The Last of Us Part I PC inceleme: 2013 yılında PlayStation 3 konsoluna özel olarak çıkarak oyun dünyasına etkili bir giriş yapan The Last of Us, ardından PlayStation 4 konsoluna remastered sürümü ile gelerek yeni neslin peşini bırakmamıştı. Geçen bu on yıllık süre zarfında Part II (The Last of Us Part II inceleme) adı altında ikinci oyununu çıkarmış ve oyuncular arasında büyük tartışmalara hatta bölünmelere neden olmuştu. Geçtiğimiz yaz seri tekrar sessizliğini bozdu ve hem televizyon uyarlamasını hem de ilk oyunun yeniden yapımına imza atacağını duyurdu.
Dead Space, Resident Evil 4, Final Fantasy VII ile kıyaslandığında genç kalan The Last of Us bu kez de yeniden yapım için daha erken olduğunun düşünülmesiyle yine kitleleri bölmüştü. PC tayfası ise yıllar sonra yeniden yapımın bahanesiyle seriye giriş yapabileceğinin sevincinden daha tuzu kuru bir şekilde çıkacağı günü beklemeye başlamıştı, ancak bazısının sevinci oyunun çıkışıyla biraz kursağında kalacaktı.
Bir yeniden yapım olması sebebiyle hikayesini elbette bilenler vardır ancak zamanında oynayamayıp PC’de ilk kez deneyimleyecekseniz sizi bir kıyamet sonrası dram hikayesinin beklediğini söyleyebilirim. Medeniyet bir mantar salgını tarafından yok olmaya başlar, hayatta kalanlar da yaşama bir biçimde tutunmaya. Sadece enfekte olup dönüşenler de yoktur, kaosun ortasında acımasızlaşan insanlar da dört bir yandadır. Son ana kadar oynamanız için gerekli motivasyonu oluşturan merak uyandırıcı hikayesiyle sizi içine çekmeyi başarır.
Oyunu bitirdikten sonra Left Behind isimli hikaye eklentisiyle de senaryoda gizli kalmış sahnelere tanıklık edebilir, ana oyunla benzer bir tat alabilirsiniz.
The Last of Us, üçüncü şahıs bakış açısına sahip bir aksiyon-macera oyunudur. Gizlilik, nişancı veya yakın dövüş yeteneğini kullanarak dönüşmüş insanlara veya silahlı gruplara karşı üstün gelmeye çalıştığımız bir oyundur aynı zamanda. Bu süreçte elinizdeki silahları tezgahta geliştirebilir, topladığınız kaynaklarla malzemeler üretebilir ve yeteneklerinizi arttırabilirsiniz.
Çatışma anlarında keyifli yakın dövüş dinamikleri ve tatmin eden bir çeşitlilik barındırdığını söyleyebilirim. Her çatışma sonrasında oraya merdiven daya, buraya dolap ittir derken bazen tekrara düştüğünü de hissedebilirsiniz ancak genel olarak oynanıştan memnun kalacağınızı düşünüyorum.
The Last of Us Part I’in, olay örgüsünde ve oynanış gidişatında değişikliğe gidilmeyen bir yapım olduğunu ifade etmek mümkün. Yani demek istediğim daha önce PlayStation 3 ve PlayStation 4 konsollarında orijinalini deneyimlediyseniz farklı bir ilerleyiş sunmasını beklememeniz gerekiyor.
Aslına sadık kalınmış ancak modernleştirilmiş oyun mekaniği ve iyileştirilmiş kontrolleri ile orijinal deneyimi pekiştirmeyi başarmış. Yüz animasyonlarındaki gelişim daha gerçekçi bir görünüm kazandırmış. Bunun yanı sıra diğer oyun içi animasyonlara da özenilmiş hatta yeni animasyonlar bile eklenmiş. Örneğin çalışma tezgahındaki animasyon çeşitliliği oldukça hoşuma giden yeniliklerden oldu. Her bir silahın her bir gelişimine özel farklı eylemler görmek oldukça hoştu.
