevleri Tekrar Yapma Devri Bitti

Bu kadar yazdı hala daha görevlerden bahsediyor diyenler, rahatlayabilirsiniz. Bundan sonra oynanış ve getirilen yeniliklerden bahsedip, ne iyi ne kötü onu konuşacağız. Karakterinize seviye atlatmak için yapmanız gerekenler, son seviyeye ulaşınca yapılabilecekler ve oyunun önceki paketlere göre ne kadar geliştiğinden bahsedelim.

Eski paketlerde birden çok karakter geliştiren oyuncuların en büyük sıkıntılarından birisi hikaye görevlerini tekrar tekrar oynamaktı. Hikaye ne kadar harika olursa olsun, aynı şeyi 10 kere yapmak çok da keyifli bir iş değil. Shadowlands bu sıkıntıya bir çözüm getirmiş. Bir kez ana hikayeyi tamamlayıp istediğiniz Covenant’ı seçtiğinizde, alt karakterleriniz ile ana hikayeyi tekrar oynamanıza gerek kalmıyor.

The Maw’dan ilk kurtulduğunuz anda sizi Oribos’da karşılayan NPC iki seçenek sunuyor. İsterseniz ana hikayeyi tekrar oynayabilir ve bölgeleri kademe kademe açarak devam edebilirsiniz. Ana hikaye XP ve eşya açısından oldukça iyi olsa da, bir bölgeyi sevmediğinizde ya da hikayesinden sıkıldığınızda, ilerlemek için başka bir yere geçme şansınız olmuyor. Hikaye bitene kadar orada kalmak zorundasınız. Zaten bir kez bütün görevleri yapmak zorundasınız ama her karakter ile aynı yeri tekrar yapmak eziyete dönüşebilir. 

Shadowlands ile gelen yeni seçenek ise Threads of Fate sistemi ile doğrudan giriş hikayesini es geçip, bütün bölgeleri açarak istediğiniz Covenant’ı anında seçmek. Bu sayede Covenant özellikleri anında kazanıyor ve istediğiniz bölgede görev yapabiliyorsunuz. World Quest gibi bölgesel görevler sayesinde hem xp alıyor hem de bölgedeki yan görevleri yapabiliyorsunuz. Sadece görevleri yapıp ilerlemeye çalışırsanız daha yavaş XP kazanıyorsunuz ve eşya bakımından geride kalıyorsunuz ama bir yandan zindanlara girip diğer yandan görev yaparak bütün roleplay kısmını es geçmek ve hızlı bir şekilde olaylara dahil olmak güzel bir seçenek.

Kaslı baykuşlar müzik bile çalabiliyor

Ana hikayeyi tamamladık, 60 seviyeye ulaştık ve Covenant’ımızı seçtik, şimdi ne yapacağız? Warlords of Dreanor’da yaşadığımız “end game nerede?” durumu bu oyunda karşımıza çıkacak mı? Neyse ki buna gönül rahatlığıyla hayır diyebilirim. Seçtiğimiz Covenant’ın üyelerinin bizden istediği şeyleri yerine getirip saygınlığımızı arttıracak ve Covenant’a özel görevleri yerine getireceğiz. Bu görevler saygınlığımız arttıkça geldiğinden hepsi henüz açık değil ama geldiğim yere kadar oldukça ilgi çekici olduğunu söyleyebilirim. Bir sonraki haftayı merakla bekliyorum.

Son seviye karakterimiz ile yine World Quest peşinde koşacak, zindanlara girecek, The Maw’a gidip Jailer’ın ordularının güçlenmesine engel olacak, Lanetliler Kulesi Torghast’a girip, Runecarver’ı serbest bırakarak efsanevi eşyaların sahibi olmak için uğraşacağız. 

