1/2

The Chronicles of Riddick: Escape From Butcher Bay

Merlinin Kazanı 3.06.2010 - 12:31
Xbox'daki en etkileyici FPS'ye hazır mısınız? Riddick kuralları yeniden koyuyor.
Platformlar XBox
The Chronicles of Riddick: Escape From Butcher Bay
  • Yapımcı - Yayıncı Starbreeze - VU Games
  • Çoklu Oyuncu: Yok
  • Oyun Türü: Aksiyon
  • Web Sitesi
Merlin Puanı 92
Artılar Mükemmel grafikler. "Motion Capture" teknolojisi. Vin Diesel'in kendi sesi…
Eksiler Otomatik save sistemi sayesinde oyun kolaylaşıyor. Multiplayer modu yok.

Butcher Bay… Galaksinin en ölümcül ve en kokuşmuş hapishanesi. Gardiyanlara verilen rüşvetler sayesinde, hemen her gün işlenen cinayetler, hapishanenin kötü ününü biraz daha arttırmıştır. Kainatın en çok aranan, karizmatik suçlusu Riddick’in gönderilmesiyle iyice karışacak olan bu hapishanenin, arkasındaki sır perdesi birazda olsa aralanacaktır. Daha gezegene adımını atar atmaz “Siz beni tanımıyorsunuz galiba!” edasıyla, hapishanenin çetelerine ve rüşvetçi gardiyanlarına başkaldırışı, Riddick’in aksiyon dolu macerasının başlamasına sebep olur. “Chronicles of Riddick: Escape from Butcher Bay”, ünlü Butcher Bay hapishanesinden kaçışımızı konu alan ve gizlilik unsurlarını içeren, oldukça başarılı bir FPS (First Person Shooter). Hiç düşmeyen temposu, mükemmel grafikleri, ünlü aktörlerin seslendirdiği karakterleri ve motion capture teknolojisiyle hazırlanmış videolarıyla “Riddick”, konsollarda uzun süredir yokluğunu hissettiğimiz FPS türünün çok başarılı bir örneği.

You can not escape your destiny!

Kontrolleri alır almaz, kısa süreli ve bol aksiyonlu bir rüyayı oynuyoruz. Burası aslında oyunun “training” bölümü. Kontrollere alışmamızın beklendiği bu bölümde dikkatimizi en çok iki nokta çekecek kuşkusuz. Birincisi, oyundaki karakterimizin ünlü aktör Vin Diesel’in ta kendisi olması. Sadece yüzünü benzetmekle kalmayıp, vücudunu bile aktörün aynısını yapmayı başarmışlar. Karakterimizin sadece gölgesini bile görsek, onun Vin Diesel olduğunu anlamamıza yetiyor. İkincisi ise, mükemmel grafikler. Xbox konsollarımızda “Doom 3”ün çıkmasını dört gözle beklerken, Riddick’in grafiklerini görüp de hayran kalmamak elde değil. Alıştırma bölümünün bir veya iki dakika sürmesi gerekiyor aslında. Ancak grafiklere inanamayıp, etrafı iyice incelemek ihtiyacı duyabileceğinizi, sadece gölgenizin bile verdiği tepkilere tekrar tekrar bakacağınızı söyleyebilirim. 

İlk intiba'nın yarattığı bu karşı konulmaz etkiyi bir kenara bırakıp, oyunun yapısını biraz daha irdeleyelim. İzlediğimiz son derece atmosferik ve etkileyici videoların ardından, hücremize getirilişimizle oyuna başlarız. Bir hapishanede olduğumuzdan ne bir silaha, ne de kaçacak bir deliğe sahibiz. Mahkumlara verilen kısa süreli bahçe iznini çevredeki insanlarla tanışarak geçirmeyi tercih ederiz. Genelde konuştuğumuz insanlar hapishanedeki bir çeteden ve bu çetenin başı olan birisinden söz ederler. Anlarız ki, bu adamı öldürmemiz bize hapishanede büyük bir otorite sağlayacaktır. Oyundaki ilk görevimiz kesici veya delici bir silah bulmamız olacaktır. Bunun için ise Molina isimli bir mahkumu öldürmemiz istenir. Çıplak elle öldürdüğümüz ilk mahkum, bize hem tornavida gibi tipik bir hapishane silahı sunacaktır, hem de düşmanlarımızın yumruklarımız karşısında aldıkları gerçek zamanlı hasarları daha iyi kavramamıza yardımcı olacaktır. Tornavida, cam parçası gibi gizlenmesi kolay silahlarla hapishanedeki ilk görevlerimizi tamamlarız. Dikkat etmemiz gereken en önemli unsur herhangi bir gardiyanın yanında silahımızı ulu orta göstermememiz. Elinde silah olan bir mahkuma uyarı yapmak yerine, onu kurşun manyağı yapmayı tercih eden gardiyanların olduğu bir mekanda, silahlarımızı saklamamız en iyisi. Nihayetinde, hapishanenin ele başı olan bu zât-ı muhteremi öldürdükten sonra, kaçış planımızı hazırlamaya başlarız. Mahkumlara karşı saygı kazandığımızdan bize uygun bir an yaratıp revire gitmemizi sağlarlar ve artık geri dönülmez bir maceraya atılırız.