Elbette çevre tasarımları da unutulmamış. Binalar, duvarlar, çevredeki objeler ve birçok şey yeniden dizayn edilmiş. Oynarken pek anlaşılmayabilir ancak orijinale dönüp bakıldığında çok fazla detay ekledikleri görülüyor. Bitki örtüsünün özellikle iç mekanlarda yoğunlaştırılması, bazı bölümlerin renk paletinin ve atmosferinin değiştirilmesi, fiziğin daha gerçekçi hale gelmesi bunlardan birkaçı.
Fizik demişken örneğin araba camlarını artık kırabiliyoruz. Bunlar küçük detaylar olsa da gerçek zamanlı yansımalar, daha kaliteli gölgelendirmeler fark edilebilir boyutta. Ayrıca orijinalinde yer almayan permadeath modu ve zamanla yarışmayı sevenler için speedrun modu da konulmuş.
Part I’e özel Türkçe seslendirme yapıldı, yani orijinalinde sadece Türkçe altyazı seçeneği vardı. Filmleri dublajlı izlemeyi sevmeyen biri olarak Türkçe seslendirme ile oynamanızı tavsiye ediyorum. Ana diliniz Türkçeyse sırf NPC’lerin Türkçe sövüp sayarak bizi aradığını duymak için bile denenir.
Geliştirilmiş fotoğraf modu da oyundaki yeniliklerden biri. Ben bayağı bir vaktimi burada harcadım diyebilirim. Karakter olmadan alınan çevre görselleri, logoyu istediğim yere yerleştirerek arka planlık ekran görüntüleri yakalamak çok eğlenceli bir uğraş oldu benim için. Zorluk seviyesi hem arttırılmış hem de erişilebilirlik seçeneklerinde detaylı bir özelleştirme sunulmuş. Örneğin düşman algısını veya isabetliliğini düşürebiliyorsunuz, düşmanların arkadan saldırmasını kapatabiliyorsunuz. Bunun gibi kolaylıklar sağlayan seçenekler mevcut.
Oyunu bitirdikten sonra puanlarınızı kullanarak açabileceğiniz yeni kostümler, silah kaplamaları, oyun içi kullanabileceğiniz görüntü filtreleri ve hileler de eklenenler arasında. İkinci oyunda da bulunan pop-poster filtresi benim favorim oldu ama fazla canlı renk görmek istemeyenlere tavsiye edip sorumluluk almıyoruz. Bu yapımın getirdiği özellikleri daha detaylı okumak istiyorsanız PlayStation 5 için yazdığımız The Last of Us Part I inceleme içeriğimize de bakabilirsiniz.
Oyun NVIDIA'nın DLSS Super Resolution (DLSS 3.1) ve AMD'nin FidelityFX Super Resolution (FSR 2.2) teknolojilerini desteklendiği; bunun yanı sıra PC için oluşturulan doku kalitesi, hareket bulanıklığı, gölgeler, yansımalar gibi pek çok grafik ayarının da mevcut olduğu açıklanmıştı. 21:9 ultra geniş ve 32:9 süper ultra geniş görüntü oranı, 4K desteği ve 3D ses de öne çıkan özellikler arasındaydı.
Steam’e geldiği daha ilk günden neredeyse %70’ e yakın negatif oy aldı ve yorumlar ise optimizasyon sorunlarıyla doldu. Hemen aynı gün Naughty Dog performans sorunları üzerinde hızlı bir şekilde çalıştıklarını ve yama getireceklerini duyurdu. İncelemeye başladığım günden bu yana biri büyük dört yama yayınlandı. Toparladı mı peki? İşte tam o konuya geliyoruz.