The Maw'da Jailer'ın dikkatini üstünüze çevirmesi oldukça büyük sıkıntı

The Maw ve Lanetliler Kulesi Torghast

Hikaye boyunca birkaç kez The Maw’a geri dönüp çeşitli ruhları kurtarıyoruz. Bu sırada bölge hakkında daha fazla bilgi edinip bir müttefik (iş ortağı?) ediniyoruz. Kendisi bize Maw içerisinde yardımcı olacak bazı bilgileri sağlıyor ve Maw içerisinde güvenli bir alan sunuyor. Son seviyeye ulaştığımızda bölgeye geri dönüp Jailer’ın bölgesinde sorun çıkarmaya başlıyoruz.  The Maw içerisinde normal askerler, elit düşmanlar ve nadir bulunan canavarlar ile karşılaşabiliyoruz. Ayrıca zaman zaman aktif hale gelen etkinlikleri tamamlayarak yüksek seviye ekipmanlar düşürebiliyoruz. Her düşmandan bir miktar Stygia düşüyor ve bunu kullanarak Maw içindeki ortağımız Ve’nari’den işe yarar geliştirmeler ve eşyalar satın almamızı sağlıyor.

The Maw içerisinde yaptığımız her hareket Jailer’ın dikkatini çekmemize sebep oluyor. Güçlü askerlerinden birini öldürmek, çevrede bulabileceğimiz günlük görevleri yapmak ve büyük etkinliklere katılmak Jailer’ın gözünü üzerimize çevirmesi sonuçlanıyor. İlk başta yalnızca gözcülerin dikkati üstümüze çekilirken daha sonraları peşimize suikastçiler gönderme, uçan yaratıklar tarafından kaçırılma ve en sonda doğrudan Jailer’ın bakışları altında ezilmeye kadar varıyor. Tamamen dikkat çektikten sonra etrafta çok fazla dolaşmamakta fayda var. Zaten bu noktada herhangi bir etkinlikten eşya düşüremiyoruz ve sürekli olarak can kaybetmeye başlıyoruz. Bir gün sonra bizi unutuyor ve geri dönüp tekrar ortalığı karıştırabiliyoruz. 

Ardenweald harika gözüküyor

The Maw konusunda en büyük şikayetim mobilite. Bu bölgede bineğiniz size cevap vermeyi reddediyor ve bu yüzden tamamen kendi hızınıza güvenmek zorundasınız. Teoride bütün karakterlerin etrafta koşuşturması gerekiyor değil mi? Ama neredeyse her sınıfın bir şekilde hızlı hareket etme özelliği var. Druid ve Shaman sınıfları kendi formları sayesinde sürekli hızlı gezebilirken Hunter yeteneği sayesinde hızını koruyor. Çoğu sınıf kendini bir şekilde hızlandırabiliyor olsa da bu iki sınıfın ciddi bir avantajı var. Demon Hunter konusuna girmiyorum zaten, sizin yarım saatte ulaştığınız noktaya atlaya zıplaya 10 dakikada gidebiliyorlar. Ayrıca Worgen ırkının dört ayak üstünde koşma özelliği, gayet mantıklı bir sebepten, hala aktif. Siz bir düşmanı öldürmeye yetişmek için arkanızda 20 tane düşmanla yürümeye çalışırken yanınızdan dört ayak üzerinde geçip giden birini görmek çok sinir bozucu. Kıskanıyorum evet. Bu bölgede kullanılabilecek bineklerin ilerleyen zamanlarda geleceği söyleniyor ama şu anki ayrım çok sinirimi bozuyor. 