I can escape anything…

Riddick su katılmamış bir FPS oyunu, başlardaki minik alıştırma bölümünü ve hapishane içindeki çeşitli olayları atlattıktan sonra artık kaçış planımızı pratiğe dökmenin zamanı gelmiş olacaktır. Oyunun başında, hiçbir silahı kullanamıyoruz. Her silahın DNA’ları tanıma gibi bir özelliği var. Bu yüzden oyundaki ilk ve en önemli görevimiz database’e gidip kendi DNA’mızı silahlara tanıtmak. Tanıtma olayını gerçekleştirdikten sonra silahlar elimizde iken son derece ölümcül olacak ve nihayet standart FPS’lerden alıştığımız gibi dilediğimiz gibi katliam yaratabileceğiz.

Elimizdeki silahlarla son derece ölümcül olacağımız gerçeğinin yanı sıra asıl ölümcül olan noktamız, düşmanlarımıza gizlice yaklaşıp tek bir bıçak darbesi ile alt etmemiz. Sol analog tuşa basıp eğildiğimizde, sessizce hareket edebilme moduna geçiyoruz. Bu modda gölgeleri iyi kullanabilirsek hiçbir düşmana yakalanmama imkanına kavuşuyoruz. Eğilme modundayken karanlık bir köşeye gittiğimizde ekran maviye dönüşüyor. Bunun anlamı hiçbir düşmanın bizi göremeyeceği oluyor. Ekran mavi iken olduğumuz yerde bekler rakibimiz arkasını döndüğünde yavaşça yaklaşır, bıçağımızı saplarsak, düşmanımızı tek hamlede öldürmüş oluyoruz. Eğer gizlice ilerlemekte olduğumuz bir mekanda isek, tıpkı Thief ve benzeri gizlilik oyunlarında olduğu gibi öldürdüğümüz askerlerin cesetlerini saklamamız gerekiyor. Cesedin yanına gelip “X” tuşuna bastığımızda, kolundan tutuyor gölge bir yere kadar sürükledikten sonra tuşa bir kez daha basınca, cesedi orada bırakmış oluyoruz.

2/2

Son derece atmosferik olan oyunda, kendimizi Butcher Bay’in gizemine iyice kaptıracağımızdan save etmeyi hep unutacağız. Bu yüzden otomatik olarak gerçekleşen save sistemi oyuna çok güzel oturmuş. Tıpkı Halo’da olduğu gibi önemli bir yere geldiğimizde yada yeni bir mekana girdiğimizde oyun kendini save ediyor. Bir başka güzel nokta ise, “Sağlık yenileme sistemi”. Çoğu oyunda sağlık paketleri bulmak, oyunların gerçekçiliğini azaltırdı. Riddick’te ise, ilk bölümlerde son derece sıkça, ileriki bölümlerde ise daha nadir bulabileceğimiz, sağlık makineleri var. Genelde duvarlarda asılı olarak duran makineleri kullandığımızda maksimum dört blok sağlık yeniliyorlar. Her makinenin sınırı kadar sağlık paketini alırsak yeniden doldurulana kadar kullanım dışı oluyorlar ve kendi kendilerine yenilenmiyorlar. Yeniden kullanılabilir hale gelmeleri için çok nadir de olsa askerlerden düşen sağlık doldurma tüplerini bulmamız gerekecek. Bu tüpleri bulduğumuzda, daha evvel kullanıp dibine kadar tükettiğimiz makineye yeniden yükleme yapabilir, sağlığımızı yeniden tam hale getirebiliriz. Bir diğer sağlık makineleri ise içine oturabileceğimiz büyüklükte olanlar. Bunlar ise, sağlığımızı tam doldurmakla kalmayıp ekstra bir blok daha ekliyorlar.