Oyunu ilk açtığınızda menüde gölgelendiriciler oluşturulmaya başlıyor. Ancak GPU ve CPU neredeyse %100, VRAM 5000’i aşmış, bellek 10’a dayanmış. O an diyorsunuz, ya çökecek ya donanımlar yanacak. Ben sonuna kadar bekledim. Bu işlem sürerken oyuna girmeyi de denedim, ancak doğal olarak takılmalardan ve FPS düşüşlerinden oyunu oynayamadım. İki saate yakın geçen süreden sonra oluşturma işlemi tamamlandı. İşlem bittikten sonra ara ara GPU ve CPU kullanımı %90’lara inmeye başladı, büyük bir değişim olmadı yani. Kendi adıma tamamlanınca performansın düzeleceğini sanmıştım.
Önerilen sistem gereksinimlerini karşılamama rağmen oyunum düşük kalitede başlatıldı. Grafik ayarlarını 8GB’lık ekran kartıma (RX 5500 XT’ye) göre arttırmaya çalıştım. Ultraya çekmeye çalıştığımda ise VRAM’i oldukça aşıyordu. Ben de yüksek grafik ayarlarıyla, FSR’yi kalitede açarak oyunu bitirdim. Bu şekilde stabil 30FPS aldım. Düşük grafik ayarlarıyla FSR açınca 60FPS’i anca görebildim. İnceleme için VRAM’i hayli aşmasına rağmen ultra grafik ayarlarıyla ve FSR kapalı açtığımda daha istediğim bir görüntü karşımda vardı ama bu sefer de stabil olmayan 10 ile 30 arasında değişen FPS değerleri görünüyordu.
Benim size tavsiyem eğer sisteminiz çok yüksek bir sistem değilse optmizasyon sorununa karşı FSR’yi dengeli veya performans modunda açmanız, ardından gölge ve yansıma ayarlarını düşük tutup, kaplamaları VRAM’e göre orta veya yükseğe çekmeniz yönünde. Grafik ayarlarını arttırırken VRAM’i aşmamasına özen gösterin, yoksa her an çökebilir. Benim oyunum iki kere çöktü. Ayrıca donanımların sıcaklık seviyesini de belli aralıklarla kontrol etmeniz de fayda var.
FSR ve DLSS konusuna gelirsek, bir AMD kullanıcısı olduğum için sadece FSR’yi deneyimleyebildim. FSR açıkken görüntüde özellikle saç çevresinde ve göldeki yansımalarda pikselleşme sorunu yaşadım. Ayrıca keskinlik efekti beni rahatsız edenlerden oldu. Ayarlardan keskinliği düşürmem de pek görüntüyü değiştirmedi. Buna karşın titreme sorunu çok sık olmasa da var.
Birçok oyunda FSR teknolojisini kullanan biri olarak ciddi performans sorunu yaşamıyorsanız bu şekilde bu oyunu oynamanızı tavsiye etmiyorum. RTX 3070 ekran kartı ile DLSS açıkken denediğimizde ise yüksek grafik ayarında performans ve görüntü olması gerektiği kadar başarılı değil. FPS ise ortalama 48-58 bandında geziniyor.
Bekleme ekranı için de konuşalım biraz. PlayStation 5’te on beş saniye gibi bir sürede oyun açılırken, benim PC’de beş dakikadan aşağıda açılmadı. Yine yüksek sistemlerde bu bekleme süresinin bir dakikaya yakın olduğu paylaşılıyor. Önerilen sisteme sahip biri olarak bu süreyi makul karşılamıyorum. Ben sistem gereksinimlerinin yalancısıyım. Ayrıca ekipten başka bir arkadaşımızın yüksek hızlı SSD'ye rağmen uzun yükleme süreleri gördüğünü de ekleyelim.
Gelelim yama kısmına. İlk yamada çökme sorununa ve diğer ufak sorunlara odaklandıklarını yama notlarında paylaştılar. İkinci yamada da bellek kullanımını azaltmaya gidildi. Tabi bunlar küçük yamalardı. İkinci yama sonrası oyuna tekrar girdiğimde bir de baktım ki tekrar gölgelendiricileri yüklüyor. En baştan! Koca iki saatim çöpe gitti resmen. Sanırım en çok sinirlendiğim şey bu oldu. Daha yüksek ekran kartlarında bu işlemin minimum 40 dakikaya düştüğü söylense de yine de bu çok uzun bir süre. Bu süreçte donanımları sonuna kadar sömürmesi de apayrı.