Lanetliler Kulesi Torghast ise oyun içinde yeni bir oyun olmuş. Daha önce alpha sürümünü incelerken de bahsettiğim Torghast, tam bir roguelike oyun havasına sahip. Her girdiğimizde değişen haritası ve sınıfa özel açılan yetenekler ile bulunduğumuz alanın en üstüne çıkıp güçlü rakibimizi alt etmeye çalışıyoruz. Burada hem efsanevi ekipman için gerekli malzemeleri topluyor hem de  oyuncak, binek hayvan ve pet gibi şeyler kazanabiliyoruz. Başlarda oldukça kolay gelse de 3. Katta zorlanmaya başlıyorsunuz. Kule içerisinde belli sayıda ölüm hakkımız var ve bu sayıyı aşarsak The Tarragrue ortaya çıkıyor. Bu devasa arkadaş bulunduğumuz katın girişinde ortaya çıkıyor ve ağır ağır bize doğru geliyor. Yakalandığımız an öldüğümüzden, tek yapabileceğimiz bir sonraki kata kaçmak. Açıkçası ben Torghast’ı çok sevdim ve farklı karakterler ile kaç kat çıkabileceğimi denemek oldukça keyifli. İsterseniz parti olarak da girebiliyorsunuz ve buna göre zorluk değişiyor. Torghast ile ilgili en büyük sıkıntım, başında uzun vakit geçireceğimiz bir yer için uygun müziklere sahip olmaması. Roguelike oyunların en önemli yanlarından birisi de, tekrar tekrar oynadığınız bölümlerin güzel müzikleridir. O kadar sorun da olsun artık. 

Manrik'in Eşi Yıllar Sonra Bulundu!

Çok uzun bir inceleme oldu ve ben de bunun farkındayım. Ama daha anlatmadığım bir sürü şey var. World of Warcraft Shadowlands ile karşılaşacağımız özelliklere kısa kısa göz atalım. 

Zindanlar çok keyifli (De Other Side içerdiği bilgiler ve karakterler açısından favorim oldu) ve seçtiğimiz Covenant’a göre sahip olduğumuz özel yetenekler olması çok hoş bir özellik. Mythic+ ve Raid’ler henüz açılmadı, zaten herkes yeterli ekipman seviyesine ulaşamadığı için açılsa da göremeyebilirdim. O kısımları daha sonra tekrar inceleyeceğiz.

Jailer

Alt karakterlerinizi kasmanın daha kolay ve zahmetsiz hale getirilmesi, merak ettiğiniz Covenant’a daha hızlı bir şekilde dahil olabilmeniz çok iyi bir özellik. Yan görevler ve World Quest içerikleri eski oyunlara göre daha iyi. İlk hafta Ardenweald üzerinde uçarken aniden kaybolan kanatlar yüzünden birçok oyuncunun öldüğü World Quest gibi hatalar vardı ama hızlı bir şekilde düzeltildi. (Gökten oyuncu yağıyordu, izlemesi eğlenceli bir olaydı aslında)

16 yıllık bir oyun olmasına rağmen ne kadar güzel gözüktüğünü de belirtmeden geçmeyelim. Bastion ve Ardenweald bölgelerinde durup etrafı seyretmeye vakit ayırdığım oluyor. Bir taraf seçtikten sonra diğer bölgelere giremezsek diye korkuyordum, neyse ki böyle bir durum yok da istediğim gibi gezebiliyorum. 

Decimator Olgra (Manrik’in eşi), Zul’Jin, Hogger, Manastorm çifti ve Burning Crusade ek paketinde raid bossu olarak karşımıza çıkan eski isimleri görmek çok güzel bir duygu. Shadowlands ile birçok eski karakteri dost veya düşman olarak tekrar görebileceğimizi bilmek hem güzel hem riskli bir durum aslında. Mesela Grom Hellscream ile ilgili bir şey yapıp yapmayacaklarını merak ediyorum. Alternatif zaman içeriği bu konuyu karışık bir hale getirmiş gibi geliyor.

Covenant seçimlerinin oynayacağınız rol üzerindeki etkisi çok büyük. Bu da istemediğiniz halde guildiniz tarafından bir taraf seçmeye zorlanabileceğiniz anlamına gelebilir.

