The Outlast Trials inceleme (Erken erişim): The Outlast Trials, ilk defa 6 yıl önce karşımıza çıkan Outlast serisini yepyeni bir yöne doğru çeviren ama bu sırada özüne sadık kalmayı vaat eden bir oyun olarak karşımıza çıkıyor. 18 Mayıs’ta Erken Erişim sürümü ile mağazalarda yerini alan The Outlast Trials Erken Erişim sürümüne, yapımcının sağladığı kod ile biraz daha erken erişme fırsatımız oldu ve geçtiğimiz günlerde oyunun nasıl bir hale evrildiğini görme şansı edindik.
The Outlast Trials inceleme (erken erişim)
The Outlast Trials bizi Soğuk Savaş dönemindeki Murkoff Corporation deneylerine götürüyor ve bunları birinci elden test etmemizi sağlıyor. Test derken çoktan seçmeli sorular ya da “hangi bal daha lezzetli” gibi şeyler beklemeyin, burda ruhen ve bedenen sınırlarınızı zorlayacak olaylar karşısında ne kadar işe yarar durumda kalabileceğinizi görme fırsatı ediniyorsunuz. Üstelik yalnız değilsiniz, sizin gibi başka denekler de var ve birlikte testlere girebiliyorsunuz.
Outlast denince akla gelen ilk şey gece görüş özelliği olsa gerek, benim aklıma o geliyor en azından. Bu defa video kamera gibi ekstra cihazlar ile değil de, adeta vücudumuzun bir parçası haline gelen gece görüş gözlükleri ile etrafı görebiliyoruz. Bizi bıraktıkları ortamlarda gece görüşü işe yarar bir özellik olabilir ama gereksiz yere kullanmamak için çevredeki diğer şeyleri de kullanmak gerekiyor. Akıl sağlığımızı bozan toksinler, aklını çoktan kaybetmiş başka insanlar ve doğrudan bize tehdit oluşturan şeylere (insan diyemedim) karşı dikkatli olmak da önemli.
The Outlast Trials inceleme (erken erişim)
Oynadığım kısımlar Murkoff’un özel tesislerinde, her biri farklı temalardaki haritalarda, bu temaya uygun tuzaklar, dekor mankenleri ve tehlikeli canlılarla doldurulmuş testlere katılıp hayatta kalmaya çalışmamla geçti. Bu testlerin her biri bana ilerideki testleri daha rahat geçmemi sağlayacak geliştirme puanları ve sonunda gerçek özgürlüğe kavuşmayı vaat ediyordu. Tabi yanlışlıkla cama basıp ses çıkardığım için ölesiye dayak yemezsem.
Kendi karakterimizi oluşturabiliyor ve belirli bir sınır içerisinde özelleştirebiliyoruz. Saç sakal, kıyafet, görsel özellikler gibi bir sürü farklı özelleştirme seçeneği var. Birebir hayalinizdeki karakteri oluşturabileceğiniz kadar ayrıntılı değil ama buradaki amacımız hayatta kalmak, bence yeterli. Üstelik eşyalarla özelleştirebileceğimiz küçük bir hücremiz bile var. Hala bir hücre ama olsun.
The Outlast Trials inceleme (erken erişim)
Testlere ilk olarak elimiz boş bir şekilde giriyoruz ama bölüm içerisinde düşmanların dikkatini dağıtacak malzemeler, hem beden hem akıl sağlığımızı düzeltecek ilaçlar, durumu biraz lehimize çevirebilecek zımbırtılar bulabiliyoruz. Murkoff bizi tamamen boş göndermiyor aslında, kafamıza “taktıkları” gece görüş gözlüğü bedava! Ayrıca düşmanları kısa süre durdurabilecek, sağlığımızı yenileyecek ya da duvarların arkasını görmemizi sağlayacak ekipmanlar da bulunuyor. Testlerde kullanabileceğimiz ekipmanları merkezden satın alabiliyor, kendimizi ve ekipmanlarımızı da test sonunda aldığımız puanlar ile geliştirebiliyoruz.
Oyunun adı Outlast olabilir ama ikinci oyunun ne kadar iyi olduğu tartışmaya açık. Outlast Trials oynarken birinci oyunun verdiği gerginlik ve dehşet hissiyatına yakın bir hava aldım. Oyunu tek başınıza oynarken gerildiğiniz çok fazla yer oluyor, yeni korku oyunlarının vazgeçilmezi olan jumpscare öğeleri de bunu destekliyor tabi. Neyse ki jumpscare olayını korktuğum kadar abartmamışlar, bu bir artı.
The Outlast Trials inceleme (erken erişim)
Co-op özelliği ile öne çıkan bir oyunun tek başınıza oynarken canınızı sıkacak seviyede kötü planlanmış olmasını bekleyebilirsiniz (örneğin Redfall) ama şimdiye kadar oynadığım bölümler tek başınızayken bile rahatsız etmedi.
Oyunun Co-op tarafı ile ilgili yorum yapmak için henüz erken, geçtiğimiz Ekim ayında yayınlanan betada biraz test etme şansım olmuştu ama o betanın üzerine çok fazla geliştirme yapılmış. Oynadığım süre içerisinde ise herhangi bir co-op tecrübe edinme fırsatım olmadı. Oyun Erken Erişim olarak yayınlandıktan sonra biraz daha oynayıp bu kısmı güncelleyebilirim. Yine de etrafı gezerken “Şurada yanımda bir kişi daha olsa ne biçim geçerdik” diye düşündüğüm çok nokta oldu. Keyifli bir tecrübe olmasını bekliyorum.
The Outlast Trials inceleme (erken erişim)
The Outlast Trials Erken Erişim sürümü ile 18 Mayıs’ta hem Steam üzerinden hem de Epic Games üzerinden satışa sunulacak. Şu ana kadar denediğim kısımlar bana ilk Outlast havasını vermeyi başardı ve bu oldukça iyi bir ilk izlenim demek. Co-op kısmının oyundaki gerilimin bir kısmını alıp, takım arkadaşlarının yaptığı şeylerin oluşturduğu dehşetler ile dengeleyeceğini düşünüyorum.
Erken Erişim sürecinin ne kadar süreceği henüz belli değil ama oyun şu haliyle bile oynanabilir durumda gözüküyor. Bazı bölümlerde zorluk dengesi bana ayarsız geldi ama bunda benim stealth oyunlarındaki yeteneksizliğimin de etkisi var gibi hissediyorum. Ayrıca bazı hatalar ile de karşılaştım ama bunların hepsi Erken Erişim aşamasında olmasını kabul edebileceğim şeyler. Şu haliyle oyun gayet güzel gözüküyor, performans açısından neredeyse hiç sorun yaşatmıyor ve oynanışı da türü sevenler için gayet keyifli.
The Outlast Trials inceleme (erken erişim)
Erken Erişim boyunca daha fazla test bölgesi, yeni yetenekler ve karakter özelleştirmeleri geleceği söyleniyor. Ayrıca karakter gelişiminin daha ayrıntılı bir şekilde işleneceği de belirtiliyor. Hem ilk Outlast oyununu seven hem de keyifli bir korku - Co-op tecrübesi yaşamak isteyen oyuncuların beğeneceği bir oyun gibi gözüküyor. Ayrıca oyun Türkçe dil desteği ile geliyor! Bu da oyuncular için güzel bir haber.