Bazıları sadece seyreder
Daha önce Türk oyun sektörü ile ilgili bir şeyler karalamıştım. Ülkemizde yeni yeni var olan bu sektörü başlık yapmak ne kadar doğruydu bilemiyorum ama başlığa ‘Türk Oyun Sektörü’ yazarken biraz da içimdeki arzuya kulak vermiştim. Onlarca yıl geçmesine rağmen ‘gelişmekte olan… ‘ kategorisinden sıyrılamayan ülkemizde ‘oyun geliştiriciliği’ kavramının neden hala profesyonel iş olarak görülmediğine vurgu yapmak istemiştim.
Türk oyun sektörünü yoktan var edip, gelişimini sürdürecek girişimci sayısı yok denecek kadar az. Ufak tefek fikirleri olanlar, bu işi başaracağına inananlar da yeterli sermayeyi ya da destek eli uzatacak kimseleri bulamıyor. Oyun geliştirecek ekipleri boş verin, bu ekibin tek bir üyesini bile bulsak günlerce şükredecek durumdayız. Ara ara tünelin ucunda ışık beliriyor ama ya farklı yollara sapıp kayboluyoruz ya da o ışığın bir aldatmaca olduğuna inandırıyoruz kendimizi. Diğer ülkelere baktığımızda ise işlerin böyle yürümediğini fark ediyoruz. En ufak kıvılcımdan sektörü kasıp kavuracak yangınlar çıkartmasını çok iyi öğrenmiş firmalar, bilgilerini yüz binlerce dolar nakit paraya çevirebiliyorlar. Farklı farklı ekiplerle çalışıp, fikir ayrılıklarından, eleştirilerden, hoşnutsuzluklardan, şikayetlerden bir bir ders çıkartıp ‘nasıl daha iyi olabiliriz ?’ sorusunun cevabını arıyorlar. Bu arayış bir süreklilik içinde devam ediyor. Çünkü aradıkları cevabı buldukları an düşüşe geçeceklerini onlarda biliyorlar.
Kıpırdanmalar VarDünya oyun sektörü çan eğrisinin en tepesine doğru tırmanırken, bu süreçte pazarda yer edinmeye çalışan Türk girişimcileri de oldu elbette. Pek azı başarılı olabilmişken aradan sıyrılmayı başaranlar, şu an tüm dünyanın iştahla beklediği oyunları geliştiriyorlar. Peki söz konusu bu firmalar bilindik şeylerin ötesinde, neyi başarmış olabilirler ?
Biz oyunculara işin renkli kısımları, eğlenceli tarafları gösterilse de sonuçta tüm oyun stüdyoları birer şirkettir ve şirket olmanın gerektirdiği tüm niteliklere sahip olmaları gerekir. Binlerce çalışanınız dahi olsa bu çalışanlar arası koordinasyonu sağlayıp, şirket içi verim grafiğini en tepeye çıkartmazsanız, sektör için yaptığınız en iyi şey kurtlara yem olmaktan öteye gidemeyecektir. Bunun yanında geleneksel aile şirketi imajını bir kenara bırakıp, daha farklı ve yenilikçi şirket yapısını benimsemek gerekiyor.
Yatırım yapan kişi ya da kurumlardan bağımsız hareket edebilen çalışanların bulunması da şart. Öyle ki Türk oyun firması denilince çalışanların tamamının Türklerden oluşmasını beklemek de biraz yanlış. Yıllardır yaptığımızın aksine beyin göçünü ülkemize çekmek faydalı olacaktır. Aslında bakarsanız bunlar tüm şirket konuları için geçerli ama söz konusu video oyunları olduğunda işin boyutu biraz daha değişiyor. Değişkenlere ayak uydurup, kendini ispatlamış geliştirici ekipler de var elbette. Bildiğiniz gibi Taleworlds ve Crytek de bunların başında geliyor.