ArtılarGörsel ve işitsel olarak çok iyi, 3 oynanabilir karakter ve gerçekçi Londra şehri.
EksilerKontroller ve kamera açıları, ağır dil, iyileşme sistemi.
Dünyada en çok gidip görmek istediğim yerler arasında gelir Londra. Gerek
coğrafyası gerekse de insanları için gidip görülesi bir şehirdir. Çoğu metropol
şehirde olduğu gibi, Londra'da da bazı kirli işler dönmektedir. İşte o "bazılar"
2 yıl kadar önce Getaway'e yansımıştı. Ben konusundan çok şehri görmek için
oynamıştım. Aslında oynamaya çalışmıştım çünkü oyunun grafik ve konu dışındaki
her bölümünde hata kaynıyordu. Ve bu yüzden Sony altındaki Team Soho çok
eleştiri aldı ve oyun hit olmanın yakınlarından bile geçemedi. İkinci oyun ile
gönülleri alacağını söyleyen firma yetkilileri, herkesi meraklandırmaya yetecek
kadar screenshot'ı yayınladı. Şahsen Driver 3'ten ağzım yandığı için, Getaway
2'yi üfleyerek oynamayı düşünüyordum ki, tarih tekerrür etti. Gerçekten de
berbat bir Pazartesi bugün!
Siyah Pazartesi de ne demek?
Getaway 2'nin konusu biraz dramatik, biraz da sürprizler sunabilen sağlam bir
alt yapıya sahip. İlk oyundan iki yıl sonra, Londra'da geçiyor. İlk oyundan
bildiğimiz Mark Hammond ve Frank Carter gitmiş yerine üç adet yeni karakter
gelmiş. Eddie O' Connor; kaslı mı kaslı bir yumruk makinesi. Sam; 19 yaşında bir
kız ve Eddie'ye hackerlık konusunda yardım ediyor. Bir ninja gibi gizli gizli
ilerleyebilmekle beraber çok şık akrobatik hareketlere sahip. Son olarak da Stg.
Ben Mitchell bulunmakta. Polis olması, onu kurallara uyan biri haline getireceği
anlamına gelmiyor. Bazen acımasız bazen de mantıksız davranan bu üçlü, oyun
süresince görevleri paylaşıyor. Sam ile çok oynamasanız da Eddie ve Mitchell ile
oynamak yetiyor. Bu üç karakter ile oynama fikri hoşuma gitti. Oyundan hemen
bıkmamanıza yarıyor diyebiliriz(tüm incelemeyi okumadan karar vermeyelim). Konu
genel de Mitchell üzerinde yoğunlaşıyor. Kendisi zamanında orduda yer almış
sonra da özel birliğe geçmiş bir hapçı. Ama kader ona, genç bir çocuğu arkadan
vurunca ağlarını örmeye başlar. 2 yıl uzaklaştırma alan Mitchell tekrar birliğe
katılır. Ama herşey umulduğu gibi değildir. Buradan sonrasını anlatmak heyecanı
bölmek olacağından susma hakkımı kullanmak istiyorum.
Herhalde Londra hiç bir oyunda bu kadar gerçekçi ve güzel gözükmüyordur. Orada
yaşayan insanların dediklerine göre Team Soho bu konuda harika bir iş başarmış.
Doğal çevre yapısı aynen oyuna aktarılmış. Grafik kalitesi zaten süper. Oyunun
ilk saniyelerinde bu gerçeği anlıyorsunuz. İlk oyunda bir saatten fazla
sinematik vardı. Black Monday'de bu süre daha da artmış ve zaten ilk oyunda çok
iyi gözüken suratlar, bir kademe daha yükselmiş. 20 kişi üzerinden yapılan
mo-cap teknolojisi görülmeye değer. Karakterlerin mimikleri çok gerçekçi.
Bedenleri gerçeğe uygun hareket ediyor ve dudak senkronizasyonu büyük ölçüde
başarılı. Oyun içi grafiklerde sinematiklerden aşağı kalır değil. Şehir harika
gözüküyor. Araçların hepsi lisanlı ve gerçek çizimlerini çok iyi yansıtıyor.
Işıklandırma ve gölgelendirme iyi dedik mi oyunu görsel olarak tamamlamış, neden
"güzel" dediğimizi anlatmış bulunmaktayız.