EksilerBirkaç bug var, grafikler yaşlandığını belli ediyor
Warhammer sürekli olarak savaşın yaşandığı, acımasızlığın hüküm sürdüğü,
kendine has kurallarla çevrili olan muhteşem bir evrendir. Normalde masa üstü
oyunu olan Warhammer, kendisine ait geniş bir kitleye de sahiptir. Şu zamana
kadar kendisini konu alan bazı yapımlar, PC’de ve konsol platformunda yer aldı.
Ancak nedense çıkan oyunların çoğu üzerinde fazla uğraşılmadığı için ne yazık ki
başarısız yapımlar olarak kalmıştı. İçlerinde akıllarda kalan az bir isim
geçiyordu. Ancak takvimler 2004 yılını gösterdiği zaman Homeworld’la devrim
yaratan Relic firması, strateji üstündeki yeteneğini yeniden kanıtlar biçimde
Warhammer 40K: Dawn of War ile bomba gibi oyun dünyasına düştü. Dawn of War
gerçekten kaliteli ve harika bir stratejiydi. Warhammer evrenini olması
gerektiği biçimde ve başarılı bir şekilde sunuyordu. Warhammer’dan habersiz olan
oyuncuları bile kendisine çekmeyi başarmış ve bir hayran kitlesi kazanmıştı.
Tabii ki bu başarının arkasından çok geçmeden ek paket Winter Assault kendisini
gösterdi. Ek paket Dawn of War’ın oyuncularla arasının soğumamasını sağlarken
seriyi başarılı bir şekilde götürdü. Eklenen yeni ırklarla ve içerikle bir ek
paketin nasıl olması gerektiğini de örnek bir şekilde kanıtlamıştı. Necron ve
Tau’ların oyuncularla tanıştığı Dark Crusade aynı şekilde serinin yapıcı ikinci
ek paketiydi. Çoğu kişiyi PC başına mahkum edip, sabahlara kadar kendisini
oynattı. Yalnız bir durum ortaya çıktı. Dark Crusade’ten sonra Warhammer’a iki
yeni ek paketin daha geleceği söyleniyordu. Bu durum en başta yalanlansa bile
ara fazla uzatılmadan Soulstorm duyuruldu. Warhammer sevenler için sadece
beklemek ve sabretmek kalmıştı. Sonunda zaman geçti ve sabredenler birbirine
kavuştu.
Korkudan dokuz doğurmak
Warhammer 40K: Soulstorm (Bundan sonra kısaca Soulstorm diye geçeceğim) Dawn of
War’ın diğer oyunlarına ihtiyaç olmadan tek başına oynanabilir (Stand-Alone) bir
ek paket. İki yeni ırkı da içinde barındırıyor. Bunlardan bir tanesi Dark Eldar,
diğeri ise Sister of Battle. Böylece; Chaos, Eldar, Imperial Guard, Necrons,
Orks, Space Marines ve Tau Empire’la birlikte toplamda dokuz ırk oluyor.
Yeniliklere gelecek olursak en başta ırklarla başlayalım. Sister of Battle,
Amazonların ve Kutsal Tapınak Şövalyeleri’nin karışımı sayılabilecek bir ırk.
Zaten Holy Crusader olarak lanse ediliyorlar. Birimlerinde erkek familyası
bulunmuyor, tam tersi olarak birimleri tamamen dişilerden oluşuyor. Sister of
Battle, Chaos’la Space Marine’leri oynayanlar için tanıdık gelecek bir yapıya
sahip. Yer ünitelerinde ilk olarak çıkartılan saldırı birimleri Battle
Sister’lar gelişimleri de yapılınca, oldukça etkili. Yapılan silah
Upgrade’leriyle birlikte rakip ırkların ünitelerine karşı oldukça etkili
olabiliyorlar. Ancak Battle Sister’lara ek olarak Seraphim ve Celestian
üniteleri de işinize yarayabilir. Ayrıca yakın dövüş uzmanı Death-Cult Assassins
birimleri kalabalık savaşları lehinize çevirebiliyor. Sister of Battle’ın
başında Canoness Selena Agna karakteri bulunuyor. Yönettiğimiz bu Hero,
düşmanlar üstünde kesip parçalama işlemini çok iyi gerçekleştirebiliyor. Bu
ırkta en çok hoşuma giden özelliklerden biri, savunma için artı olarak Turret
dışında yerlere mayın döşeme imkanının bulunması. Bize karşı saldıranlar için
mayınlar savunma konusunda etkili olabiliyor. Hatta haritanın kritik kısımlarına
mayınlardan yerleştirirseniz, size gelmekte olan düşman grubunun gücünü
düşürebilir, kayıplar vermesini sağlayabilirsiniz. Böylece normal birimlerinizle
saldırdığınızda daha kolay üstlerinden gelebilirsiniz. Stratejik noktalarda ve
savunma için mayınları etkili kısımlara yerleştirmeniz tavsiyem.
Normal birimlere ek olarak robot üniteler olarak Penitent Engine
başvurduklarımdan biri oldu. Ancak Sister of Battle’ın karizmatik ve en güçlü
birimi Living Saint. Tek başına koca bir düşman güruhunu ortadan kaldırabiliyor.
Bunların üstüne yeteneklerini de kullanırsanız, bazı kritik anlarda kaderinizi
değiştirebilecek bir ünite olmuş. Ancak yerinde ve etkili bir biçimde
kullanmanız gerekli. Sister of Battle’da Faith denilen bir kaynak yer alıyor.
Fakat çok gerekli değil. Olmasa da olurmuş denilebilir.