İşte çok zevkli, zevkli olduğu kadar da oynanması zor bir tür; menajerlik.
Sorumluluğunu taşıdığımız o kadar çok şey var ki, bazen içlerinde kaybolup
gidebiliyoruz. Stadyum işlerinden tutun da, reklam gelirleri, sponsorluk
anlaşmaları; bunların dışında tabii ki takım içi problemler, verilebilecek
taktikler, kadronun kurulması, antrenmanlar ya da sakatlıklar. Bu saydıklarımız,
menajerlik oyunlarının çeyreğini bile oluşturmuyorlar. En azından maça çıkacak
olan onbiri belirlerken bile, tüm oyuncuları tek tek tanımalı ve özelliklerini
bilmeliyiz. Başarının sırrı, futbolu ve adamlarımızı iyi tanımaktan geçiyor. Biz
ülke olarak futbolu çok seviyoruz, başarılı olmak için de fazlaca hırs
yapıyoruz, bu yüzden menajerlik konusuna genelde çoğumuz aşinayızdır. Bir takımı
sıfırdan başlayarak alıp üst düzeye getirmek, gerçekten kat edilmesi gereken
uzun bir yol. Bu uzun yol aynı zamanda bayağı bir engebeli. İnişler çıkışlar
kaçınılmaz, hatta başarısız olup işimize son verilmesi bile. Total Club Manager
2005, bir menajerin, kariyerinde yaşabileceği tüm sorumlulukları ve olayları
bize sunuyor. Bu da, bilgisayar başında geçirilebilecek uzun saatler anlamına
geliyor. Bu saatlerin boşa gitmeyeceğinden de hiç şüpheniz olmasın.
Bir menajerlik masalı
Total Club Manager 2005, bünyesinde birçok önemli ligi barındırıyor. Bu lig’ler
arasında Türkiye’yi de görmek gerçekten sevindirici. Sempatizanı olduğunuz
takımı alıp her şeyiyle sonuna kadar ilgilenebilme şansına sahipsiniz. Oyuna
başlarken, hiçbir kısıtlama ile karşı karşıya kalmıyorsunuz. Kariyerinize giriş
yaparken, kendi profilinizi yaratıyor, tamamen kendi belirlediğiniz koşullar
içerisinde çalışıyorsunuz. Örneğin, kulüp için hangi konular ile haşır neşir
olmak istediğinize siz karar verebiliyorsunuz. Yani, isterseniz stadyum ya da
antrenman işleriyle başkaları ilgilenebiliyor. Tabii bunlar sadece iki örnek, o
kadar dolu bir oyun ki, hiç boş vaktiniz olmuyor. İsterseniz başlangıçta kovulma
olayının olup olmayacağını da belirleyebiliyorsunuz. Ana diliniz ve konuştuğunuz
2. dili de seçiyorsunuz ki, bu yapmacık bir durum değil. Transfer
çalışmalarında, ana dilinizin yanında yardımcı diliniz de kuvvetliyse,
transferlerin sonuca bağlanma olasılığı daha da artıyor. Şöyle bir genelleme
yapmak gerekirse, Total Club Manager 2005’te hiçbir şey boşu boşuna yapılmamış.
Kullanmakta olduğumuz her seçenek bir sonuca bağlanıyor ya da başka bir
gelişmenin yaşanmasına sebep oluyor. Türkiye Ligi’ne baktığınız zaman, mevcut
ligimizdeki tüm takımlara rastlayabilmek mümkün. Bir de bazı takımların renkleri
düzgün ayarlanmış olsa iyi olurdu. Üstelik kadroların bazıları da günümüze göre
bayağı eski kalmış. Neyse, buna da şükür diyerek menajerlik hayatımıza start
veriyoruz.
Başlar başlamaz, ayrıntılar içinde kaybolup gidebileceğimizi düşünerek ufak bir
tedirginlik yaşıyoruz. Aslında, menajerliklere alışkın olmayanlar için, bu
tedirginlik önemli ve geniş boyutlara da ulaşabiliyor. Şahsen ilk başta ben de,
neyin nerede olduğunu bulma konusunda bayağı uğraştım. Menüler sanki biraz daha
kullanıcı dostu biçimde hazırlanabilirdi. Çok dip dibe duruyorlar ve en olmadık
seçenek alakasız yerlerde çıkıyor, bu da alışma süresinin uzamasına, oyuna çabuk
konsantre olamamamıza neden oluyor. Normalde, asıl ekranımız, mail’leri
aldığımız ekran. Bunun dışında, sağ üst kısımda bulunan “Home” tuşu ile evimizin
içine geliyor ve burada da esas seçeneklere ulaşım sağlayabiliyoruz. Tabii
burada da can sıkıcı bir durum var, mantık olarak evin içinde objelere
tıklayınca çeşitli menülere geçişler yapıyoruz, mesela oyuncu araştırma,
stadyumla ilgilenme ya da finansman bilgileri gibi. Buradaki objeler, bazen bizi
alakasız menülere götürebiliyorlar ve bu da yine alışma konusunda sıkıntılar
yaşamamıza neden oluyor. Menajerlik oyunlarına olan aşinalığa göre, bu süreç
kısa veya uzun sürebiliyor, ama inanın en sonunda leblebi gibi yiyeceksiniz
oyunu. Sadece biraz sabır.