Sınıflar şu an için oldukça dengeli gözüküyor, Battle for Azeroth’da bütün dengeyi bozup, aldığımız eşyalar ile toparlamaya çalıştıkları için biraz endişeliydim. Raidler açıldığı zaman asıl farkı göreceğiz ama şu an için iyi duruyor. Yalnız şu an için level scaling yüzünden karakterimiz seviye atladıkça güçsüzleşiyormuş gibi hissediyorum. 59 seviyede 3000 vurduğum düşmana 60 seviyede 2400 vurunca moralim bozuluyor. Eşyalar geliştikçe toparlanıyor tabi. 

Covenant yeteneklerinin getirdiği avantajlar yüzünden sevmediğiniz halde bir Covenant’ı seçmek zorunda kalmak ise can sıkıcı bir durum. Sadece Covenant yetenekleri değil, ruhunuzu bağladığınızda ekstra özellikler kazandığınız Soulbind sistemi de var. Henüz hepsi açık olmadığı için fazla ayrıntıya girmedim ama en iyi performansı sunabilmek için bunu da doğru yapmanız şart. Guild içinde ciddi baskı olacağı kesin gibi. Buna nasıl bir düzenleme getirilebilir bilmiyorum. 

Sonuç

Uzun uzun yazdık, oyunda geçen ilk 1.5 haftada karşılaşabileceğiniz her şeyi ele almaya çalıştım, büyük bir kısmını çok kısa bir şekilde anlatsak da bilgilendirebildiğimi umuyorum. 

Bastion oyunun en güzel bölgelerinden biri

Oyunu ilk çıktığı yıldan beri oynayan ve her genişleme paketini çıktığı hafta alan birisi olarak World of Warcraft: Shadowlands’i beğendim. Hikaye bakımından kesinlikle tatmin edici bir ilerleyişi var. Oynanış ve içerik açısından da dolu. Warlords of Dreanor’un end game içeriğinden keyif almamış, Battle for Azeorth’u ise hiç raidlere katılacak kadar sevememiştim. (Karantina dönemi hepsini yaptım ama ayrı konu) Shadowlands ilk hafta hevesimi aldıktan sonra bile keyifle oynamaya devam edebileceğim bir paket olmuş. 

World of Warcraft: Shadowlands tekrar oynanabilirliği yüksek, çoğu oyuncuyu memnun edecek türden içerik sunan (Flappy Bird bile var oyun içinde) ve önceki paketin sıkıntılarından ders almış bir genişleme paketi olmuş. 1.5 hafta içinde oyundan aldığım keyif, ilk 3 ay içinde Battle for Azeroth’dan aldığım keyiften daha fazla oldu. Sırf bu bile başlı başına bir avantaj. Kalkıp  “En sevdiğim genişleme paketi bu oldu.” diyebileceğimi sanmıyorum ama şu haliyle çok eğlenceli bir oyun olmuş. İleride gelecek güncellemeler ile oyunun son halini de ayrıca inceleyeceğiz tabi.

Yalnızca eski oyuncuları değil, yeni başlayan oyuncuları da destekleyen oynanışı, harika müzikleri ve yılların eskitemediği grafikleri ile (tabiki geliştirmeler yapıldığını biliyoruz) World of Warcraft: Shadowlands, MMORPG türünde oyun arayanların bulabileceği en iyi oyunlardan birisi. Oyuna ilk defa başlamak ya da geri dönmek için bundan daha iyi bir zaman bulamazsınız. 

