Sim City. Bu oyunu bilmeyen yoktur herhalde. Çıktığı andan itibaren milyonlarca insanın popüleritesini kazanan bu oyunu diğer oyunlardan farklı kılan nokta çoğu oyunun aksine yıkmak ve öldürmek yerine, yapmak ve yaşatmak üzerine dayalı olmasıydı. Oyunda “sim” adı verilen günümüz insanının çok zor mutlu olabilen ve istekleri asla bitmeyen varyasyonlarından oluşan bir toplumun yaşadığı bir şehir kurup yönetiyordunuz. Maxis’tekiler baktılar ki oyun çok satıyor, ne kadar oyun o kadar para politikası izleyerek Sim Ant, Sim Tower, sim zart, sim zurt gibi oyunlar yaptılar. Tabiki bu oyunlar Sim City’nin başarısına erişemedi bile. Çünkü oyundaki amaç hep aynıydı: Bir topluluğu yönetmek. Maxis oyunseverlere sürekli aynı şeyler sunuyordu. Zaman ilerledikçe Sim City‘nin 2000 ve 3000 adında iki yeni versiyonu daha çıktı piyasaya. Bunlar son derece beğenilen oyunlardı. Fakat oyuncular artık daha değişik birşeyler istiyorlardı.
Beklenen büyük devrim 2000 yılının başlarında The Sims ile yapıldı. Bu oyunda daha önceki oyunlarda koskocaman bir toplum olarak yönettiğiniz sim leri birer birey olarak ele alıp onların hayatlarını kuruyor ya da başlarına yıkıyordunuz.. Yani kısacası bir “hayat simülasyonu” idi The Sims. Oyun çıktıktan hemen sonra dünya çapında milyonlarca bilgisaya yüklendi. Her yaştan ve cinsiyetten insanın ilgisini çekti. İnsanlar bu oyunda kendilerinden birşeyler bulabiliyorlardı. Ya da olmayı istedikleri kişinin yerine geçip bir nevi sanal yaşam kuruyorlardı. İlişkiler kuruyorlar, iş hayatına atılıp kaderlerini belirliyorlardı. Günler ilerledikçe Maxis oyuna ek paketler hazırladı. House Party, Hot Date ve Vacation. Bu üç paketin de oyuna getirdiği farklı yenilikler vardı. House Party işin eğlencesinde olanlar içinken, Hot Date karşı cinsler arasındaki ilişkiler üzerine yoğunlaşıyordu. Vacation’da ise adı üstünde tatile çıkıyordunuz. En son çıkan genişleme paketi The Sims Unleashed de ise günlük hayatın son derece önemli bir parçası olan ev hayvanlarına değiniliyor. Tıpkı diğer paketler gibi bu oyunu oynamak için de The Sims oyununa ihtiyacınız olacak.
Önceki oyunda akvaryumdaki balıkları beslemeye üşendiğim için haftada 1 kere değiştiren biri olarak bu evcil hayvan fikri ilk başta beni korkuttu. Terfi etmeye çalışırken sosyal hayatı da aynı hızda götürmek için uğraşırken bir yandan da sürekli oraya buraya işeyen, havlayıp duran bir enik ile nasıl uğraşacaktım? Neyseki durum düşündüğüm kadar zor değilmiş. Evcil hayvanınız ile uğraşmak gerçekten çok zevkli. Bir hayvan sahibi olmak için ilk önce Hot Date deki Downtown’ın başka bir versiyonu olan Old Town a gitmeniz gerekiyor. Bunun için ahizeyi kaldırıp otobüsü(?) çağırmanız yeterli. Otobüse atladıktan sonra yine Hot Date deki gibi karşınızda Old Town ın izometrik görüntüsü çıkıyor. Buraya kendi dükkanlarınızı da yapabilmeniz mümkün. Oradan ev hayvanları satan yeri seçip zevkinize göre bir hayvan satın alıyorsunuz. Bu bir kedi ya da köpek olabileceği gibi egzotik bir kuş ya da bir kertenkele de olabilir. Fakat bir iguanadan terliklerinizi getirmesini bekleyemezsiniz, kendi çapında dolaşıyor kafeste aval aval. Hayvanınızı ve cinsiyetini seçtikten sonra fahiş bir fiyat ödeyerek evin yolunu tutuyorsunuz. Bu andan itibaren hayvanınız diğer karakterler gibi bir ihtiyaç göstergesine sahip oluyor. O da sizin gibi acıkıyor, sıkılıyor ya da yoruluyor.