Savaşta herkes asker değildir...
Şimdiye kadar savaş oyunlarında hep öldüren, savaşan taraf olmuştuk. Ama her savaşın arkasında bıraktığı yıkım ve sefaleti hiç yaşamadık. This War of Mine, bize savaşın arka planında kalanların hikayesini sunuyor.Bize savaşın farklı bir yönünü vaat etmesi ile birlikte daha en baştan olumlu bir izlenim bırakan oyun, içine daldıkça çok daha fazla hayranlık uyandırıyor. Oyuna ilk başladığınızda harabeye dönmüş bir binada kendimizi 3 kişi ile buluyoruz. Bu karakterlerin her birinin kendine has özellikleri mevcut, kimisi silah kullanma konusunda uzman iken, diğeri yorulmadan uzun süre koşabiliyor veya daha fazla eşyayı yanında taşıyabiliyor.
Oyunda bütün survival oyunları gibi hayatta kalmamız için yağmalama yapmamız gerekiyor. Bu yağmalamaları ise oyunda gece vakti gerçekleştiriyoruz. Örneğin siz bir karakterinizle keşfe çıkarken bir karakteri bekçi olarak bırakabiliyor, diğerini ise dinlenmesi için uyutabiliyorsunuz.
Ben, barış için savaşmak istiyorum. -Albert EinsteinDışarıda yağma yapmak için aldığımız karakter döndüğünde yorgun oluyor ve dinlenmesi için bir sonraki gece evde bırakmak mantıklı bir seçim olarak karşımıza çıkıyor. Karakterlerimiz daima karnını tok, sırtını pek tutmak ise önemli rol oynuyor. Dışarıda topladığınız çiğ etleri eğer pişirmeden yedirirseniz karakterlerimiz bunları beğenmeye biliyor. Ama her hayatta kalma oyunu gibi This War of Mine’da da olaylar bu kadar kolay devam etmiyor. Örneğin yağmalama için gittiğimiz bir evde bizden daha kötü durumdaki insanlarla karşılaşabiliyor ve onlara acıyarak eşyalarına dokunmadan geri dönebiliyoruz. Oyunda ki karakterlerin oyuncuya yaptıkları etki oldukça güzel hazırlanmış. Hayatta kalmanın sadece yağma yapmakla bitmediğini, bazen yapılması zor tercihlerle bizleri baş başa bıraktığını çok başarılı bir şekilde anlatıyor This War of Mine.
Baştan başa bütün dünya, bir damla kanın yere dökülmesine değmez. -Sadi ŞiraziOyunda sadece tehlikeli insanlarla baş etmiyoruz, ayrıca açlık, hastalık, ve savaşmaya devam eden orduda bizim için büyük bir tehdit oluşturuyor. Örneğin gece vakti bir binayı yağmalamaya giderken orada bulunan askerler yüzünden eli boş dönebiliyoruz. Ve hatta geri döndüğümüzde arkadaşlarımız katledilmiş ve bütün erzağımız çalınmış olabiliyor.
Oyunda yaptığınız her eylem sizi kendi vicdanınızla baş başa bırakıyor. Oyunu uzun süre oynadıktan sonra, belki de gerçekten olacağı gibi soğuk kanlı olmaya başlıyor, ve kimsenin gözünün yaşına bakmadan, sadece hayatta kalmak için, hayatlara son verebiliyorsunuz. Savaşın soğuk ve karanlık yüzü oynadığınız her an yüzünüze bir tokat gibi çarpıveriyor.
Savaşın iyisi, barışın kötüsü yoktur. -Benjamin FranklinOyundaki tabiî ki craft sistemi de mevcut. Harabelerden topladığımız eşyalar ile bir çok araç gereç yapabiliyoruz. İster masa, sandalye, yatak ev eşyaları, istersek bizi eğlendirecek radyolar veya dışarıda kullanabileceğimiz silahları evimizde hazırlayabiliyoruz. Örneğin yağmalamak için dışarı çıkarken yanımızda daima kilit açmak için maymuncuk, önümüze çıkacak yığınları hızlıca geçebilmek için kürek bulundurmakta fayda var. Craft yapmak için oyunda kullanmamız gereken iş istasyonlarına ihtiyaç duyuyoruz, bunları yine çevreden topladığımız araç ve gereçler ile yapmak mümkün.