Yorumlar 26
MK Okuru
MK Okuru 3.12.2024 20:01
Kalan Karakter: 300 Gönder
MK Okuru
MK Okuru 7.01.2022 01:38
Ne oldu ya burada yorum yapan fanboylara ? SL en iyi ek paketti hani ? Hani çok iyi sistemler getirmişti ? En çok satmanın en iyi olmadığını, SL'dan sonra en çok satan ek paketin BFA olduğunu filan söyledik o kadar ama işte fanboy olmak zor. Neyse bir sonra ki ek paketti yalarsınız artık.
Kalan Karakter: 300 Gönder
MK Okuru
MK Okuru 7.12.2020 20:49
İyice leş olmuş oyundur. Ama BFA'yı bile öven fanboyları varken birşeyde olmaz. Adamlar önlerine ıkınıp bıraksa genede savunurlar. Bırak kendilerinin eleştirmesini başkalarınıda linç ediyorlar eleştiriyorlar diye. Sonuçta diablo 3 en iyi arpg bunlara göre. Blizzard fanboyları sağmalık inektir.
MK Okuru
MK Okuru 10.12.2020 21:21
Legion kendisi bile iyi fikirleri kötü sistemler olarak koyduğu için orta karar kalmış bir oyun. WoD gibi bir yıkıntıdan sonra geldiği için şanslı o kadar. Bir çok sistemi ek paket boyunca büyük nerf ve değişiklikler gördü sonunda toparlanamadı da. Eleştirmediğiniz için sonrasında BFA geldi işte.
MK Okuru
MK Okuru 10.12.2020 16:08
PUBG oynayınca ne oluyor ne alaka bu oyunla. Bu bile siz fanboyların ne kadar düşünmekten uzak olduğunuzu gösteriyor. Lore'un ne anlama geldiğini bile bilmiyorsun daha ezbere cümle içinde kullanıyorsun. Hikaye diyeceğin her yere lore yapıştırıyorsun açık.

Neyse fanboylar ile tartışılmaz belli oldu.
MK Okuru
MK Okuru 10.12.2020 12:53
SL den memnun olan adam sence nasıl D3 'e de Arpg diyen kişi oluyorsa, sende SL yi oynamadan test etmeden veya beceremeyen biri olarak PUBG oyuncusu kategorisine giriyorsun.
SL şuan ki haliyle Legion kadar iyi bir ek paket olma yolunda. Lore olarak da güzel hazırlanmış. Oyunu lore u yüzünden güzel.
MK Okuru
MK Okuru 10.12.2020 01:24
Yaşımı merak ediyorsan bu kadar çok söyleyeyim 38 ve The Lost Vikings'den bu yana Blizzard oyunlarını oynarım. O yüzden Blizzard ile Activision Blizzard arasında ki farkı da iyi bilirim sağol. Bir şeyin fanboyu da değilim. Var olan şeyler ortada. Evet wow'un geldiği hal zaten WC evrenine çok uyuyor
MK Okuru
MK Okuru 8.12.2020 14:53
20.49 sen neyin fanboyusun peki? Bu kadar kin dolu olman boşuna değil çünkü. Anasını satim 20 yaşındaki adam hayatında warcraft ın w sini bilmwz gelmiş burda bize fanboy diyor.
MK Okuru
MK Okuru 8.12.2020 11:23
Yazdığım oyundan sadece PUBG oynadığımı çıkarma mantığın bile nasıl bir fanboy olduğunu gösteriyor.

