Tomb Raider: Angel Of Darkness

Çıktı, çıkıyıyor, ertelendi derken Core Desing daha fazla Tomb Raider hayranlarını üzmek istemedi ve bu ayın başında oyunu piyasaya sürdü. Bir çok Tomb Raider severi ve Lara hayranının sabrını zorlayan oyunun çıkması 20 gün öne alınarak hayranlarının beğenisine sunuldu.

Bir çok oyuncu TR6'yı merakla bekliyordu. Bu merağın iki sebebi vardı. Birincisi TR4 ün sonunda öldüğü sanılan Lara Croft'un ne olduğunun cevabı TR6'da verilecekti. Biliyorsunuz TR5'te bu sorunun cevabını alamamıştık. İkincisi ise kafalara takılan bir soru idi. Oyun piyasalarının artık çok uçuk olduğu bir ortamda, TR6 kendisine ne şekilde bir yer bulacaktı? Çünkü artık devir Süper Mario devri değildi. Oyuncu güzel grafik, güzel ses güzel oynayabilirlik arıyordu. DeltaForce 5, Mafia, Battle Field 1942, Medal of Honor'ların taht kurmuş olduğu piyasada TR6'nın şansının ne olacağı bir çok oyuncu tarafından merakla bekleniyordu. Sonunda oyun elimizde ve incelemeye başladık. Böylece hasret bitsin.

Oyunu kurunca menulerin daha derli toplu olduğunu görüyoruz. Grafikler şimdiye kadar gördüğüm oyunlardan çok daha iyi. Makinayı zorlamasın diye 800X600 çözünürlükte oynadığım halde grafiklerdeki detaylandırmalar olsun, efektler olsun çok güzeldi. Göz uyumuna çok önem vermişler. Gözü yormayan renkler kullanılmış. TR3'te ki Londra bölümünü hatırlayın. Onun daha canlısı. "500 olan poligon sayısı, Angel Of Darkness ile 3500'ün üzerine çıkıyor" diyeyim siz gerisini anlayın.

Oyunun kısaca konusu şu şekilde

Lara, Paris'te yaşamakta olan Werner Con Croy'dan bir telefon alır. Kendisinden 14. yüzyıl tablolarını bir müşterisi için bulmasını istemektedir. Bunun üzerine Lara Paris'e gelir. Olayların başlangıç noktasıda burası olur hali ile. Werner Con Croy öldürülmüştür. Ama işin daha ilginç yanı, onun Lara tarafından öldürüldüğü düşünülmektedir. Lara'nın bu olaydan kurtulabilmesi için tek çaresi vardır. Gerçek suçluları bulmak. Peşindeki gazeteci ve polis ordusundan kurtulabilmek için Paris'in arka sokaklarında kaçmaya başlar. Birde bakmışınız, artık siz oynuyorsunuz.

Oyun, bizi Paris ve Prag gibi egzotik yerlere götürüyor. Karanlıklar Meleği, aslında birbirinden son derece farklı ve bağımsız üç oyundan oluşuyor. Üçüde ayrı bir oyun mekanizmasına sahip. Geleneksel Tomb Raider stili daha çok 2. oyunda görülecek. Burada artık Lara'yla bütünleşen şeylere rastlıyoruz: kayıp şehirler, görkemli yapılar, çevrede bol aksesuar falan. Lara, Paris ve Prag gibi yerlere bu bölümde seyahat ediyor ve bu bölümde oyunun yeni karakteri olan Kurtis'le tanışıyor.

Ses ve müzikler normal üstü. Müzik insanı yormuyor ve bıktırmıyor. Her bölümde daha başka müziği dinliyoruz. Müzikleri ehil ellerin hazırladığı belli. Şimdi sırası ile oyundaki değişiklikleri yazalım. Böylece eski Tomb Raider'cıları meraktan kurtaralım.