İkinci Dünya Savaşı'na Rus cephesinden ikinci kez alternatif bir bakış...
Bu kez tutacak mı? Görünüşe bakılırsa hiçte öyle değil. En azından
şimdilik...
UberSoldier, geçtiğimiz yıllarda Wolfenstein'in bir taklidi ya da takipçisi
olarak beklenen bir yapım olmakla birlikte, çıkışıyla beraber büyük bir hayal
kırıklığını da yanında getirmişti. Birçok yönden hatalar barındıran oyun pek de
tutunamamıştı ki, anlaşılan Rus yapımcılar kolay kolay pes etmeye niyetli
olmadıklarını gösterdi ve UberSoldier 2'nin yapımına başladılar. Şuan oyunun tam
sürümüne az bir süre kala "Rusça" demosu ile beraberiz.
En başta söylemekte fayda var ki; demo Rusça olduğu için haliyle bazı şeyleri
anlamak zor oluyor. Bu yüzden yapımı oynayabilmek için "Rasgele yöntemini"
kullanıyoruz. Yeni oyun seçeneğini seçtiğimizde önce karşımıza karakter gelişim
ekranı geliyor. Birçok özellik bakımından yararlı bir ekran. Bize verilen
belirli bir miktar puanımız var ve bu puanı istediğimiz miktarlarda; sağlık,
güç, hız, zırh gibi faktörlerde kullanarak karakterimizi geliştiriyoruz. Bu
aşamadan sonra nihayet bölüme başlayabiliriz.
Oyuna girdiğimiz bölüm, Call of Duty 2’nin Afrika Kıtası’na benziyor. Önümüzde
tek katlı minik evlerden, meyve sebze tezgahlarından büyük boyutlarda cami’lere
kadar hazırlanmış bir çevre var. İlk silahımız alman makineli tüfeği. Aynı anda
bir tabanca, iki tüfek, bazuka yada lav silahı ve son olarak el bombaları
taşıyabiliyoruz. Oynadığımız bölümdeki genel amacımız zırhlı düşman tanklarını
yok ederek ilerlemek tabi bu sıralarda düşman askerlerle de çoğu kez karşı
karşıya geliyoruz. Genellikle saldırı anında toplu bir hücum söz konusu.Bu
sırada yapay zekanın pek de iyi olmadığını fark ediyoruz. Pek akıllı değiller,
ama lav silahlı askerlere dikkat etmek gerekiyor. Pek fazla olmasalar da
karşımıza çıktıkları an bizim için büyük tehlike arz ediyorlar. Öldürdüğümüz her
düşmanın üzerinden silah ve mermilerini alabiliyoruz doğal olarak. Bununla
birlikte yine üzerlerinden düşen ve çevrede çeşitli noktalarda bulunan sağlık
paketleri de yardımımıza koşuyor. Araç gereç için diğer alternatif bir yol da
çevredeki sandıklar. Bu sandıkların her biri farklı amaca hizmet ediyor. Kiminde
tüfek mermisi, kiminde sağlık paketi, kiminde de füze başlığı gibi alternatifler
bizi bekliyor. Geçen yıllarla birlikte oyunlardaki gelişmelerde gözle görülür
şekilde artıyor, ama ne yazık ki bu gelişmelerden UberSoldier 2 pek nasibini
alamamış. Zaten gerçekçi bir oynanışla da karşı karşıya değiliz. İlk dakikalarda
sürekli üzerimize yağan askerlere karşı tek başımıza mücadele ediyoruz. Belirli
bir aşama kaydettikten sonra kendi birliğimiz bizi karşılıyor.Kalabalık düşman
birlikleri oluyor. İşte bu gibi durumlarda sol alt köşedeki mavi bir bar devreye
giriyor. Bu bar ne işe yarar? Bu bar aslında koruma kalkanını temsil ediyor. “Q”
tuşuna bastığımız anda koruma kalkanını oluşturup, bir süre zarfında dokunulmaz
oluyoruz. Bu kısıtlı zaman içerisinde olabildiğince hızlı davranmakta fayda var.
Oyunun biraz da görsel tarafına geçtiğimiz zaman grafiklerin şaşalı olmamakla
birlikte ortalamanın altında olduğunu söyleyebiliriz. Hele ki günümüz grafik
motorlarını görünce. Silah tasarımları detaysız hazırlanmış, karakterler ve
çevre tasarımları, silah tasarımlarına nazaran daha başarılılar. Özellikle
karakter hasar ve yaralanmaları güzel olmuş. Oyunda kan faktörü de var. Bir ara
çatıda ateş eden bir adama bazuka ile karşılık verdim ve vurulmanın etkisiyle
çatıdan aşağıya düştü. Hemen yanına gittiğimde adamın kan revan içinde kaldığını
gördüm. Fizikler ise büyük vazo, kutu, karpuz gibi nesnelerin yer değiştirmesi
ve parçalanmasından öteye gidemiyor. Silah seslerini de pek beğenmemekle
birlikte düşman diyalogları hoşuma gitti (Almanca sevdası). Kendi takımımız ise
nadiren de olsa Rusça olarak telsiz konuşmalarında bulunuyorlar. Fakat ilk
oyundaki gibi pek ilginç bir durum göremedim. Vasat bir İkinci Dünya Savaşı
oyunu demosuyla karşı karşıyayız...
Her ne olursa olsun UberSoldier 2’nin demo versiyonundan bahsediyoruz. Tam
detaylı bilgiler ve izlenimleri aktarabilmek için şüphesiz ki, tam sürümü
denemek gerekiyor. Gerçek oyun mevsimlerine yaklaştığımız şu günlerde bu tür
demolar, ilerde üzerimize yağacak sağanağının bir göstergesi olsa gerek. Eğer
diğer yapımlardan zaman kalırsa, UberSoldier 2’nin çıkışıyla birlikte alternatif
eğlence sunacağına inanıyorum. Eğer FPS sever biriyseniz demoyu bir kere
denemekten zarar gelmez.