Diğer arkadaş için sen kendini dediğim gruba koymuyorsan ne güzel işte ama dediğim tarzda büyük bir grubun olduğunu değiştirmiyor. SL ise BFA'dan iyi ama genel olarak kötü.
MK Okuru
MK Okuru 8.12.2020 02:17
Fanboy değiliz iyiye iyi kötüye kötü diyoruz. Bfa berbat bir şeydi hayatımda oynadığım en sıkıcı şeylerden biri ama bu expansion olmuş işte neyine her iyiye iyi dediğimizde laf yapılıyor kiDDiablo3 en iyi Arpg olmayabilir ama en zevklisi olmaya gayet aday
MK Okuru
MK Okuru 8.12.2020 00:26
Dedi oynadığı tek oyun türü PUGB olan adam
Kalan Karakter: 300 Gönder
MK Okuru
MK Okuru 8.12.2020 10:20
Açık konuşmak gerekirse Samet; SL'i henüz anlamamışsın demektir. SL 'yi alpha sürecinden retail olarak çıkmasına 7 gün kalaya kadar test ettim. Scale sistemi gayet mantıklı bir yapıdır. Karakter sınırı nedeniyle çokça eleştirilebilecek sistem anlatımına tek tek yanıt veremiyorum. SL 2. Legion olur.
MK Okuru
MK Okuru 10.12.2020 12:57
Legion ek paketi WOTLK den sonra ki en iyi ek paket. SL 'nin mevcut potansiyesi WOTLK kadar olmasa da Legion'ı geçebilecek düzeyde. Wow'un kendi scale sistemi mantıklı, sadece GW2 ile aynı değil, şahsen olmamasını da tercih ederim. Lore olarak GW den çok daha iyi veya muadili oyunlardan.
Solufain
Solufain 9.12.2020 18:21
Umarım olmaz. Ben daha iyisi olmasını istiyorum. 2. Legion olan BFA idi zaten, aynısını koydu önümüze. Scale sisteminin en ideal kullanımlarından biri olarak Guild Wars 2'yi gösterebilirim. Anlamamak değil, karşılaştırma yapmaktan gelen bir yorum yapmıştım ^^
Kalan Karakter: 300 Gönder
MK Okuru
MK Okuru 8.12.2020 12:52
Yani hocam, WOW'un en son paketinin incelemesini yapıyorsunuz da bir Final Fantasy XIV Shadowbringers'in incelemesi yapmadınız.İki yıl oldu D: Şu ana kadar hikaye, müzik ve içerik bakımından piyasadaki en iyi MMORPG. Raidler için Nİer Automata ile birlikte collabration yaptılar. Haksızlık olmuş.
MK Okuru
MK Okuru 10.12.2020 00:20
Bende FFXIV'ü ara ara 6 yıldır oyunuyorum. 4-5 Türk arkadaşla oyunda şans eseri tanıştık. Aynı Free Company(Guild) kurduk diğer ülkeden arkadaşlarla oynuyoruz. Eskiden 2 aylık 45tl iken şu an kartla bir ay 105tl denk geliyor döviz yükseldiği için.Ondan patchler çıktımı anca bir ay takılyrz.
Solufain
Solufain 9.12.2020 18:19
Müthiş bir oyun, içerikleri saymakla bitmez ve Nier Automata içeriklerine bayıldım. Oyunun aylık ücretini ödemek için başka yol olmaması yüzünden kendim oynayamıyorum (her ay yeni oyun parası verdiğimde başka oyuna bakmak içimden gelmiyor) Piyasadaki en iyi MMORPG'lerden biri derken diğeri de bu :P
MK Okuru
MK Okuru 9.12.2020 17:25
Türkiye'de JRPG ve Final Fantasy serilerini oynuyanlarin sayisi Batı ve Uzak Doğu'ya nazaran hep düşüktür ama seveni vardir. "Ama bir oyun sitesinin ya..bu oyunu bizde oynuyanlarin sayısi düşük ondan haberini yapıp insanlari bilgilendirmeye gerek yok"demesi tek taraflı bir bakış açısıdır.
MK Okuru
MK Okuru 8.12.2020 14:49
FF XIV ü bizim ülkede kaç kişi oynuyor? Nerdeyse hiç. Ama Wow oynayan milyon kişi var
Kalan Karakter: 300 Gönder
MK Okuru
MK Okuru 7.12.2020 12:41
şu oyunu türkçe yapan bir internet cafe vardı adama kaç kişi parayla yamayı istedide vermedi.. Adam tek başına her güncellemede çevirileri baştan baştan güncelliyordu.. Sırf 2-3 ay üyelik alıp o internet cafede saatlerce oynardım adam sadece wow dan dünya para kırdı..
MK Okuru
MK Okuru 8.12.2020 14:56
Satarsın sen. He rdr 2 nin tr yamasını yapıp parayla satmaya çalışanların başına geleni unuttunuz galiba.
Kalan Karakter: 300 Gönder