Okey then. Get the hell out of here!?!

Olağanüstü grafiklerle bezenmiş oyunun, dinamik gölge ve ışık efektlerinin mükemmelliği göz dolduruyor. Özellikle çıplak elle dövüştüğümüzde fark edeceğimiz gerçek zamanlı hasar modellemesi çok başarılı. Darbe alan her karakterin arkasındaki duvara veya cisme sıçrayan kanlar oldukça gerçekçi. Karakter animasyonlarında ufak tefek pürüzler olsa da özellikle yumruklara karşı verdikleri tepkiler hiçbir oyunda göremeyeceğiniz kadar doğal. İlk bakışta Doom 3 grafiklerini andıran haritalarda, dokulara gereğinden fazla yaklaşırsanız maalesef düşük çözünürlükte olduklarını fark ediyorsunuz. Yine de Xbox’da bugüne kadar gördüğümüz en iyi grafikler oldukları su götürmez bir gerçek. 

Karşılaşacağımız pek çok ayrıntı ise oyunun mükemmelliğini bir kez daha ispatlıyor bizlere. Yeraltındaki koridorlarda, özellikle lambaların üzerinde uçuşan sinekler ilginizi çeker de yakından bakarsanız oldukça gerçekçi olduklarını fark edeceksiniz. Yüksek bir yere tırmanırken yada merdivenlerden inip-çıkarken ise karakterimizi dışarıdan görebiliyoruz. Son ve en çok dikkatimi çeken ayrıntı ise silahlarımızdaki fenerin aydınlatması. Çoğu bölümde zifiri karanlıkta oynayacağımızdan sadece fenerimizin aydınlatması bize yol gösterecek. Fenerin yaydığı ışık ise hiç olmadığı kadar gerçekçi. Öyle ki, hiçbir oyunda düşünülmeyen bir noktaya sahip. Hemen her oyunda, fenerinizi duvarın dibine kadar yaklaştırırsanız, duvarın alabildiğine ışıkla dolduğunu ve bembeyaz olduğunu fark edersiniz. Oysa Riddick’te tıpkı gerçek hayatta olduğu gibi, feneri duvara yaklaştırdıkça ışığın boyutu küçülüyor ve duvara değdiğinde ise hiçbir ışık gözükmüyor.

Ana karakterimizi Vin Diesel’in kendisinin seslendirdiği, hatta biraz abartarak, fazla karizmatik konuştuğu oyundaki diğer tüm karakterlerin sesleri de ünlü aktörler tarafından yapılmış. Oldukça kaliteli soundtrack’e sahip olan oyunun, ses efektlerine de söylenecek söz yok. Oynanabilirliği en yüksek noktada tutulan Riddick’in, birebir dövüşler ve silahlı kapışma anları ortalamanın biraz üstünde zor olsa da, sık sık save edildiğinden pek bir problem yaratmıyor.

“Escape from Butcher Bay”, fantastik hikayesi, düşmeyen temposu, rahat oynanabilirliği ve görsel-işitsel zenginliği ile tam bir baş yapıt. Kendi kendini bol save etmesi sayesinde oynanabilirliği kolaylaşsa ve toplamda uzun bir hikaye sunmasa da, FPS severlere “İşte budur !” dedirtecek kadar kaliteli bir oyun. Kanlı yapısı ve korkulu atmosferi ile yaş sınırını biraz yukarılara çektiği bir gerçek. “Halo”dan bu yana son derece kaliteli bir FPS bekliyorduysanız, işte tam size göre bir oyun. Xbox sahibi olup da bu oyunu almayacak birinin olacağını tahmin etmiyor, “Butcher Bay”in karanlık koridorlarına geri dönmek için sizlerden izin istiyorum…

Yorumlar 2
MK Okuru
MK Okuru 5.11.2024 09:24
Kalan Karakter: 300 Gönder
MK Okuru
MK Okuru 12.03.2018 01:20
bu oyun kesinlikle oyunlara bir çok yeniliği getiren oyundur
Kalan Karakter: 300 Gönder
ptcsite
ptcsite 2.05.2016 21:33
Oyunu tekrar oynuyorum. Assault on Dark Athena yı oynayamamıştım onu bitirdim gaza geldim bu seferde Escape From Butcher Bay'i oynuyorum. Çok güzel aksiyn dolu ve müthiş konusuyla sizi içine çekiyor... İnşallah devamı da gelir hem filminin hemde oyunun
Kalan Karakter: 300 Gönder
İlginizi Çekebilir