Unutulmamış Diyarlar’da her haftasonu olduğu gibi tekrar birlikteyiz. Masaüstü Rol Yapma Oyunlarının geçmişine ve geleceğine değindiğimiz bu köşede bu sefer bu işin merkezine, hikayelerin kendisine değineceğiz. Hikayeler nasıl oluşur? Bir hikayeyi iyi yapan öğeler nelerdir? Nasıl başından sonuna kadar yaratılan merak duygusu devam ettirilebilir? Bizi hikayeleri okumaya, onlara bu kadar bağlanmaya iten şeyler neler?
Belki bu soruların cevapları asla su gibi net bir şekilde verilemeyebilir fakat denemesi bile zihni oldukça açan bir şey. Sevdiğimiz hikayelerin ne gibi öğeler içerdiğini düşünelim öncelikle, kendimizi hikayelere bağladığımız en önemli öğe şüphesiz eksen karakterleridir. Eksen karakterlerinin kendimizle özdeşleştirdiğimiz yönleri bizi hikayeye yakınlaştırır. Bu yakınlaşma durumu sadece pozitif bir yönelimle sınırlı kalmayabilir. Bu durumda ortaya anti-kahraman, Byronic kahraman gibi pek çok farklı eksen karakteri türleri devreye girer. Demek istediğim, “kahraman” kavramı değişkendir, önemli olan kahramanların amaçlarıdır. Hikayenin genelinde bizi merakta tutan, bir sonraki ilerleyişi beklettiren durum amaçtır. Sevdiği kadını kurtarmak, intikam almak, dünyayı kurtarmak veya hırsızlık yapmak gibi A’dan Z’ye her türlü yönelimi gösterebilen eksen karakterleri ilginç, alışılmışın dışında yazıldıkları zaman değerlidir, tabii eğer kaçış istiyorsak, kaçış edebiyatını seviyorsak.
Fantastik hikayelerin çoğu bir çeşit kaçıştır, bu kaçış negatif bir kaçış olmak zorunda değil, bazen sadece farklı olasılıkları görmek, nasıl şeyler olabileceğini bilmek isteriz. Bu sebeple kendimizden parçalar taşıyan fakat bir o kadar da bize benzemeyen eksen karakterlerini severiz.
Peki ama sadece eksen karakterleri mi önemli? Terazinin bir tarafında ana karakter varken diğer tarafında ana karakteri aynalayan, onun tam tersi veya düşünce olarak karşıtı bir karakter olmalıdır. Yaşam ve ölüm, siyah ve beyaz, kimi zaman bu kavramlar sadece görünüşte farklı fakat içlerinde aynıdır, bu tarz çelişkiler ya da benzerlikler hikayeye yedirildiğinde ortaya hikaye yapısı çıkar.
Bazı durumlarda eksen karakterler yanında “gizli başrol” diye adlandırdığımız, eksen karakterden daha fazla potansiyel taşıyan karakterler bulunur. Ana karakterin sahnesini kaybedebileceği böyle durumlar çok daha enteresan hikayelere sebebiyet verebiliyor. Örnek vermek gerekirse, Gainax’ın yaptığı Sky Shattering Gurren Lagann animasyonunda Kamina ve Simon ilişkisi buna çok güzel bir emsal teşkil edebilir. İzleyenler anlayacaktır, izlemeyenler için ise kesinlikle tavsiye ettiğim bir seridir.
Terazilerin diğer tarafından daha çok bahsetmek lazım çünkü en az eksen karakterler kadar önemlidir düşmanlar. Bazı durumlarda ana karakterden daha fazla çelişkiye, daha fazla dokuya sahip olabilen “antagonist” karakterler, hikayeyi enteresan kılan önemli öğelerdendir. Çoğu zaman iyi hikayelerde kötü karakterlerin sebeplerini düşünürüz, onları bu yola sokan nedir? Neden bu hale gelmişlerdir? Bütün bunların sebeplerini düşünmek ve başka açılardan kendinizi onun yerine koymak söz konusu hikaye ile simbiyotik bir bağ kurmanıza izin verir, bu bağ bazen o kadar güçlü olabilir ki bir yerlerde Stockholm Sendromu tadında o karaktere sempati duymaya bile başlayabilirsiniz.