ArtılarKarakter modellemeleri ve animasyonları çok gerçekçi, eğlenceli mini oyunlar ve kontroller çok rahat
EksilerBir süre sonra maçlar basit gelmeye başlıyor, alıştırma bölümleri ise sıkıcı olabiliyor
Oyun severler için tenis türünde fazla alternatifin sunulmadığı bir gerçek.
Piyasada uzun süredir ses çıkmayan bu türde arka arkaya sunulan iki oyun ise
hayranlarına keyifli vakit geçirmelerini sağlamaya başladı bile. Önce Top Spin
2, şimdi de Virtua Tennis 3 ile herkes tenis kortlarındaki yerini almaya
başladı. Kısaca bir tanım yapmak gerekirse, Top Spin, ne kadar gerçekçi ve
simülasyona yakın bir oynanabilirlik sunuyorsa, Virtua Tennis ise bir o kadar
arcade tarzı ve rahat oynanabilirlik üzerine kurulmuş bir yapı sergiliyor.
Grafiksel açıdan her iki oyunun da çok başarılı olduğu bir gerçek, ama öncelikle
yeni nesil konsollardan Xbox 360 için piyasaya sürülüp ardında PC’ye adapte
edilen Virtua Tenis 3 daha gerçekçi karakter modellemeleri ile hemen ilgiyi
üzerine çekiyor.
Gerçekçilik bir yana dursun
Virtua Tennis, bir SEGA yapımı olduğu için menülerinden oynanışına kadar her
anında arcade havasını hissettiriyor. İlk karşılaştığımız ekranda yaratacağımız
karakteri sıfırdan dünyanın bir numarasına kadar götürmeye çalışacağımız kariyer
modunun haricinde, tekli ve çiftli maçlara, turnuvalara ve alıştırma bölümlerine
ulaşabiliyoruz. En uzun mod olan kariyer seçeneğinin içine girdiğimizde uzun
soluklu bir tenis macerası bizi bekliyor. İlk olarak bir karakter yaratmamız
gerekli. Benzer spor ve dövüş oyunlarında alıştığımız üzere belli başlı
özellikleri değiştirerek kendimize uygun bir karakteri oluşturuyoruz. Boy, kilo,
saç rengi gibi fiziksel özelliklerini belirledikten sonra sıra karakterimizi bir
numaraya getirecek turnuva çalışmalarına götürmeye geliyor.
Kariyer modunun içine girdiğimizde bir dünya haritası ile karşılaşıyoruz.
Evimizde dinlenebiliyor, yeni kıyafetlerimizi deniyor ve tatile çıkabiliyoruz.
Dünya haritasının diğer bölümlerinde bulunan seçeneklerden de alıştırma
aşamalarına, tenis akademisine ve tabii ki düzenlenen turnuvalara
katılabiliyoruz. Yeni yetme bir tenisçi olduğumuz için öncelikle yeteneklerimiz
geliştirmemiz gerekli. Bunun için de alıştırma bölümlerini, tenis akademisini
düzenli olarak ziyaret etmeliyiz.
Akademik eğitim
İlk olarak tenis akademisinden bahsedelim, bu akademiye ilk başladığınızda en
düşük seviyede olduğunuz için başarılması kolay hedefler üzerine
yoğunlaşıyorsunuz. Mesela bir rakibin karşınıza çıkıp, 5 vuruşuna karşılık
verin, backhand ile maç kazanın, üstü üste üç kere smaç vurun gibi basit
görevler ile karşılaşıyorsunuz. Bunları başardıkça minik madalyalar kazanıyor ve
bir üst kademeye geçiyoruz. Akademi kimi zaman fazlasıyla sıkıcı olabiliyor.
Çünkü sizden beklenen hareketi yapmak için çoğu zaman rakibinizle sonu gelmeyen
karşılıklı vuruşlar silsilesi içine girmek zorunda kalıyorsunuz. Başardığınızda
ise daha zoru karşınıza çıktığından akademiden kısa zamanda sıkılmanız doğal.
Karakterimizi geliştireceğimiz diğer seçenek olan mini oyunlar ise gerçekten çok
eğlenceli. Karakterimizin vuruş gücü, kasları, koşuşu ve servis kullanma
tekniklerini geliştirmek için birbirinden ilginç ve komik mini oyun deniyoruz.
Bunlar arasında neler yok ki? Mesela bildiğiniz bowling kukalarını filenin öte
tarafına dizilmiş vaziyette buluyorsunuz ve koca topunuzla bunları devirip
istenen puanı toplamaya çalışıyorsunuz. Eğer başarılı olursanız bu oyunda
geliştirdiğiniz özellikleriniz seviye atlıyor. Ayak oyunlarını geliştirmek için
üzerinize akan insan boyutundaki tenis toplarından kaçmaya çalışıyorsunuz. Başka
bir mini oyunda ise sağdan sola akan sayıları vurarak bingo oynuyorsunuz.