Dördüncü ve ilk büyük 14GB’lık yama 7 Nisan tarihinde yayınlandı. Steam Deck için de iyileştirmeler taşıyan bu yamanın yine önceliği çökme ve kitlenme sorunuydu. Bu yamadan sonra benim oyunum düzelmek yerine daha kötüleşti. Normalde oynanışta veya ara sahnelerden önce bekleme ekranı yemezken bu yamadan sonra dümdüz yolda yürürken bile “lütfen bekleyiniz” yazısı yer oldum. Özetle bu oyunun daha çok yamaya ihtiyacı var.
Ekip olarak DualShock 4 ve DualSense kontrol cihazları ile oyunu deneyimledik. Bu noktada konsoldaki ile aynı deneyimi sunduğunu söyleyebiliriz. Bizim başımıza gelmedi ancak yine optimizasyon sorunlarına bağlı olarak analogların yanıt vermemesi şikayetinin de bulunduğunu hatırlatalım. Tüm bunlara rağmen Klavye/Mouse desteği de fena değildi.
The Last of Us Part I oynanış olarak, hikaye olarak ve diğer tüm yönleriyle mükemmel bir yapım. Her oyuncunun deneyimlemesini önermekle birlikte, özellikle hem az korku gerilim olsun hem ben arada eğilip fıtı fıtı giderek gizlilikle düşman indireyim hem de beni senaryosu ile bir ağlatıp bir güldürsün diyorsanız bu tam sizlik.
Üst paragrafta her şey iyi hoş gidiyordu. Eğer çok yüksek ekran kartına ve sisteme sahip değilseniz ben şu an için The Last of Us Part I’i PC’de oynamanızı tavsiye etmiyorum. Hem oyundan almanız gereken keyfi çökmeler ve performans düşüşleri baltalayabilir hem de performansı arttırayım derken grafik ayarlarını düşürerek bu harika grafiklere sahip oyunu ziyan edebilirsiniz. Yani özetle oyun PC’de düzelene kadar oynamanızı tavsiye etmiyorum. Ne zaman düzeleceği ekiplerin çalışmasına bağlı olsa da ben kısa bir sürede başarabileceklerini de pek sanmıyorum. Oyun çıkalı iki hafta oldu ve hala düzelen çok az şey var.
Oyun Steam’de 60 dolar fiyat etiketiyle satışta. 70 dolar etiketiyle çıkan PlayStation fiyatını eleştirmiş biri olarak PC’ye ilk kez gelmesinden ve yeni nesil bir remake olmasından dolayı kabul edilebilir görüyorum. Tabi bu remake ise yakın zamanda çıkan ve oynanış ve senaryoda ciddi değişiklikleri olan Resident Evil 4 için hangi terimi kullanmalıyız o da başka bir günün tartışma konusu.
kullandığınız ekran kartı 5500 serisi.. oyunun minimum sistemi gereksinimini karşılamıyor. Ram kaç GB?Kullandığınız işlemci nedir ? Ancak görünen o ki oyunda optimizasyon çok sorunlu. Tavsiye edilen ayarlar için i7 işlemci önermesi çok dengesiz olduğunun ıspatı.
------------------------
Şöyle bir not ekleyelim, incelemeye de ekleriz olmadı: Oyunu 3 farklı sistemde denedik, 5500 XT, 2080, 3070Ti. üçünde de aldığımız performans çok kötü. Hatta 2080'i olan editör arkadaşımız kendisi satın almıştı oyunu çok sevdiği için. Açamadı ve hemen iade edip gibi RE4 Remake satın aldı.
Bakın bu arkadaş Last of us hayranı ve defalarca bitirmiş birisi. Fakat oyunu ön siparişle aldı ve çıktığı gibi büyük hayal kırıklığı ile iade etti. Bu oyunun kalitesini değiştirmez ama PC portunun facia olduğunu bizlere göstermiş olur.