1/2

The Polar Express

Arda Gündüz 3.06.2010 - 12:31
Kutuba giden bir tren kalkar evin önünden!
Platformlar PC
The Polar Express
Merlin Puanı 78
Artılar Bol bol mini oyun, bulmacalar, ara demo'lardaki kalite
Eksiler Oyun içi grafikler biraz daha kötü, ufak oyuncular için bazı bulmacalar zorlayabilir

Gece saat 23:55. Yatağına uzanmış ve kendini huzurlu gecenin kollarına bırakmış bir çocuk. Uyuyacak ve yepyeni rüyalar alemine dalacaktı, en azından kafasında böyle bir düşünce vardı. Herşey normal gözüküyordu, taa ki o müthiş gürültüyü duyana kadar. Oda sallanmaya başlamış ve eşyalar yere düşmeye başlamıştı. Pencereden baktı ve parlaklıktan daha da öte bir ışık gördü. Pijamalarıyla, o soğukta dışarı çıktı ve daha önce görmeyi aklına bile getiremeyeceği bir manzara ile karşılaştı. Koskoca bir ekspres, onu evinden almaya gelmişti. Kondüktör yaklaştı ve ona “Geliyor musun?” diye sordu. Çocuk ne yaptığını bilmez biçimde kendisini trende buldu. Nereye, ne için gittiği hakkında hiçbir fikri yoktu. Kimse ona, kutuba gidiyor olduğunu ve artık kimsenin inanmadığı Noel Baba ile tanışacağını söylememişti.

Bu tren nereye gider?

The Polar Express de, kitaplardan beyaz perdeye geçmiş olan bir konsept. Bu zincirin son halkası olarak, bilgisayar oyunu şeklinde karşımıza çıkıyor. Film, kaliteli motion capture görüntülerden oluşuyor. Çocuk, Noel Baba ve birkaç karakterin daha seslendirmesi, Tom Hanks gibi usta bir oyuncu tarafından gerçekleştirilyor. Yeni Yıl – Noel Baba ikilisine,eğlenceli ve biraz da çocuksu bir açıdan yaklaşıyordu The Polar Express.

Hemen başlangıçta, filmin orijinal trailer’ından görüntüler ile karşılaşıyor ve olayın başlangıcı hakkında fikir sahibi oluyoruz. Film ile aynı capture teknolojisinin kullanılması, ara video’ları oldukça kaliteli kılıyor. Surat ifadeleri, hareketler gerçeklerine süper benzetilmiş ve alkışı hakediyorlar. Başlangıç demosunun ardından, trene binmemizle birlikte ana oyuna geçip kontrolü devralıyoruz. Kitap şeklinde tasarlanmış ana menüde, üzerinde vakit harcanacak bir opsiyon bulunmuyor. Sadece bu menü içerisinde bonus bölümü dikkat çekebilir. Burada oyun boyunca toplayabileceğimiz oyuncak parçaları ile, ekstra içerikler açabilmek mümkün. Bu arada tuş ayarlarımızı yapabileceğimiz herhangi bir bölüm de bulunmuyor, çünkü zaten basit bir tuş sistemi mevcut.

Harry Potter serilerinde olduğu gibi, The Polar Express’de de çocuk kahramanımızı üçüncü şahıs görünümünden kontrol ediyoruz. Yalnız, kaliteli bir başlangıç demosundan sonra, oyun içi grafiklerinin düşüş göstermesi göze pek hoş gelmiyor. Gerçi gözleri rahatsız eden bir durum ortada yok, hatta cıvıl cıvıl grafikler var. Tasarım bakımından düşündüğümüzde ve ara demolarla kıyasladığımız zaman, işin rengi birazcık değişiyor. Can sıkıcı olan bir özellik de, hareket kabiliyetimizin oldukça sınırlı olması. İleri, geri, sağa ve sola gidebiliyoruz ama sanki yanlara doğru giderken bir sınır çizilmiş gibi ve biz bu sınırın ötesine nedense geçemiyoruz. Kamera açıları da zaman zaman bizleri zor durumda bırakabiliyor ve önemli noktalarda görüşümüzü engelleyebiliyor.

Mini mini oyunlar

Genelde mini oyunlar üzerine kurulu bir oynanış söz konusu. Tren içerisindeyken, her yeni vagona geldiğimizde bizi farklı ve açıkçası çok eğlenceli mini oyunlar beklemekte. Trendeki genel amaç, arkadaşlarımızın kaybolan biletlerini bulabilmek, bunu da başarabilmek için vagon vagon gezmeli, çeşitli engelleri ve bulmacaları aşmalıyız. Genel anlamda bakıldığında, The Polar Express, küçük yaştaki oyuncular hedef alınarak hazırlanmış ama bazı bulmacaları ve oyunları görünce bunun hakkında iki defa düşünmek zorunda kalıyoruz. Çözülemeyecek gibi değiller ama, belki ufak yaştaki oyuncuları daha da zorlayabilir ve belki de sıkabilirler.