Bu hafta Unutulmayan Diyarlar'da daha farklı, daha oyunlarla ilgili bir yazı yazacağım. Unutulmayan Diyarlar'ın misyonu hikayeler ve rol yapma oyunları ağırlıklı fakat bence arada bir video oyunlarından bahsetmezsek olmaz, ne de olsa masaüstü rol yapma oyunları ve video oyunları aslında birbirleri ile oldukça ilintili kavramlar.
Benim üzerimde iz bırakan, unutamadığım diyarlar ve bu diyarlara dair hikayelerin sonlarıyla ilgili bir listem var, aslında buna "üzerimde sonu ile iz bırakmış top 5 listesi" diyebiliriz.
Bu oyunları oynamadıysanız, bu yazıyı okumayın derim, zira söz konusu oyunların sonları ile ilgili epey spoiler içermekte.
1- Metal Gear Solid 4
Herşeyiyle apayrıdır MGS serisi. Savaşla ilgili içinde bulunan nüansları, mükemmel yapılandırılmış kimi zaman romantik kimi zaman acımasız senaryosu, o yüreğinizi titreten kareografiye sahip oyun sevenleri için bir oyundan fazlasını ifade eder.
Metal Gear Solid serisi her oyununda muhteşem bir son ile tekrar görüşmek üzere veda etmiştir oyunculara. Fakat içinden bir tane seçmemiz gerekirse benim seçimim şu olacaktır ;
Bütün Patriot sistemini kontrol eden AI (Artifical Intelligence) yok edilmiştir. Dünya artık yapay zeka ile kontrol edilen ve Dünya ekonomisine hükmeden bu sistemin pençelerinden kurtulmuştur, Ocelot'unda dediği gibi "World will descend into chaos, it will be wild west all over again"
Bu olaylardan sonra Big Boss'un mezarını ziyarete giden Snake ile oyun tarihinin en önemli sahnelerinden birine şahit oluyoruz; Big Boss aslında ölmemiştir.
İki düşman, Snake'in sahip olduğu tek aile olan ve ölmüş olması gereken bu adam, yaşayan efsane, Outer Heaven'ın kurucusu Big Boss'un monoloğu ile geçen o muhteşem dakikalar Major Zero'nun ölümü ile sonlanır, son purosunu yakan Big Boss ise akabinde Fox Die yüzünden can verir. Big Boss ile iç barışını yapıp huzura kavuşan Snake'in yeni görevi ise yaşamaktır...
2- Shin Megami Tensei : Digital Devil Saga 2
Atlus'un bu muhteşem Spinoff'u ile ilgili söyleyebileceğim çok fazla şey var, fanlar tarafından genel olarak pozitif tepkiler alan ve bambaşka bir spinoff olan Digital Devil Saga, 1. oyununda bizlere Junkyard'ın o muhteşem havasını solutmuş, diğer "Tribe"lara karşı savaştırmış. En sonunda kendimizi gerçek Dünya'da bulmamızı sağlamıştır.
2.Oyunun sonlarına doğru bütün dostlarınımızı kaybetmemiz, Tanrı'nın yanına ulaşabilmek için Güneş'e yapılan o umutsuz yolculuk ve Serph ile Sera'nın tek bir varlık haline gelip Seraph'ı oluşturması unutulmayacak anlardan birisiydi.
Oyunun sonunda "Brahman" yani Tanrı'nın formlarından birisi ile savaşıp onu insanlığa bir şans daha vermesi için ikna etmeye çalışmamız ve döngünün baştan başlaması.
Digital Devil Saga kesinlikle en iyi SMT spin offlarından birisi olarak bu muhteşem yaratıcı senaryosu ve asla unutulmayacak sonu ile akıllarda yer etti.
3- Shin Megami Tensei 2
Tanrı (Evet bildiğimiz Tanrı) ile yaptığımız o savaşı kazanıp Tanrı'yı yok etmemiz, ve bunun sonucunda karakterimiz Aleph'in "En ağır günah"ı işlemiş olması.
Hatta Shin Megami Tensei 3'te Hijiri'nin "Ultimate Sin" yüzünden sürekli olarak ölüp yeniden doğduğunu biliyoruz, bu kafalara Aleph / Hijiri sorularını getirmiyor değil.